“Doğduğun Ev Kaderindir” ilk drama işiniz. Sette 7-24 ağlıyor musunuz?
– (Gülüyor) Ağlıyorum ve tam anlamıyla işin hakkını vermeye çalışıyorum. Kendimi tutamıyorum da. Bence güzel bir durum bu.
“Güldüğüm yılların acısı çıkıyor” diyor musunuz?
– 8 yıl çok güldük, artık ağlamanın zamanı geldi diye düşünüyorum. İyi ve güvende hissediyorum. İlk bölümden sonra iş ortaya çıkıp dünyasını görünce daha da cesaretleniyorsun.
Dizi, gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?
– Gerçek bir hikaye olmasının dışında, canlandırdığım kızın yaraları, yaşanmışlıkları beni etkiledi. Hiçbir yere ait olmamış bir kız var. Sevgiyle karşı taraftan kabullenilmeyi beklemekte o kadar haklı ki. Sessiz kalması bir acizlik olarak gelmedi bana. Sevgi talep ediyor ve haklı. Kendi anne ve babasıyla yaşayamamış ve gerçek anne babasının sevgisinin açlığını yaşıyor.
HEYECANLI OLDUĞUMU BİLMENİZİ İSTİYORUM
Televizyon ve müzik dünyasının en başarılı isimlerinin ödüllendirileceği Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni için geri sayım başladı. Bu sene tören sizin ev sahipliğinizde gerçekleşecek. Neler hissediyorsunuz?
– Ev sahibi olma durumu beni çok heyecanlandırıyor. Müthiş bir sorumluluk. Bizim kültürümüzde ev sahipliği önemli bir durumdur. Daha önce Altın Kelebek kazandığımda sahneye koşarak çıkmış, “Buraya kadar düşmeden çıkabildiğim için kendimi inanılmaz şanslı hissediyorum” demiştim. O sahnede olmak müthiş bir his. Şimdi ne korku, ne de panik yaşıyorum. Kelebekler uçuyor içimde. Gerçekten çok heyecanlı olduğumu bilmenizi istiyorum.
Hazırlıklara başladınız mı?
– Türkiye’nin en prestijli ödül gecesine ev sahipliği yapacak olmak, çok gurur verici ve önemli bir rol. Bu değerli rolün hakkını verebilmek için de tüm ekip uzun zamandır çalışıyoruz ve izleyen herkesin bayılacağına inandığımız sürpriz bir şov hazırlıyoruz. Gerçekten de “Gün benim günüm” dediğim bir gösteri olacak. Pantene Altın Kelebek benim için çok değerli, bu yüzden de en iyi halimle orada olmak istiyorum. Her kadın gibi benim de saçlarım iyi göründüğünde modum yükseliyor, böyle bir gecede de modumun yüksek olması ilk şart. O yüzden saçlarımın enerjimi en güzel şekilde yansıtması için yoğun bir bakım programı oluşturduk. Zaten Pantene ürünleriyle saç bakımımı ihmal etmediğim için kolayca istediğim görüntüye kavuşabileceğim. Şimdilerde nasıl bir saç modeli uygulayacağıma karar vermeye çalışıyoruz. Ama emin olun, Pantene’in marka elçisi olduğumu o gecede bir kez daha göstereceğim.
SAÇLARI GÜÇLÜ KADIN HAYATA DAHA POZİTİF BAKIYOR
“Yıldızı Parlayanlar” kategorisinde ödül alacakları nasıl buldunuz? Bu yılın yıldızları Alina Boz, İlayda Alişan ve Ebru Şahin…
– Hepsini severek takip ediyordum. Hepsi çok enerjik, işlerinde kendilerini ispat etmiş, sevilen oyuncular. Böyle bir gecede onlarla olmak büyük gurur.
Pantene’le “Gün benim günüm” konseptli bir reklam filmi çektiniz. Biraz bu iş birliğinden de bahseder misiniz?
– Uzun yıllardır Pantene ürünlerini kullanan biri olarak markayla gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği için çok mutluyum. Marka ekibiyle bir araya geldiğimizde kadınların saçları hakkında çok etkileyici araştırma sonuçları paylaştılar. Pantene’in dünya genelinde 11 ülkede yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre; kadınlar saçları güçlü ve sağlıklı göründüğünde hayata daha pozitif bakıyor, kendilerine ve yapabileceklerine daha fazla inanıyor. Biz de Pantene ile buradan yola çıkarak yeni kampanyamızda daha fazla kadını harika saçlara ulaştırarak yapabileceklerine inanmaya ve “Gün benim günüm!” diyerek güne başlamaya davet ediyoruz. Pantene ile gerçekleştirdiğimiz işlerin yansımaları da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Lansman, reklam kampanyamız ve Bakü’de gerçekleşen etkinliğimizden aldığımız pozitif yorumlar markayla DNA’mızın tuttuğunun güzel bir kanıtı oldu. Önümüzdeki dönem Pantene ile güçlü projeler üzerinde çalışıyoruz.
AYNADA GÖRDÜĞÜM O KADINA “SEN YAPARSIN” DİYORUM
Reklam filminde olduğu gibi sizi hep enerjik ve mutlu görüyoruz. Bunun sırrı nedir? Hayatta sizi neler motive eder?
