Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, CHP’li bir milletvekilinin baba Sıddık Gültekin’i telefonla arayarak “Aileyi rahat bırak” dediğini iddia etti. Baba Gültekin ayrıca Arayan vekilin ismini 4 ocakta gerçekleştirilecek duruşmanın ardından açıklayacağını söyleyedi.
CHP’li bir vekilin Muğla’da öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in babasını arayarak davadan vazgeçmesini istediği iddialarına ilişkin tartışma sürüyor.
CHP tarafı iddiaları reddederken, baba Sıddık Gültekin, son olarak Milliyet’ten Mehtap Gökdemir’e yaptığı açıklamada CHP’li bir vekilin kendisini arayarak “Ailesini rahat bırak” dediğini açıkladı.
‘Şahitler var’
Arayan vekilin ismini 4 ocakta gerçekleştirilecek duruşmanın ardından açıklayacağını söyleyen Gültekin, şu açıklamalarda bulundu:
Ayın 4’ünde mahkemeden sonra açıklama yapacağım. Avukatın söylediği bütün kelimeler doğrudur. Ben niye iftira atayım? Hiçbir milletvekilini tanımıyorum. Diyelim ki ben yalan söyledim. Peki bir CHP İlçe Başkanı niye yalan atsın? CHP İlçe Başkanı var ortada. 10 sefer bana söyledi. Şahitler var. Avukatla ben bu konuyu konuştum. 5-6 ay oldu. Ben saklamıştım. Kızımı siyasete alet etmek istemiyorum.
‘Zaten kendini açıklıyor’
www.dw.com
Açıklayacağım kimin bana söylediğini. Zaten kendini açıklıyor. Madem ki telefon açmışsın 1,5-2 dakika konuşmuşsun, doğrudur, zaten biz az ve öz konuştuk. Ben o kelimeyi duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Bana demedi ‘davandan vazgeç’. Bana dedi ki; ‘ailesini rahat bırak’. Bizim Doğu ve Güneydoğu’da eskiden kalma ‘kan davaları’ var. Bunlar da tutuşmuşlar. Bu da galiba iyi niyetinden dolayı aracı olmaya çalıştı ama eline yüzüne bulaştırdı.
‘İlçe başkanını devreye soktular’
Kan kanla temizlenmez. Bunlar tutuşmuşlar. ‘Aşirettir, öldürecekler’. Aileyi korumak için yani bana aileyi rahat bırakmam için teklif edildi. İlçe Başkanı’nı bile devreye soktular. Hatta falan tarihte Ankara’ya gitmemi söylediler. Milletvekiline dediğim şey; ‘Sizin kızınız olsa… Sen ne bunu söylemiş ol, ne ben duymuş olayım’. Aradan 2 ay geçti. İlçe Başkanı, bana bu teklifi tekrar getirdi. Bir sefer değil, iki sefer değil, üç dört sefer. Ben bunu Özgür Özel’e de, Veli Ağbaba’ya da söyledim.