O, bizim jenerasyonumuzun, annelerimizin ve anneannelerimizin aynı dönemde kalbini çalmayı başarabilmiş, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi aktörlerinden biriydi.
Sadece yakışıklı görüntüsüyle değil, karakteri ve oyunculuğuyla da gönüllerimize taht kuran bu güzel beyefendi ile sizi bir nostalji yolculuğuna çıkaracağız…
1949 doğumlu ve Yay burcu
Dönemin pek çok ünlüsü gibi, o da Ses dergisinin oyunculuk yarışmasında birinci olarak sektöre giriş yaptı.
Uzun boyu, yeşil gözleri ve sempatik tarzı ile farkedilmesi elbette ki uzun sürmedi. 1970 yılında kazandığı bu yarışmadan bir sene sonra, 1971 yılında ilk kez bir filmde rol aldı.
İlk filminden sonra gelen yeni film tekliflerinin ardı arkası kesilmedi.
Aşkların En Güzeli, Sev Kardeşim, Tatlı Dillim ve daha pek çok film derken sıra efsanevi Hababam Sınıfı serisine geldi! Tarık Akan, her rolün altından başarıyla kalkıyordu.
Dönem adeta Yeşilçam’ın zirvesiydi, Tarık Akan ise çapkın gülüşü ve sıcak elektriği sayesinde elbette ki romantik komedi tarzı filmlerde oynuyordu.
Çoğunlukla çapkın, bazen haylaz, bazen de ayran gönüllüydü; fakat her zaman çok kibar ve zarifti! Şeytan tüyünün yanında bu efendi halleriyle de izleyicinin takdirini kazandı. Oynadığı filmler gişe rekorları kırıyordu.
Ah Nerede filmi yayınlandığında rekorlar kırmakla kalmadı, günümüze bir klasik olarak taşındı!
O çocuk ruhlu, yaramaz bir aşıktı; Gülşen Bubikoğlu ile de çok yakışıyorlardı!
Tarık Akan, boyu boyuna olmasa da, Adile Naşit ile de çok yakışıyordu! Gelmiş geçmiş en şirin çiftlerden birini oluşturdular!
İkisi de birbirinden sevimli bu oyuncularımızın replikleri hala hafızalarımızda!
Kadınlar için artık bir ideal erkek kriteri haline gelmişti; bugünün Kıvanç Tatlıtuğ’su neyse Tarık Akan da oydu. Ona kıyasla çok daha popülerdi ve beğeniliyordu.
Bu beğenilerin arkasında ise Tarık Akan’ın yakışıklılığından fazlası vardı.
Yeşilçam’ın maço adamları arasında; romantik ve kibar tavırlarıyla adeta ihtiyaç duyulan figür oydu!
Sevgi ve aşk, şiddet dolu dramatik sahnelerle yansıtılırken, Tarık Akan’ın sahneleri ise bu tarz bir şirinlikteydi.
“Yıkarım, döverim, ben yenilmezim” tadında bir erkek değildi; söz konusu ailesi olunca paşa paşa dayağını da yiyordu!
Hele ki o baba Hulusi Kentmen ise!
Sadece romantik ve komik sahnelerle değil; bazı filmleriyle de gözyaşlarına boğuyordu. Hüznün de yakıştığı bir oyuncu olmayı başardı.
Canım Kardeşim filmi de unutulmaz klasikler arasına girdi.
Sonuçta gerçek hayatında da çiçek gibi bir insandı!
Genç yaşında elde ettiği bunca başarıdan sonra ise, 27 yaşındayken artık daha ciddi ve toplumsal filmlerde oynama kararı aldı.
Yılmaz Güney ve Tuncel Kurtiz ile iyi bir ekip oldular. Siyasi görüşleri de birbirine uyan bu sanatçılarımız birlikte oldukça başarılı filmler çevirdiler.
Yol filmi ise Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü aldı.
Yılmaz Güney’in Sürü filmiyle de büyük başarı yakaladı.
12 Eylül dönemi olduğu için Yeşilçam eski ışıltısını kaybetmişti fakat bu toplumsal gerçekçi filmler bu idealist oyuncularımızı sanatsal anlamda tatmin ediyordu ve ülkemizdeki bu alandaki eksiği kapatıyordu.
12 Eylül döneminde kısa süreliğine tutuklandı; yıllar sonra ise bu dönemde yaşadıklarını yazdığı kitapta anlattı.
Artık sıkı bir “muhalif” olarak anılan Tarık Akan, fikirlerini sıkça dile getirerek sosyal adaleti ne kadar önemsediğini gösteriyordu. Aziz Nesin’den ve Aziz Nesin’in oğlu Ali Nesin’den sonra Nesin Vakfı’nın başkanlığını devraldı.
Düşüncelerini asla gizlemiyordu, kendisine üst üste davalar açıldı.
Fakat bu davalardan yeniden bir hapis cezası almadan beraat etti.
Beyaz saçları ve sakalları ile Tarık Akan,dimdik bir duruşa sahip ve karizmasından hiçbir şey kaybetmedi
Vizontele serilerinde ve çeşitli televizyon dizilerinde rol aldı. Sinema ile eskisi kadar içli dışlı olmasa da “Deli Deli Olma” filmi ile yine başarılı bir iş çıkardı.
Açtığı sosyal medya hesaplarından, görüşlerini açıklamaya devam ediyordu ve bazen de geçmişe yönelik paylaşımlar yapıyordu.
Yorulsa da hala çok güzel bir insan!
Espri anlayışını da asla yitirmedi!
Aramızdan ayrılışının 4. yılında Yeşilçam’ın yakışıklısını saygıyla anıyoruz. Huzur içinde uyusun…
Para, şöhret ve başarıya böylesine ulaşabilmiş bir insanken, sırf inandığı doğrular adına pek çok şeyi göze alarak inandığı yoldan giden Tarık Akan’ı; hem güzel, hem de onurlu bir insan olarak görüyoruz ve çocukluğumuza kattığı renkler için, savaşçı ruhu ile örnek olduğu için çok teşekkür ediyoruz!