Mesele yine ailede başlayıp ailede bitiyor…
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=Q4smjmdK…
Bergen’e benzetilen güçlü sesiyle tanıdığımız Mehtap Yılmaz bir dönemin popüler yarışması Popstar Alaturka’nın gözde isimlerinden biriydi.
Geçmişte pavyonda sahne aldığını ve bazı zorluklar yaşadığını az çok biliyoruz. Biz yine de Katarsis X-TRA’nın kırmızı koltuğuna konuk olan Mehtap Yılmaz’ın hayatına dair anlattığı bazı detayları sizlerle de paylaşalım istedik.
Mehtap, Ardahanlı aşiret kızı olan bir annenin ve Artvin Hopalı bir babanın çocuğu olarak Rize’de dünyaya gelmiş. Babası alkolik ve evin bütün bireylerine şiddet uyguluyormuş. Annesi de ne yazık ki psikolojik sorunlarla mücadele ediyormuş.
Üyesi olduğu bu aile ona hep kaşlarının çatık olmasını öğretmiş bir nevi. Asosyal, kırk yılda bir arkadaşı olan ve yalnız bir çocukmuş Mehtap…
Babasıyla hiçbir zaman baba-kız ilişkileri olmamış ve bu nedenle de hep başka aileleri kıskanıyormuş. Babasından nefret etse de yıllar sonra onu bir şekilde “yine de babadır” diyerek affetmiş.
Küçük yaşlarda “abi” dediği çok yakın bir akrabası tarafından taciz edilmiş. Bu nedenle de şu an bile hiçbir akrabasıyla iletişim kurmuyormuş. Ailesine de bu duruma inanmayacakları için söylememiş.
Yaşadığı bu olay erkeklerden nefret etmesine de neden olmuş.
Belli bir yaşa geldikten sonra okumak yerine çalışmayı tercih etmiş. Gündüz bir şirkette telefonlara bakarken akşam da benzinlikte pompacılık yapıp cam siliyormuş.
Bir zaman sonra da kendisini pavyonda sahne alırken bulmuş. Daha 16 yaşında “Burçak Başak” takma adını alarak sahnelere adım atmış.
Pavyonda sahne alması ve annesinin psikolojik sıkıntıları derken bu sıralarda intihar etmiş ve bir şekilde kurtulmuş.
Mehtap pavyon günlerini anlatırken “Hayatımın en acı dönemini yaşadım!” cümlesini kuruyor. Bu süreçte görmediği şey kalmamış adeta. Kadınlar zorla senet imzalatıp çalıştırılmış ve sabahın köründe genç kadınlar sürekli yerlerde uyurmuş.
Gece kitaplarıyla gelip sabah da hazırlanıp derslerine giden konsomatris hukuk öğrencileri bile varmış.
Mehtap, “Evlerinde mutlu olamayan, sahte laflar duyarak egolarını beslemeye çalışan erkeklerin gittiği bir yer” olarak tanımlıyor pavyonu.
Zamanla pavyon ortamına da bir şekilde alışmış tabii. O ilk sahnesinde ürkek bir güvercin gibi olan Mehtap, sahneye çıkacağı zaman pavyonları tıka basa doldurmaya başlamış.
Ölümle burun buruna da gelmiş. Bir gece Mehtap sahnedeyken memesinin arasına para sıkıştırmaya çalışan müşteriye izin vermeyince müşteri pavyona ve Mehtap’ın üzerine silahını alıp mermi yağdırmış.
Mehtap sadece o mekanlarda şarkı söylese de akrabaları onu “pavyon kadını” olarak görüyormuş. Tabii ünlü olduktan sonra işler değişmiş ve akrabaları peşini bırakmamış.
Pavyonun o “leş” ortamına sadece erkek kardeşi için katlanmış. Kardeşi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra o da pavyonu bırakmış. Bir nevi kendi de mezuniyetini ilan etmiş. :)
Programı buradan izleyebilirsiniz;
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;