Her şeyin dijitalleştiği bir dünyada yaşıyoruz. DE-CIX, iş ortaklarının gelişmiş bir “bağlantı vizyonu” ile bu dönüşüme ayak uydurmalarını kolaylaştırıyor. Bu noktada sadece dijital şirketlerin değil; pek çok sektörün dijital dönüşümün içinde olduğunu görüyoruz. Dijitalleşme konusunda sektör bazında neler söyleyeceksiniz?
Dijital dönüşüm bugün her yerde, tüm sektörlerde. Bu durum dijital bir ürün üretmeyen, örneğin pazara gömlek, tişört vs. gibi geleneksel ürünler sunan şirketler için de geçerli. Burada vurgulamak istediğim, bir şirket her ne üretiyor olursa olsun üretimin ardında mutlaka dijital bir sürecin olduğu aslında ve dijitalle ile ilgili daha fazla ürün oldukça, gelecek dönemlerde bugün bu söylediğimin önemi daha da artacak. Dediğim gibi dijtalleşmenin önemi sadece dijital hizmet sunan şirketler için değil; dijital hizmetler alanında faaliyet göstermeyen şirketler için de geçerli. Örneğin, sağlık, otomotiv ya da finans sektörlerini örnek alalım. Bu sektörlerdeki şirketlerde hemen her şey dijital hatta ürürün kendisi bile. O nedenle artık şunu net olarak görmemiz lazım; ne kadar geleneksel olduğuna bakmaksızın eski şirketlerden tutun da dijitalleşmeye bağlı olarak gelişen havalı yeni start-up düşüncelere kadar, bugün tüm sektörler dijital bir altyapıya bağlı. Dijitalleşme konusunda şu ana kadarki en iyi iş fikrine sahip olabilirsiniz ya da en mükemmel dijital ürünü bulmuş olabilirsiniz ama eğer dijital altyapınız fikrinizi desteklemiyorsa, istediğiniz performansı alamazsınız ve fikriniz ölür. Tam da bu nedenle üretimden sağlığa, finanstan perakendeye kadar bu sektörlerdeki tüm kurumların, işbirliklerinin güçlü ve güvenli bir dijital altyapıya ve bağlantı çözümlerine ihtiyacı var. İşte DE-CIX iş ortaklarına tam da bahsettiğim bu güvenli ve güçlü bağlantı çözümlerini sunuyor.
DE-CIX deyince, 25 yılı aşkın bir kurumsal tecrübeden bahsediyoruz. DE-CIX geçmişten bugüne neler yaptı, nasıl bir gelecek vadediyor?
DE-CIX 25 yıl önce, Frankfurt’taki küçük bir posta ofisinde üç Alman Internet Servis Sağlayıcı tarafından faaliyete başlayan bir şirket. Bugün, yani kuruluşumuzdan 25 yıl sonra, 4 kıtada, 18 lokasyonda, 2000’e yakın ağa hizmet veriyoruz. 65 Terabit bağlı kapasite ve 12 Terabit’ten fazla canlı internet değişim kapasitesine sahibiz. Bunlar sadece rakamlar, fakat bu rakamların ardından yatan ve öne çıkan asıl nokta, platformlarımızın altyapı kalitesinin oldukça gelişmiş olması. Bu aynı zamanda geleceği de gösteren bir sonuç. Çünkü gelecek demek daha çok kalite demek ve bu kalite artışı hizmetlerimizi yeni iş segmentleri ve bugün iyi altyapıya sahip olmayan yeni coğrafi bölgelerle daha da yakınlaştıracak. Gelecek seneler için benim ve DE-CIX’in yükümlülüğü bunu başarmak. DE-CIX olarak, altyapı operatörlerinin de sadece kablo döşemek ya da güçlü veri merkezleri sağlamaktan daha öte yükümlülükleri olması gerektiğine inanıyoruz. İster ofis ister ev olsun, altyapı operatörlerinin ana önceliği, dijital hizmetlere ve bilgiye en iyi kalitede erişim deneyimini sağlamak olmalı. Eğer bugün bir bölgede dijital altyapı yoksa, o bölgede yaşayan insanlar diğer bölgelere kıyasla dijital hayata ulaşmada eşit erişime sahip değiller. Biz DE-CIX olarak, bu dezavantajları ortadan kaldırmak, herkesin dijital hizmetlere ve bilgiye eşit şekilde erişebilmesini sağlamak istiyoruz çünkü bugün dijital dünya, hayatlarımızın tam merkezinde duruyor. Sağlıktan eğitime, eğlenceden iş dünyasına kadar her şey dijitalle, uygulamalarla ve dijital altyapı ile ilgili. O nedenle dijital hizmetlere erişim konusunda en iyi kaliteyi sunduğumuzda, aynı zamanda insanların hem hayatlarını daha iyi yaşamalarına hem de işlerini en iyi şekilde yürütmelerine de yardımcı oluyoruz.
