Almanya Eichstätt’taki Katolik kilisesi piskoposu Gregor Maria Hanke yerel katedralde, cadı oldukları gerekçesi ile öldürülen on binlerce insan için bir anma plaketi sözü verdi ve olayları “kilisemizin tarihinde kanayan bir yara” diye nitelendirdi.
15. ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa’da cadı olmakla suçlanan yaklaşık 60 bin masum insan öldürülmüştü.
‘Kilisemizin tarihinde kanayan bir yara’
‘Bir şeyler yapmış olmaları iyi ama elbette bu yeterli değil’
Eichstätt piskoposluğunun geçmişine dair yaptığı incelemeden sorumlu Münihli sanatçı Wolfram Kastner, “Bir şeyler yapmış olmaları iyi ama elbette bu yeterli değil” dedi.
Kastner, kampanyasına 2017’de, Eichstätt’taki orijinal sorgulama belgelerini keşfedince başlamıştı. Sanatçı o kadar şok olmuştu ki yaşananlara dikkat çekmeye karar vermişti.
Kampanyası kapsamında kasabadaki katedralin önündeki meydanda kurbanların akıbetlerini okumuştu.
1627’den kalma bir örnek, belediye başkanının eşi Ursula Bonschab’a ait. 36 yaşındayken gözaltına alınıp 20 gün boyunca işkence gördü.
En sonunda Bonschab, ölü çocukların cesetlerini kazmak, şeytanla cinsel ilişkiye girmek ve başkalarını zehirlemek gibi suçlamaları kabullendi. Sonuçta kazığa bağlanarak yakıldı ama öncesinde başı kesilmedi.
‘Kilise, reformdan korkuyordu ve cadı mahkemeleri bununla savaşmanın bir yoluydu’
Cadı davaları geleneksel olarak doğrudan kiliseyle bağlantılı olmayan mahkemelerce yürütülüyordu, fakat kampanyayı yürütenler kilisenin suçlu olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, masum insanları suçlarken cadılarla ve şeytanla ilgili öğretilerin kullanılıyor olması.
2011’de emekli Alman papaz Hartmut Hegeler bir kampanya başlatmıştı. Kampanyanın başlamasından bu yana geçen 9 yılda 50’den fazla kasaba, cadı yakılmasında oynadıkları rol için özür diledi.
Hegeler, The Times gazetesine şunları söyledi:
Hegeler, Katolikliğe yüz çevirenlerin “şeytanla anlaşma içinde olmakla” yaftalandığını ve bunun işe yaradığını ekledi.