Yazar: Geoffrey Smith
Investing.com – Alman mühendislik devi Siemens ‘in (DE:SIEGn) tüm Avrupa endüstrisinin önderi olduğu günler çoktan geride kaldı ancak yine de bu sabahki sürpriz güncellemesinde, Çin ekonomisinin dünyanın geri kalanı için önemini vurgulayan büyük bir okuma var.
Siemens hisseleri bir miktar geri çekilmeden önce %6,1 kadar artarak tüm zamanların yükseğine ulaştı. Artık salgın öncesi yüksek seviyelerine göre %30 yüksek, bu hem son aylarda genel olarak hizmetlere kıyasla üretim performansının daha yüksek olduğunu hem de giden CEO Joe Kaeser’in ademi merkeziyet stratejisiyle değerin açığa çıkmasını gösteren bir şey.
Kılavuza yukarı yönli bir revizyon, 12 aylık kazancın 21 katından fazla olan ve tarihsel standartlara göre gerilmiş görünen bir değerlemenin üzerindeki baskıyı kaldıracaktır. Faiz, vergi ve amortisman öncesi düzeltilmiş kazançlar, çekirdek Dijital Endüstriler segmentindeki tahminlerin %40 ve Smart (IS:SMART) Altyapı segmentindekilerin %30 önündeydi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’nin Perşembe günü verdiği yeni güvencelerin hemen ardından gelen rakamlar, şirketin bu yıl büyük bir yeniden finansman programıyla ilgili herhangi bir sorun yaşamayacağını gösteriyor.
Borsaya, çeyreklik sonuçlarını açıkladığında kılavuzunu revize edebileceğini söylemek zorunda kaldığı Aralık ayına kadarki üç ayda Siemens’in gelirini ve karını beklentilerin üzerine çıkaran siparişlerin başlıca sorumlusu Çin fabrikalarıydı.
Donald Trump’ın Çin’e yönelik ekonomik savaşını ne ölçüde sürdüreceğini ABD Başkanı Joe Biden yönetimi belirlediğinden bu durum neyin tehlikede olduğunun altını çiziyor.
Dışişleri Bakanı Anthony Binken’ın bu hafta yaptığı ve Çin’in, Sincan eyaletindeki Müslüman Uygur azınlığa yönelik muamelesini tanımlarken “soykırım” kelimesini kullanmayı uygun bulduğu yorumları, Biden’in Pekin üzerindeki baskıyı gevşetmekte acele etmeyeceği izlenimini pekiştiriyor. Böyle bir bağlamda, tek tek Çinli yetkililere ve şirketlere yönelik yaptırımların genişletilmesi oldukça olası görünüyor.
Ancak Avrupa ile beraber Çin’e karşı birleşik bir cephe oluşturma çabaları, Siemens gibi büyük işverenler onunla iş yapmayı sürdürdükçe – özellikle de başka talep kaynakları yoksa – karmaşık olacaktır. AB, Çin ile Avrupa endüstrisine daha fazla kapı açacak bir yatırım anlaşması imzaladı ve iş dünyası bundan yararlanmaya istekli olacak. Acı gerçek şu ki Siemens gibi Avrupalı sermaye malları şirketleri, Çin’in dünyanın atölyesi olma hedefini yerine getirmekte başarılı. Bunu değiştirmek için ABD’nin elinde ödül ve cezanın sadık bir kombinasyonunun olması gerekecek.