Sinema Tarihinin En İkonik Rollerine Son Dakikada Seçilip Efsaneleşen 10 Şanslı Oyuncu

Her filmini izleyen herkes Johansson’ın dizide görünmediğini bilir. Çünkü asıl hayat verdiği şey filmdeki dijital sevgilinin sesi! Filmin post prodüksiyon aşamasına kadar dijital sevgilinin seslendirmesinde Samantha Morgan yer almış olsa da daha sonra yönetmen Spike Jonze, Joaquin Phoenix ile Morgan arasındaki diyaloglara baktığında hiç de başarılı olmadığını fark etmiş ve seslendirme için Johansson ile anlaşmış.

Filmdeki Aragorn rolü için önce Stuart Townsend ile anlaşma sağlanmış. Fakat filmin çekimlerine tam 2 gün kala Peter Jackson Aragorn karakteri için seçilen Townsend’in çok fazla bebek yüzlü olduğunu fark ederek teklifi Mortensen’e götürüyor. Viggo Mortensen’in 11 yaşındaki oğlu sıkı bir Yüzüklerin Efendisi hayranı olduğu için teklifi kabul etmiş.

Rol önce Dennis Hooper’a gitmişti, ancak Hooper çekimin 2. gününde çeşitli tartışmalar çıkardı ve “yaratıcılıkla ilgili farklılıklar” gibi bahanelerle rolünden geri çekildi. Bunun üzerine hem evi stüdyoya çok yakın olduğu için hem de zaman ayırabilecek vakti olduğu için rol Ed Harris’e gitti.

Bryan Singer, daha önce Wolverine karakteri için seçtiği oyuncular ile sıkıntılar yaşadığı için temkinli ilerliyordu. En son Russel Crowe’a teklif götüren Singer, ondan red cevabı alınca, aklına o dönemlerde çoğunlukla müzikallerde yer alan Jackman geliyor. Rolü reddeden Crowe’da Jackman’ı önerince teklif götürülüyor. Böylelikle Hugh Jackman, Wolverine olarak karşımıza çıkıyor.

Michael J. Fox, Marty Mcfly rolü için her zaman ilk tercih olmuştu, fakat Fox, o sırada Family Ties dizisinde rol alıyordu ve filmde yer alırsa hiç boş vakti kalmayacaktı. Bu yüzden Mcfly rolüne Eric Stolz getirildi. Stolz ile tüm film çekildi ama çekimlere bakıldığında yapımcılar istediklerinin bu olmadığına karar verdiler ve Fox ile tekrar görüşerek rolü oynamalarını istediler. Fox, rolü kabul ederek neredeyse hiç uykusuz hem film hem de dizi çekimlerine katıldı. Sonuçta bu harika karakter ortaya çıktı!

Aktris Michelle Pfeiffer, Catwoman karakterine karşı oldukça takıntılıydı. Tim Burton’un Catwoman içeren bir Batman filmi çekeceğini duyunca çok heyecanlansa da rol Annette Benning’e gitmişti. Fakat Pfeiffer’in şansına Benning, son anda hamile kalınca rolden çekiliyor ve rol Pfeiffer’e gidiyor.

90’lı yılların ikon filmlerinden olan Demolition Man’in Huxley rolü için ilk olarak Lori Petty seçildi, fakat Petty rolünü hiç sevmedi ve bunun üzerine yapımcıyla konuşarak filmden ayrıldı. Sandra Bullock’un çevresi çok genişti ve tüm yapımcılar onu önermişti. Bu yüzden akla ilk olarak Bullock geldi ve rolü kaptı.

Daha önce Terminatör’ün başrolü için Lance Henriksen vardı. Henriksen deneme çekimlerinde muazzam bir performans gösteriyordu. Bu arada Schwarzenegger filmde başka bir rol kapmıştı. Film için hazırlıklar sürerken bir yemek esnasında Schwarzenegger yönetmen James Cameron’a film hakkındaki düşüncelerini anlattı ve Cameron, onun T-1000 karakteri için daha uygun olacağını düşündü.

Aslında Patrick Bateman rolü Bale’in aklına hiç gelmemişti, fakat yakın çevresi ona sürekli olarak bu rolü oynaması yönünde baskılar yapıyordu. İlk başlarda bu rol için Leonardo Di Caprio seçildi. Hatta başrol seçimi tüm basına duyuruldu, fakat filmin yönetmeni ısrarla Di Caprio ile görüşmeyi reddetti. Bale, baskılar sonucunda sıkı bir hazırlık yaparak seçmelere girdi ve ikon haline gelmiş rolü kapmayı başardı.

Clint Eastwood, bu film için asla düşünülmemişti. İlk teklif Frank Sinatra’ya gitti, fakat çekimlerden önce bileğini kıran Sinatra, çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra sırasıyla John Wayne, Robert Mitchum ve Burt Lancaster’a teklif gitse de hepsi red cevabı verdi. En son teklif götürülen Clint Eastwood, rolü anında kabul etti.