TÜRKİYE İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 27. genel kuruluna asgari ücret ve sendikacılıkta 4.0 dönemi tartışmaları damgasını vurdu. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, asgari ücret için gelecek yıl işçi ve işverenin bir rakam üzerinde uzlaşarak kendilerine geleceğini söylerken, işçi ve işverenler yeni dönem sendikacılığını tartışmaya açtı.
Bakan Selçuk, gelecek yıl net asgari ücretin 2 bin 324 TL olacağını vurgulayarak, “Biz tabii ki, her daim masayı kolaylaştırıcı, hem işveren hem de işçi tarafı için daha da makul seviyelere taşıyıcı bir ortamda olmayı önemsiyoruz. İnşallah gelecek sene her iki taraf da bu konuda bana söz verdiler. Her iki taraf kendi aralarında anlaşacaklar ve anlaştıkları rakamlar üzerinden biz konuşacağız. Çünkü asgari ücret devletin anlaştığı rakam değil aslında. Asgari ücret işveren ve işçinin anlaştığı bizim de kolaylaştırıcı olarak masada bulunduğumuz bir ücret seviyesi” ifadelerini kullandı.
ANLAYIŞLA TEMSİL EDEMEYİZ
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise genel kurul açılış konuşmasında çalışma hayatındaki gelişmelere dikkat çekti. Türkiye’de 2030 yılına kadar 8 milyon kişinin becerilerinin sanayi 4.0 dönemi için değişmesi gerektiğini ve bunun işgücünün dörtte birine denk düştüğünü kaydeden Akkol, “Sendikacılık 4.0’a geçmek gerekiyor” dedi. Sendikacılıkta değişimin işçi sendikalarında da olması gerektiğine dikkat çeken Akkol, örneğin enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde bile yüzde 75 oranında zam talebiyle masaya oturan sendikalar olduğunu söyledi. Artık 70-80’lerden kalan eski usulle sendikacılık yapılamayacağını kaydeden Akkol şöyle devam etti:
“Çünkü Türk işçisi artık çok eğitimli. Yüzde 90’dan fazlasının akıllı telefonu var. Yabancı dil biliyorlar. Sosyal medyada hepimizden daha fazla aktif. Genç, sorgulayan ve hakkını arayan bir nesil geliyor. Bu nesli, işçi ve işveren olarak, bundan 30-40 yıl öncesinin sendikacılık yaklaşımlarıyla temsil edemeyiz. Sadece ücreti merkeze alan, kavgadan beslenen, popülist yaklaşımlarla bu nesli temsil edemeyiz. Kayıtlı istihdamın kalesi olan sendikalılığın artması en başta ülkemize fayda getirecek. Buradan TİSK Başkanı olarak sesleniyorum. Ülkemizde sendikalı sayısının artması lazım, işletmelerin buna açık olması lazım. Bunu işverenler olarak gururla ve cesaretle ifade ediyoruz.”
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan da 20. yüzyılın sendikacılık anlayışıyla 21. yüzyılda devam edemeyecekleri görüşüne katıldığını açıkladı.
YENİ YAKLAŞIM İHTİYACI
Arslan, “Sendikacılık her anlamda bizi zorluyor. İşçi-işveren ilişkilerini birinin diğerini yendiği, birinin diğerinin üstünde güç devşirdiği bir alan değil bir sosyal ortaklık olarak görüyoruz. İdeolojik türkü söyleyerek, ideolojik sloganlar atarak sorunlarımızı çözemiyoruz. Yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Hak-İş’in tek kırmızı çizgisi emekçilerin işi, aşı, ekmeğidir. Biz kendimize güveniyoruz, masada her konuyu konuşabiliriz” dedi.
Genel kurula seslenen Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar ise bu konuları tartışabileceklerini söyledi. Alemdar, “Başkanın konuşmasında katıldığımız birçok bölüm var ama katılmadığımız konular da var. Kendisi sosyal diyaloga inanan bir başkan. Onunla bu konuları sonra çözeceğime inanıyorum. Sendikalılığın artması için işbirliği içinde bulunmamız gerekir” diye konuştu.