Bilim insanları Venüs atmosferinde fosfin bulunmasının olası ihtimalleri değerlendirdi. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Sara Seager “Bu şaşırtıcı ve ani bir keşif. Venüs’ün atmosferindeki yaşam olanaklarına dair ileri araştırmaların önünü açacak” ifadesini kullandı.
NASA yöneticisi Jim Bridenstine ise Twitter hesabından yeni keşfi yorumladı ve ‘Venüs’e öncelik verme zamanı geldi’ diye yazdı.
Venüs bulutlarındaki yaşam olasılığını uzun süredir gündeme getiren ama çalışmaya dahil olmayan bir diğer gezegen bilimci David Grinspoon da “Çalışmanın takip edilmesi gerek” dedi ve ekledi:“Ama bu, uzaylı biyosferini gösteren ilk gözlem olabilir. Üstelik tüm evrendeki bize en yakın gezegende…”
Fosfin hangi süreçlerden meydana gelebilir?
Kimyagerler fosfini genellikle bir piramitle tarif ediyor: Üç hidrojen atomunun bağlandığı tepede bulunan bir fostor atomu. NASA’nın uzay aracı Cassini işte bu kimyasalı Jüpiter ve Satürn atmosferlerinde keşfetti.
Harvard Üniversitesi’nden moleküler astrofizikçi Clara Sousa-Silva’ya göre bu ortamlarda fosfin oluşumu için yaşam gerekli değil. Çünkü buralardaki muazzam ısı ve basınç, fosfor ve hidrojen atomlarını sıkıştırarak söz konusu molekülü oluşturabilir.
Ancak araştırmacılar, Dünya ve Venüs gibi daha küçük ve kayalık gezegenlerde bol iktarda fosfini bu yolla üretecek yeterli enerji olmadığını söylüyor. Bununla birlikte fosfin üretiminde etkili bir faktör var: Anaerobik yaşam, yani oksijen kullanmayan mikrobiyal organizmalar.
Aynı zamanda makalenin yazarlarından biri olan Dr. Sousa-Silva bu nedenle, “Söyleyebileceğimiz kadarıyla bu tür dünyalarda fosfini sadece yaşam ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.
Peki fosfin biyolojik kaynaklı olmak zorunda mı?
Keşfin ardındaki ekip, fosfinin kaynağı ve bol miktarda bulunmasıyla ilgili farklı açıklamaları test etmek için bir yıl boyunca çalıştı. Çalışmanın sonucunda Venüs ortamını bilgisayar simülasyonlarında yeniden canlandırdı.
Makalenin yazarlarından ve MIT’den biyokimyager William Bains, “Işık fosfini sürekli parçalıyor. Bu yüzden onu sürekli yenilemelisiniz” dedi.
Araştırmacıların oluşturduğu modellere göre volkanik aktivite veya şimşekler, bu sürekli yok olan fosfinden daha fazlasını eklemede yeterli olamaz. Ancak canlılar, bu gazı yeterince yayabilir.
Dr. Brains, “Yaşam dışındaki tüm olası fosfin kaynaklarının üzerini çizdik” diye konuştu.
Öte yandan, diğer gezegen bilimciler, fosfinin biyolojik kaynaklı olmama ihtimalinin gözardı edilemeyeceğini söylüyor.
Kaliforniya’daki Salk Enstitüsü’nden biyolog Gerald Joyce, “Çoğunlukla aynı yazarların dile getirdiği önceki spekülasyonlara rağmen bu, biyo-imza olarak kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nde gezegensel yaşanabilirlik konusunda uzman James Kasting de benzer bir uyarıda bulundu:
Gezegen bilimciler gezegendeki fosfinin kaynağına dair fikir birliğine henüz varamasa da bu bulgu, yaşam arayışında “Dünya’nın ikizi” diye nitelenen komşu gezegene gereken önemin verilip verilmediğinin sorgulanmasını sağladı.