Serbest yazar ve danışman olan Edward Armstrong, “Bu şirketlere hayatlarımızın sahipliğini veriyoruz ve onlar da bundan para kazanıyor” diyor.
Google ve Facebook’u bırakarak küçük alternatiflerini kullanmaya başlayan Armstrong, “Google ve Facebook gibi hizmet sağlayıcıların gücü dolayısıyla rahatsız hissediyorum. Her şeyin bedava olduğunu düşünüyoruz, ancak bedeli bizim verilerimiz ve gizliliğimiz” yorumunu yapıyor.
Google arama yaptığınız için ilgilendiğiniz her konuyu, Facebook ise arkadaşlarınızın kim olduğunu ve onlarla ne konuştuğunuzu biliyor.
Bilginin getirdiği güce yönelik olarak artan kaygılar, kendini anketlerde de gösteriyor. ABD’de Rad Campaign ve Lincoln Park Strategies adlı iki şirketin yaptığı ortak araştırmaya göre her beş kişiden üçü sosyal medyada gizliliklerine yönelik endişe duyuyor.
Bu verilerden yola çıkarak kimi şirketler bir fırsat görerek kendi ürünlerini geliştiriyor. Verinizi toplamayan bir arama motoruna talep olur mu dersiniz?
Kullanıcı profilini afişe etmiyor
Gabriel Weinberg, DuckDuckGo’yu 2008 yılında daha iyi sonuçlar elde etmek ve daha az spam içerecek yeni bir arama motoru oluşturmak amacıyla kurdu.
Günde 50 milyon aramanın yapıldığı arama motoru Google gibi çalışıyor ancak gizlilik politikası gereği kişisel verilerinizi depolamıyor ya da paylaşmıyor.
Şirketin iletişim müdürü Daniel Davis, “Arama motorlarıyla finansal ya da tıbbi en özel verilerimizi paylaşıyoruz, ve bu verilerin gizli kalması, fişlenme ya da veri hedeflemesi için kullanılmaması gerekiyor” ifadesini kullanıyor.
Davis’e göre insanlar kullandıkları hizmetin alternatifini hak ediyor.
DuckDuckGo, arama sonuçlarını farklı kaynaklardan toplarken arama geçmişini ya da kullanıcı profilini depolamıyor.
Şirketin kullandığı teknoloji aynı zamanda arka planda çalışan üçüncü parti uygulamalarını da keserek kullanıcının gizliliğini bir adım öteye taşıyor.
Ücretsiz olan DuckDuckGo, reklamlar üzerinden para kazanıyor. “Araba” kelimesini arattığınızda arabayla ilgili reklamlar çıkabiliyor ancak reklamlar arama geçmişinize yönelik olmuyor.
Sadece gönderici ve alıcının okuyabildiği mail
ProtonMail ise 20 milyon kullanıcısı ile şifreli mailleşme hizmeti veren dünyanın en büyük hizmet sağlayıcısı oldu.
ProtonMail hesapları arasındaki yazışmalar her iki aşamada da kriptolu bir şekilde gönderiliyor; bu da sadece mailin göndericisi ve alıcısı tarafından görülebilmesini sağlyor.
ProtonMail’in kurucusu Andy Yen, maillerin kendi sunucularına bile kriptolu geldiğini bu yüzden okumalarının imkanı olmadığını söylüyor.
Yen, böylece ProtonMail sunucularının hacklenmesi durumunda bile kullanıcıların verilerinin güvende olmasının sağlandığını vurguluyor.
ProtonMail de ücretsiz hizmet veren bir şirket; yazılım güncellemesi ya da ek hafıza için ücret talep ediyor.
Yen, şirketler ve hükümetler tarafından verilerinin nasıl kullanıldığına dikkat kesilen çok sayıda şirketin ve kullanıcının son yıllarda kendi şirketlerine geldiğini söylüyor.
Şirket, internette güvenli ve gizlice gezinmeyi sağlayan VPN hizmeti ProtonVPN’i de devreye sokmuş vaziyette.
Bir başka güvenli ve ücretsiz internette dolaşma hizmeti sağlayan şirket de Brave. Brave, kullanıcıların fişlenmesinin önüne geçerek, gizliliği koruduğunu ve interneti daha hızlı bir hale getirdiğini öne sürüyor.
Bu şirket de reklamdan para kazanıyor ancak kazandığı paranın bir kısmını kullanıcıların en sevdiği sitelere yönlendirmesini sağlıyor.
Brave, 8,7 milyon kullanıcısının olduğunu ve bu sayının da giderek artacağına inandıklarını belirtiyor.
Ancak alternatiflerine rağmen Facebook bir yandan büyümeye devam ediyor. 2019’un üçüncü çeyreğinde aylık olarak 2,45 milyar kullanıcıya ulaştığını açıkladı.
En son olarak ABD Federal Ticaret Komisyonu, Cambridge Analytica şirketinin 87 milyon Facebook kullanıcısının kişisel verilerini uygunsuz bir şekilde edindiğine yönelik soruşturma sonucunda Facebook’a 5 milyar dolar rekor ceza kesmişti.