ANKARA, 9 Aralık (Reuters) – Dolar/TL 7.8 etrafında genel olarak yatay bir seyir izlerken piyasada AB ve ABD’den bir yaptırım uygulaması gelip gelmeyeceği ana gündem olarak izleniyor.
Enflasyonun Kasım ayında %14 aşarak beklentilerin üzerine çıkmasının ardından Merkez Bankası’nın yeni bir faiz artışına gideceği beklentileri kuvvetlendi.
Ancak koronavirüsün ekonomik aktiviteyi baskıladığı bu dönemde yeni faiz artışlarının istihdama ekonomik aktiviteye 2021’de yaratacağı olumsuz etkiler de sorgulanıyor.
Bankacılar yeni faiz artışı yapılmaması halinde dolarizasyondan dönüşün zor olduğunu, ancak daha fazla faiz artışının ekonomik büyümeye ve işsizliğe negatif etkisine dikkat çekiyorlar.
Bu kapsamda piyasalar TCMB’nin ve ekonomi yönetiminin nasıl bir 2021 planladığına ilişkin ilk sinyaller için önce 16 Aralık’taki Para ve Kur Politikası metnini ardından ise 24 Aralık’taki PPK’yı izleyecek.
Dolar/TL geçen hafta beklentilerin üzerinde artış gösteren enflasyon verisiyle 7.9’u aşsa da haftayı 7.8 seviyelerinde tamamlamıştı. Kur bu hafta da sınırlı yükselişler gösterse de 7.8 etrafından çok uzaklaşmadı.
Dolar/TL saat 0850’de 7.8125/7.8250, euro/TL 9.4664/9.4827, sepet bazında TL 8.6395/8.6539 seviyesindeydi. Euronun dolar karşısında Nisan 2018’den bu yana en yüksek seviyelere ulaşmasıyla dolar/TL yatay seyir izlese de, euro/TL yükselişte.
TCMB’DEN YENİ FAİZ ARTIŞI BEKLENTİLERİ KUVVETLENİYOR
Deutche Bank bu hafta bir raporda Aralık ayında en az 100 baz puan politika faizi artışı beklediğini belirtti. Raporda dolarizasyonun azaltılması için TL mevduat faizlerinin en azından %17.5-%18’e yükselmesi gerektiği belirtilerek, “Artık Aralık ayında gerçekleşmesi gereken faiz artışının en az 100 baz puan olmasını bekliyoruz. Dolar/TL’nin 7.5’in altına gerilememesi durumunda ise Aralık ayında 150 baz puan ve 2021’nin başında da 100 baz puan daha sıkılaştırma görmemiz gerekebilir” görüşüne yer verildi. Analytics’ten Atilla Yeşilada, “Çekirdek B ve C endekslerinde trend %17-18’e fırladı bile. Biraz daha kur geçişkenliği ilave edip, sene sonunda %15 civarında TÜFE tahmin ettik. Gelecek yılın ilk aylarında %15-16 arası bir ara-zirveye şahit olacağız. Ondan sonrasını tahmin etmek çok güç. Her şeyden önce para politikasından gelecek tepki bizce kesin değil. Ama ekip olarak kanaatimiz, TCMB’nin enflasyonu %5’e doğru aşağı baskılayacak ve döviz rezervlerini yineleyecek ölçüde parasal sıkılaştırma için izin alamayacağı yönünde” dedi ve ekledi:
“Biraz reel faize izin vermekle dolarizasyon da tersine çevrilmez. Çok yüksek reel faiz, uzun soluklu döviz kuru istikrarı ve her şeyden önce toplumun geleceğe güvenle bakması tek çare. Ama o noktaya çok uzağız.”
Reuters’da dün yayımlanan bir analizde de koronavirüs -19 vaka sayılarındaki artış ve ekonomide yaşanacak yeni bir gerilemenin daha yüksek faiz oranlarını isteksizce kabul eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu tutumunu sürdürüp sürdürmeyeceğini ve daha fazla kemer sıkma ihtiyacını teste tabi tutabileceğine dikkat çekildi. verilerine göre lokallerin döviz ve altın varlıkları 228 milyar dolar ile tarihi zirvelerinde seyrediyor. Yabancı yatırımların Türkiye ekonomisine göre görüşlerini bir miktar iyimserlik yönünde değiştirmesine rağmen bu yıl birikimlerini 35 milyar dolar artıran lokaller ise henüz bu trende katılmış değil.
REZERVLER SORGULANMAYA DEVAM EDİLİYOR
TCMB’nin para ve kur politikası metni her yıl Aralık ayında yayımlanıyor ve takip eden yıl TCMB’nin izleyeceği politikalara ilişkin bir çok öngörüye de baz oluşturuyor.
TCMB kamu bankaları aracılığıyla yaklaşık iki yıl sürdürdüğü rezerv satışları ile rezervlerinin yaklaşık 130 milyar dolarını kaybetti. Bankacıların hesaplamalarına göre sahipliği TCMB’ye ait döviz rezervi eksi 50 milyar dolar civarında. TCMB’nin brüt döviz rezervlerinin önemli bölümünü kendine ait altın ve lokal bankalara ait dövizler oluşturuyor. TCMB’nin önümüzdeki dönemde rezerv birikimi yapması gerektiği konusunda hemfikir. Geçmişte rezerv artışı için en yoğun kullanılan yöntemler reeskont kredisi ve döviz alım ihaleleri. Hali hazırda reeskont kredileri ilk 11 ay itibarıyla TCMB rezervlerine yaklaşık 22 milyar dolar katkı yaptı. Döviz alım ihalesi ise 2010’lu yılların başından beri yapılmadı.