TÜRKİYE’de fuarcılık sektörü son yıllarda hızlı bir büyüme yakaladı. Yılda 400 fuarla Avrupa’da ikinci sırada yer alıyoruz. Fuar sayımız fazla ancak özellikle uluslararası katılımla düzenlediğimiz fuarlar yeterince etkin oluyor mu? İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’ten fazla fuar yapılması yerine etkin fuar yapılması çağrısı geldi. Bu çağrıyı dünya fuarcılığının merkez ülkelerinden biri olan Almanya’da yapan Şekib Avdagiç, “Fuar sadece mal ve hizmetlerin sergilenmesiyle sınırlı bir aktivite değil; lojistik, yeme içme, konaklama, eğlence, ulaştırma gibi birçok sektörü de doğrudan etkiliyor. Uluslararası fuarların diğer sektörler bakımından oluşturduğu ekonomik etkilerin fuar düzenleyicileri tarafından elde edilen cironun 5 ila 7 katına kadar ulaştığını biliyoruz. Bu bağlamda Avrupa, fuarcılığı kalkınmanın bir unsuru olarak görmüş ve başarıyla uygulamış. Pek çok yabancı partnerle birlikte düzenlediğimiz, rüştünü ispat etmiş fuarlarımız var. Ancak katılımcı sayısı, stant alanı ve gelir gibi parametrelerde Avrupa ortalamasının gerisindeyiz. Tabi burada şu çok önemli ki aynı sektörde birbirine rakip olan çok sayıda fuar pastanın küçülmesine, etkinliğin azalmasına sebebiyet veriyor.
Mesela Almanya’da düzenlenen yıllık fuar sayısı Türkiye’nin yaklaşık yarısı kadar olsa da bu ülkedeki fuarlarda yaklaşık 7 kat fazla gelir elde ediliyor. Türkiye’de birbirine benzer ve yakın zamanlarda organize edilen fuarlar, ziyaretçi sayısını haliyle azaltıyor” dedi.
Hürriyet’in yaptığı araştırmaya göre son yıllarda rakip fuar şirketleri özellikle aynı tarihte benzer kapsamda fuar düzenliyor. Geçmiş yıllada özellikle dijital ekonomi, denizcilik, eğitim, gıda, sağlık ve konfeksiyon olmak üzere birçok sektörde aynı anda birden fazla ulusal veya uluslararası fuar düzenlendi. Özellikle Boat Show Eurasia ile Avrasya Boat Show ve Food İstanbul ile World Food İstanbul fuarlarının da aynı tarihlerde düzenlenmesi dikkat çekti.
GIDA İHRACAT HEDEFİ
İTO’nun davetlesi olarak gittiğimiz Köln’de bir basın toplantısı düzenleyen Şekib Avdagiç, Almanya Köln’deki Anuga Fuarı’nın milli katılımını organize ettiklerine dikkat çekerek, “Dünya gıda pazarı 1 trilyon 470 milyar dolar. Türkiye’nin bu dış ticaretten aldığı pay 18 milyar dolarla yüzde 1.2. Türkiye’nin burada şu anda yüzde 1,2’lik payının en azından yüzde 3-3.5’a çıkarmamız gerekiyor. Biz çıkabileceğini düşünüyoruz. Bu anlamda 2050’ye kadar da bu alanda 100 milyar doların hedeflenmesi gerekiyor ki; şu anda Hollanda’nın rakamına baktığınız zaman 130 milyar dolar bandında. Almanya’nın öyle 100 milyar dolara yaklaşan tarım ve tarım ürünleri ihracatı olduğunu dikkate aldığımızda
2023 yılı için gıda ve tarımda 40 milyar dolarlık ihracat hedefi iddialı ama bize göre kesinlikle başarılabilecek bir hedef. Ölçek ekonomisi ile ilgili gerekli adımları atabilirsek, teknolojinin daha çok kullanımı konusunda süreçleri etkin bir şekilde hayata geçirirsek, ki burada önemli bir mesafe katlettiğimizi görüyoruz” diye konuştu.
Şekib Avdagiç, Avrupa’da traktörlerin 2030 yılına kadar en az yarısının otonom traktör olacağını hatırlatarak, şu bilgileri verdi: “Çünkü otonom sürüş teknolojisinin en hızlı kullanabileceğin alandan birisi tarım aslında. Bu şekilde siz traktörünüzü veya büyük tarım aletlerinizi biçerdöverlerinizi ve diğer tarım araçlarınızı 24 saat kullanma imkanınız olabilecek. Sadece sürücüye bağlı kalmayacaksınız. Ama bunu yapmak için daha az yatırımla daha az araziyi, daha verimli bir şekilde, daha teknolojik sulama yöntemleri ile kuru toprak analizi ile doğru gübreleme ile maliyetimizi de optimize ederek süreci yürütmek durumundayız.”
2020 İÇİN UMUTLUYUM
Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “AB, Türkiye’ye hak etmediği bir şekilde, Gümrük Birliği anlaşmasının ruhuna aykırı bir usulde, bazı kısıtları çok uzun bir süredir hala masada tutmaya devam ediyor. Makarna gibi bir takım ürünlerde kısıtlarımız var. Kotayı doldurduğumuz zaman devamını ihraç edemiyoruz. AB de çok iyi bir hal tavır içinde değil bu konuda. Bu konuda önümüzdeki günlerde adımlar atılabileceğini öngörüyoruz. Ümit ediyorum 2020’de bu konuda daha iyi mesafe sağlama durumunda olacağız.”
TUNA TİCARET ODALARI BİRLİĞİ
140 milyon nüfusu barındıran Tuna bölgesi odalarının ticaret odaları birliği kurulduğunu anlatan Şekib Avdagiç, “Biz de kurucu olarak görev aldık ve orada yönetim kurulu başkan yardımcısı (KONTROL) olarak seçildik. Eylül 2020’de Tuna Ticaret Odaları Birliği’nin birliğin genel kurulu İstanbul’da yapılacak. Burada Almanya’dan başlayan Avusturya ile devam eden Slovenya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan Karadeniz’e dökülen bütün o kıyısı olan ülkelerin odalarının olduğu bir birlik. Tuna Bölgesi, AB’nin de en önemli ekonomik alanlarından biri” dedi.
VW YENİ YATIRIMLARA ÖNCÜ OLABİLİR
TÜRKİYE’de üretim yapan otomotiv devleri Renault, Fiat, Ford, Toyota ve Hyundai’nin arasına bir Alman markasının da eklenmesinin önemli bir gelişme olduğunu belirten Şekib Avdagiç, “Volkswagen’in (VW) Türkiye’deki yatırımı son yılların en büyük ‘greenfield’ (sıfırdan yatırım) projesi. 2022’de faaliyete geçmesi bekleniyor. VW’in yatırımda Türkiye’yi seçmesi bazı çevrelerin dillendirdiği Türkiye Avrupa için önemli mi sorusuna da bir cevaptır. VW’in yeni fabrikasında içten yanmalı motorlu araçların üretilecek olması, bir yandan önümüzdeki süreçte diğer Avrupalı üreticilerin konvensiyonel içten yanmalı motorlu araç üretimini de Türkiye’ye taşımasına neden olabilir. VW bu eğilimin öncüsü olabilir” dedi.