Kartal’da riskli olduğu bildirilen binalarda oturan çok sayıda aile evlerinde oturmaya devam ediyor. Korku içinde olan daire sahipleri, riskli yapı olarak ilan edildiğini söyledikleri binalarının bir an önce yenilenmesini istiyor. Riskli binalar havadan da fotoğraflandı.
‘Çok tehlikeli, mutfak çatlak, duvarlar çatlak’
Gönül Taş, “Çok tehlikeli, mutfak çatlak, duvarlar çatlak. Ev çok kötü sallanıyor. Korku içindeyiz ama mecburuz. Nerede kalacağız, kış ortası soğuk. Yaşlı bir annem var. Yeniden yapılmasını istiyorum. Dayanıklı olsun, korku içinde yaşamak istemiyorum. Burası 40 yılı aşkın süre önce yapıldı.” dedi.
‘Burası devletin olduğu için arsa da bize ait değil’
Daire sahibi Nesrin Akay da lojman olarak yapılmış binaya 1993’te taşındığını söyleyerek, “Burası devletin olduğu için arsa da bize ait değil. Normal müteahhitte verdiğimizde 100-150 bin lira fark istiyor. Biz burayı TOKİ’nin yapmasını istiyoruz. Çürük raporu alındı, Ekim’in 27’sinde belediyeden onaylanmış. İhtar bazılarına gelmiş, bize gelmedi. Ben okudum, 2 ay süre tanıyor. Bu da Aralık’ın 27’si oluyor.” dedi.
‘Tabutun içinde canlı yaşıyoruz’
Binada oturan bir başka vatandaş, ise “Tapu Kadastro Müdürlüğü yazıyor. Kartal Belediyesi Kentsel Dönüşüm. Binanız hasarlı bilginiz olsun, belediyeye gelin görüşelim, diyor. Belediyeye gittik, ‘Bu yazı size yanlış geldi.’ dediler. Binaların hali de bu. 1999 depremini yaşadık. Hepsi burada oturan insanlar. Adamlar hem evden kaçıyorlar, kiraya veriyorlar. Mevtayı tabuta koydun, defnettin geldin. Biz tabutun içinde canlı yaşıyoruz.” diye konuştu.
‘İzmir’de yaşanan deprem bizim burada yaşanmış olsaydı, hepimiz şu anda ölmüştük.’
Meltem Akyalçın da “Depremden sonra kontrollere geldiklerinde aşağıda ölçüm yaptıklarında betonun kum gibi döküldüğünü gördük. O kadar basit yapılmış ki bina. Şu anda oturuyoruz ama Allah’a emanet oturuyoruz. Kurban olduğum rabbim koruyor. Evin içini görseniz çatlak içinde. Evde eğilmeler oluştu. Ben fotoğraflardan anlıyorum. Duvar yan yatmış duruyor.” dedi. Kiraya çıkmasının mümkün olmadığını söyleyen Akyalçın, “İzmir’de yaşanan deprem bizim burada yaşanmış olsaydı, hepimiz şu anda ölmüştük.” şeklinde konuştu.