– Güne nasıl başladığım, o gün içindeki modumu etkileyen en önemli faktör. Hani “Nasıl başlarsa öyle devam eder” derler ya, tam da öyle. Sabah güne iyi başlamak, evden mutlu çıkmak benim için çok önemli. Enerjik ve mutlu görüntümün sırrı; hayata pozitif bakmak ve gülümseyebilmek. Bunlar için beni motive eden şeylerin başında da kendime inanmak, yapabileceklerime odaklanmak, hayal kurmak ve hatta hayallerimin gerçekleştiğini düşünmek geliyor. Bütün bunlar için sabah aynanın karşısına geçtiğimde ilk olarak görüntümden emin olmalıyım. Ardından zaten içimdeki enerji dışarı çıkıyor ve aynada gördüğüm o kadına “Sen yaparsın” diyorum. İşte bu yüzden görüntümün en önemli tamamlayıcısı saçlarım iyi göründüğünde kendimi daha mutlu ve daha enerjik hissediyorum. Saçlarımdan başlıyor benim için iyi görünmek ve ancak o zaman “Günün tüm getireceklerine hazırım” diyebiliyorum.
Her kadının saçları çok önemlidir. Peki sizin için saçlarınız ne anlam ifade ediyor?
– Saçlarım benim için kendimi dışarıya en kolay ifade etme şeklim. Ben özel hayatımda da, iş hayatımda da çok enerjik bir insanım ve bu enerjinin dışarıya en doğru şekilde yansıması benim için çok önemli. Saçlarımın her zaman güçlü ve canlı gözükmesine ve benim enerjimi yansıtmasına hayatım boyunca hep özen gösterdim. Bu yüzden yalnızca özel günlerde değil her gün kendimi harika hissedeceğim harika saçlara sahip olmak için düzenli olarak bakımlar uyguluyorum. İşim gereği saçlarım yoğun işlemlere maruz kaldığı için ekstra özen gösteriyorum. Zaten uzun yıllardır aşina olduğum Pantene ürünleri arasından kendi saç tipime ve ihtiyaçlarıma uygun seçtiğim ürünlerle evde kolayca uyguladığım bakım sayesinde saçlarımın iyi görünmesini sağlıyorum. Eminim bu da enerjime yansıyor, kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
HER ELEŞTİRİYİ DUYARSAK KENDİMİZE HAKSIZLIK YAPARIZ
Ev sahibimizi biraz daha yakından tanıyalım istiyorum. Özel hayatınızla ilgili haberleri internetten sildirtmek için 4 bin dolar ödediğiniz yazıldı. Doğru mu bu?
– Bu dönemde para kolay kazanılmıyor diyeyim sadece…
Sizi neler sinirlendirir?
– Saygısızlık, iyi niyeti suiistimal, bir de fazla beklenti. Fazla verici olmanın insanların içindeki sevgiden ileri geldiğini, ancak belli bir süre sonra karşı tarafın bu durumu bir zorunlulukmuş gibi algıladığını görüyorum. Görev gibi görülmesi beni üzüyor ve kırıyor. Dolayısıyla birazcık sinirleniyorum.
Sosyal medyada hakkınızda yapılan olumsuz yorum ve eleştirilere kızdığınız oluyor mu?
– Bana değil de başkalarına yapıldığında daha çok üzülüyorum. Ben ne olursa olsun kendi yolumdayım ve kendimden eminim. Motivasyonumu düşürecek şeyleri görmüyorum bile. Eleştirilerine kulak astığım belli insanlar var. Onları dinliyor olmak iyi hissettiriyor. Her eleştiriyi duyarsak, kendimize büyük haksızlık yaparız. Ama başkalarına olunca “ne kadar kırılmıştır buna” diyorum.
Dürüstlüğüne en çok inandığınız kişi kim?
– Ablam. Eleştirmenin yordamını bilir. Sözleri eleştiri gibi değil, ablalık gibi gelir. Annem çok eleştiremez, kırmaktan, üzmekten korkar.
Öğrendiğimizde sizi sevmeyeceğimiz bir huyunuz var mı?
– Çok aceleciyim! İnsanların çok yavaş, kendimin çok hızlı olduğunu düşünüyordum. Fark ettim ki hiperaktifim. Bunu törpülemeye çalışıyorum.
HAKKIMDAKİ HABERLERİN YÜZDE 95’İ YALAN
Hakkınızda çıkan haberlerin yüzde kaçı yalan?
– 95’i! Doğru olanlar da yeni projemle ilgili olanlar sanırım. Yalan olduğunu bilmem, iyi hissetmeme yetiyor.
DANS ETTİĞİM İÇİN ŞÜKREDİYORUM
Dansı özlüyor musunuz?
– Düzenli olmasa da hâlâ hayatımda. Bir sürü de dansçı arkadaşım var. Boş günüm olunca onlara vakit ayırmaya, dans etmeye çalışıyorum. Şükrediyorum dans ettiğim için.
“BİRLİKTE BÜYÜMEK” DİYE BİR ŞEY VARMIŞ
Milyonlarca takipçiniz var. Her attığınız adımı takip ediyorlar…
– Gerçekten “birlikte büyümek” diye bir şey varmış. Ben küçükken popçuların, oyuncuların “Aile gibiyiz, onlar beni büyüttü” laflarını duyar, işin içinde olmadığım için anlamazdım. Beni ilk kez 11 yaşında izlemiş bir kız çocuğunun şimdi 19 yaşında olması ve ilgisinin halen aynı olması çok güzelmiş.