DE-CIX olarak kıtaları, ağları ve insanları birbirine bağlayan bir ekosistemi yönetiyorsunuz. Bu ekosistemin önemli bir bağlantı üssü olan İstanbul’da her sene bir zirve düzenliyorsunuz. DE-CIX ekosistemi içinde İstanbul’un yerini nedir?
İstanbul müthiş bir şehir ve her zaman çok önemli bir konuma sahipti, yüzyıllar önce dahi büyük bir başkentti. Geçmişten bugüne herkesçe bilinen bir yer ve bugün de haritada en dinamik şehirlerden biri. O nedenle İstanbul, global bir telekomünikasyon şehri olmayı hak ediyor.
Geçen hafta DE-CIX İstanbul Zirvesi’ni düzenlediniz. Öne çıkan konu bulut oldu. Bulut neden bu kadar önemli?
Bulut, çok farklı türdeki şirketlerin hem kurumsal olarak hem de müşterileri açısından dijital stratejilerini büyütmeleri ve hizmetlerini optimize etmeleri için oldukça esnek ve güvenilir bir çözüm. Dünyada milyonlarca, milyarlarca erişim buluttan sağlanıyor ve bulut bağlantının bizzat kendisi gerek inovasyon yatırımları gerek dünya çapındaki iş geliştirmeler için her geçen gün vazgeçilmez hale geliyor. DE-CIX’in bağlantı çözümleri ve DE-CIX DirectCLOUD hizmeti bu genel stratejik ilerlemeye oldukça etkili bir katkı sağlıyor.
Avrasya bağlantı ekosistemi içinde Hazar’dan Avrupa’ya ulaşan bir internet trafiğinde İstanbul’u nasıl hayal ediyorsunuz?
Dünya çapında büyük dijital üslerden biri, bölge için dev bir telekomünikasyon merkezi ve telekom sektörünün parlayan başkenti…
Tek bir bağlantı ile DE-CIX’in birbirine bağlı dünyasına adım atmak mümkün. Bize bu dünyayı anlatır mısınız? Nasıl avantajlar, fırsatlar sunuyorsunuz?
Birleştirme, verimlilik, iş ortaklarımız için farklı opsiyonlar yaratma ve bu opsiyonları artırma! Önce şuna bir açıklık getirelim; tek bir bağlantı demek güvenli olmayan bir bağlantı demek değil, tüm platformlar yedekli ve güvenli. Bir platformdaki tek bir giriş noktası ile bir çok bağlantı seçeneğiniz oluyor. Aslında bu, bağlantı dünyası ve telekom himzetleri açısından farklı ihtiyaçlar ve önceliklere göre pek çok seçeneği bir arada bulabileceğiniz bir lunapark gibi.
DE-CIX Frankfurt çok yakın bir tarihte veri trafiğinde saniyede 7,6 Terabit dünya rekorunu kırdı. DE-CIX İstanbul’da veri trafiğinin son aylarda saniyede 157 Gbit’i aştığını biliyoruz. İstanbul’da ulaşılması gereken veri trafiği hacmi ne olmalı sizce?
Şu an DE-CIX İstanbul’da olan veri trafiği ikiye katlanmalı…