İSTANBUL, 30 Mart (Reuters) – TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Genel Kurul Toplantısı’ndaki konuşmasında şu açıklamaları yaptı:
* Hepimiz son aylarda art arda gelen beklenmedik gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz.
* Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır; nereye gittiğimiz konusunda kafamızda bir cevap yoksa plan nasıl yapılır?
* Kurumsal yapıların öngörüldüğü gibi çalışacağı varsayımı olmadan yarın ne olacağı nasıl bilinir; ilan edilmiş olan kurallar yarın değişebilirse, yarına ilişkin kararlar nasıl alınır?
* 1970’li yıllardaki gibi iç ve dış mihrak sorunu devam ediyor, cari açık ve finansman sorunu devam ediyor, bugun ile 1970’ler arasında ciddi paralellikler var.
* Pandeminin yol açtığı ekonomik zorluklar zaten varolan yapısal zorlukların üzerine ekleniyor; yolun bir yanı istikrarsızlık, bir yanı ekonomik daralma, işsizlik ve geçim sıkıntısı, ülke olarak hepimiz bu arabanın içindeyiz.
* Kendi aramızda kavga ettikçe herkes kaybediyor, birleştirici olmak lazım.
* İstikrarı korumanan yolu keskin manevra yerine net, öngörülebilir ve tüm kesimlere güven veren bir yol haritası koymaktan geçiyor.
* Sonuncu reform paketinde ele alınan reformların hepsi yerinde ama reformlar uzun ve meşakkatli süreçlerdir, ısrarlı uygulama ve takip gerektirir; bu yüzden reform süreçleri siyaset ve bürokrasideki değişikliklere hassastır.
* Yüksek faiz oranları tasarruf açığının sonucudur, tasarrufları artırmazsak, TL’ye güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekmezsek, hiçbir faiz indirimi kalıcı olmaz.
* Yatırımcı güveni tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararı da alınamıyor.
* Yatırımcı güven ister, sık sık değişmeyen kurallar ister.
* TL’deki değer kaybının bir nedeni döviz geliri üretme kapasitesinin düşükülüğü ise diğer neden geleceğe ilişkin belirsizlik ve güvensizlik.
* Sorun şiddetlenince rezervlerden döviz satarak TL’nin değerini korumaya çalışmak ancak kısa süre için işe yarar; sorunun hep tekrarlamaması için ekonomik yapının dönüşüp döviz gelirlerinin artırılması ve ekonomi yönetiminin güven sağlaması gerekir.
* Fiyat artışı ile mücadele için fiyat kontrollerinin yetmediğini tecrübe ile biliyoruz.
* Reform programları ve verilen teşviklere rağmen bir türlü halledilemeyen bir diğer sorun ise yüksek işsizlik.
* Üretim yapısını dönüştüremezsek küresel ekonomideki yerimizin yükselmesi bir yana, düşmesi kaçınılmaz olacak.
* Etraflıca düşünülmemiş, ilgili tüm tarafların görüşleri alınmamış, aceleye getirilmiş kararlar çok çabuk değiştiriliyor bu da güvensizlik yaratıp öngörü ufkunu daraltıyor.
* Ekonomik reformlar gibi yargı refomları da iyi, ama şimdiye kadar ilan edilen yargı reformları bizi arzu edilen hukuk devleti ve demokrasi standartlarına yaklaştıramadı.