Yazar: Geoffrey Smith
Investing.com – Covid-19’un ikinci dalgasın yolun aşağısında görünürken depresyonda mı hissediyorsunuz? Buyrun Mr. Kipling’den bir Bakewell tart alın. Sonuçta İngiltere’deki herkes böyle görünüyor.
İngiltere’de büyük ölçüde anonim olan bir marka koleksiyonunun arkasındaki şirket olan Premier Foods, 43 milyon liralık kayıptan 54 milyon sterlinlik (67 milyon dolar) vergi öncesi kâra geçtikten sonra daha iyi zamanlar umut ediyor.
Şirket, pandeminin ilk aşamasındaki istifleme sayesinde mali ilk çeyreğindeki gelirlerin yaklaşık %20 artmasından sonra Mart 2021’e kadar olan yıllık gelir ve kârın beklentilerin üzerine çıkmasını beklediğini söyledi.
Geçtiğimiz yılki yeniden yapılanmaya kadar emeklilik borçlarının ağırlığı altında çökme tehdidi ile karşı karşıya olan grup, “COVID-19 salgını sırasında bakkaliye markalarına olan artan talepte yüksek seviyeler görmeye devam edeceğini” söyledi ve zaten fazla para ile ne yapacağını düşünüyor.
Hissedarların ödemelerini artırmayla ilgili net ipuçları vermedi ancak “sürdürülebilir kârlı büyüme sağlamak amacıyla” yeni bir uluslararası strateji üzerinde çalıştığını söyledi.
Premier Foods hisseleri, altı yıl içinde %6,6 artış gösterdi. Mart ayının en düşük seviyesine göre üç kattan fazla yükseldi ve 2020 mali kazancının neredeyse yedi katı yüksek bir seviyede, artık grubun borcunu sürdürme yeteneğine sahip olan nakit akışlarının karşılaştırmalı güvenilirliği göz önüne alındığında, çoğu “değer” hisse senedinden daha iyi bir değere sahip. Net borç son 12 ay içinde FAVÖK’ün 2,7 katına geriledi. Bunun aksine, FTSE 250 endeksi %1,9 düştü ve STOXX 600 ABD’de koronavirüsün tekrar kontrolden çıktığı korkusuyla %1,8 kaybetti.
Bununla birlikte şirketin yurtdışında büyümeye para harcama ihtimaline herkes heyecanlanmayabilir. Premier’in finansmanındaki iyileşme, büyük ölçüde geleneksel güçlü yönlere yoğunlaşmadan kaynaklandığı görülmektedir. Uluslararası satışlar, geçtiğimiz yıl itibariyle grup gelirlerinin %5’i altına geriledi. Brexit sonrası geçiş döneminin Aralık ayında sona ermesi, Avrupa’daki rakipleri pahasına İngiltere’deki konumunu mantıklı bir şekilde güçlendirmeli ve aynı mantıkla Avrupa’da genişlemeyi zorlaştırmalıdır. AB’nin düzenleyici çerçevesinden kaçmanın o pazarın dışına açılmayı daha kolay hale getirip getirmediği hala herkesin tahmin yürüttüğü bir durum.
Kısacası İngiltere tüketimi üzerine sağlam ve düşük riskli bir bahis, daha büyük bir turta peşinde daha yüksek riskli bir bahis haline gelebilir. Yine de İngiltere’de 11 çeyrek büyüme gerçekleştiren yönetim, şimdilik şüphenin yararlı olmasını bekleyebilir.