Değişimin alası diye buna denir!
Old tayfa, liseli tayfa fark etmez; Hayat Bilgisi dizisinin Barbie’si İpek Erdem’i tanımayan yoktur diye düşünüyoruz!
Yıllar geçti, ilk deneyimi olan Hayat Bilgisi’nden sonra birçok yapımda gördük kendisini.
Haliyle birçok farklı tarzla da karşımıza çıktı.
Ancak gençliğini, hatta çocukluğunu bildiğimiz ve televizyon önünde yaşlanan ünlüleri görünce biraz hüzünlenmiyoruz değil.
Biz de ne kadar yaşlandığımız fark ediyoruz…
İşte İpek Erdem’in son paylaşımları da bize bunu hissettirdi! Altına yazdıklarıyla da epey duygulandırdı…
Hemen söyleyelim: Hayır, hasta değil.
“Geçen kış o kadar çok bunu yapmak istiyordum ki üstüne ‘Britney Spears gibi sakın saçlarınızı kestirmeyin.’ gibi şeyler döndü ve bir kadının saçlarını bu kadar kestirmesi delirdiğine, sağlıksız olduğuna işaret olarak etiketlendi. Benim de totom yemedi tabii bu durumda ve devam eden belirsizlik içinde de yapmak istemedim. Şimdi bu kalıbı kırıp, kendimi tam olarak olduğum gibi kabul edip, yaşayacak, size de sunacak kadar özgürleştiğim ve tam tersi çok sağlıklı olduğum için mutluyum.”
Gerçekten değişim dedikleri bu olsa gerek ama! Nasıl da şaşırttı hepimizi, değil mi?
“Şimdi hayatım, tercihlerim, yolum tamam…
Son 15 senedir işimi daha iyi yapabilmek için normal çalışmalarıma, yaptığım işlere devam ederken bir taraftan kendime ve sağlığıma doğru yolculuğuma çıktım. Malum, tahmin edersiniz ki 18 yaşında bir ülkede tanınmak ve büyük bir etki yaratmak her halükarda çok sarsıcıydı…Saçımın teline sarı sürmem derken sarışın bir “Barbie” olmuştum… Bittikten sonra da uzun bir süre uzaklaşmaya çalıştım ne yalan söyleyeyim. Ama uzun zamandır sarışın olmayı seviyor ve bir ülkeye “Barbie” lakabıyla çok da güzel, naif, öğretici hele ki ustam, hayran olduğum oyuncu Perran Kutman ile güzel etki etmekten dolayı son derece mutlu ve memnunum. Açıkçası işin şan, şöhret, para, popülerlik kısmı ilgilendirmedi beni… Asla yapmam gerekiyor diye bir şeyi yapamadım. Denediysem de vazgeçmem uzun sürmedi. Ama uzun yıllar maalesef dizide oynamak zorunda hissettim kendimi ve bu bence biz günümüz oyuncularının yaşadığı ciddi bir yanılsama ve stres kaynağıdır. Sanki dizi yapmazsak aç kalırmışız gibi bir anksiyete var… Halbuki yapılabilecek ve yapmamız gereken çok şey var…Kendimi bildim bileli beni tek ilgilendiren şey sanat ve işimi iyi yapmak için kafa patlatmak oldu… hele ki çok kıymetli bir okulda okurken bu karmaşada her zaman önceliği ona verdim… Bunu bir çok işin ehli insanlar saçma buldu. Halbuki ben bir taraftan kız çocuklarının okulda taklit ettiği bir örneğe dönüştüğüm için kendimi sorumlu hissediyor, daha iyi bir oyuncu olmak için çalışıyor, altından kalkamayacağımı hissettiğim işleri kabul etmiyordum özellikle de sizin için… Tüm bunların yoğunluğu beni kendime attı, 21 yaşımda ilk defa bunalıp, tek başıma çıktığım bir tatilde kendimi sevmem ve tamamen içimden gelen sesi dinlemem gerektiğini anladım. O gün bu gündür kendimle hemhâlim…
Her zaman içimden geldiği gibi davrandım. Onun doğru olduğunu biliyordum.”
Hem yazdıkları hem de değişimi epey etkileyici gerçekten! Ama mutlu, olduğu gibi, kendi gibi
“Ne diyordum ‘Şimdi hayatım, tercihlerim, yolum tamam…’ 15 senelik yolumda toplumsal ve evrensel bilincin bana ait olmayan neyi varsa bir heykeltıraş gibi üstümde kıra kıra ilerledim ve sonunda İpek’e o kadar kafi bir şekilde ulaştım ki gerçekten fiziksel olarak da ben kimim görmek istedim. Kafamın şekli nasıl, saçımın beyazları nerede?… bu tamamlanmamın Kaş’ta annemin yanında olması çok manidar değil mi? Onunla beraber kim bilir kaçıncıya ama tam olarak yoluna girmiş İpek olarak yeniden doğuşum…
Hepimiz gibi çok bedel ödedim. Şükür ki geldiğim noktada mükemmel bir nizamın olduğuna tam güveniyor ve teslimim. Bu yüzden genel olarak huzurluyum. Anlık nadir korku ve kaygılar ancak bana ne yapmam gerektiği mesajını veriyor ve yapıyorum…
Her geçen yıl arınıp, kabul edip, bedelini ödeyip, kendi yoluma girdikçe o yoldaki insanlarla karşılaştım.
Şimdi ise Nisan ayında Viyana’dan aldığım teklif ile bir oyun yazıyor, oralarda turne yapma yolunda ilerliyorum. Daha olabilecek bir çok iş görüşmelerim var oralarda… Önümüzdeki zaman ne gösterirse kabulüm. Elimden geleni yaparım. Şu anda İstanbul dışında, kampta, biraz o taraflardaki Türk seyircisi ile buluşmaya, biraz oraları, oralardaki sanatçı arkadaşlarımı deneyimlemeye, yaşamaya hazırlanıyorum.
Barbie yaşayacak,
hayat devam ediyor,
ben yolumda,
kendim olduğum için mutluyum.
Saçımı böyle yapmak gerçekten çok cesaret istedi.
Kafamı beğendim.
Kendimi sevdim.
Bu halde sarı olmayı deneyimleyeceğim.
Fakat bu halimi o kadar sevdim ki böyle gidesim var.
Bakalım.
Hayatı kendim olarak, yolumda yaşamak çok güzel…
Sevgiler
İpek Erdem”
Gelen tepkilere bakacak olursak, herkes çok beğenmiş!
Hatta bu tarz şeyler yazanlara da şu şekil cevap vermiş kendisi…
Peki, siz nasıl buldunuz bu değişimi?
Şaşırtıcı değil mi?!