Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Çin’den getirilen Covid-19 aşılarının 14 gün laboratuvarda incelenirken, aynı zamanda barkodlandırılmasının da yapılacağını söyledi. Prof. Dr. İlhan, “Sadece Çin aşısı değil, Alman-Amerikan aşısı da olsa, yerli aşı da olsa laboratuvarda değerlendirme yapılıyor. Bu değerlendirme sürecinde aşının bize gönderileceği ifade edilen ile aynı olup olmadığına bakılacak, güvenilir olup olmadığına bakılacak. Aşıların bu süre içinde barkodlandırılması söz konusu olacak ki aşının takibi yapılsın” dedi.
‘Aşılar barkodlandırılacak’
Prof. Dr. İlhan, aşıların barkodlandırılacağını da belirterek, “Aşıların bu süre içinde barkodlandırılması söz konusu olacak ki nereye gittiği ve kime, hangi aşının yapıldığının takibi yapılsın. Hangi aşı nereye gitti, Ankara’ya mi gitti, İzmir’e mi gitti onların da kodlaması yapılacak. Bu süreç yaklaşık 14-15 gün sürüyor. Bir sonraki hafta çarşamba-perşembe günü tamamlanmasını bekliyoruz. Biliyorsunuz faz-3 çalışması da devam ediyor. Bu sürede faz-3 çalışması da sonuçlanacaktır. Faz-3 çalışması da sonuçlandıktan sonra etkinliği yüzde 91 çıkmıştı, daha da yüksek çıkacağını varsayıyoruz. Onunla beraber Sağlık Bakanlığı’ndan da aşılar için onay gelirse Faz-3 çalışmasının da uygunluğu belli bir düzeyde çıkarsa ki biliyorsunuz Dünya Sağlık Örgütü ‘yüzde 50 bile olsa yeterli’ diyor, aşılar uygulamaya geçilecek” dedi.
Prof. Dr. İlhan, olumsuz bir şey ile karşılaşılırsa bunun değerlendirilmesinin yapılacağını kaydederek, “Olumsuzluk nedir, olumsuzluk aşının güvenirliğini etkiliyor mu etkilemiyor mu, onun değerlendirmesi yapılacak, böyle olursa ona göre aşı üreten firma ile temasa geçilir. Aşılar farklı parti olarak geldiğinde de ya da yeni aşı firmalarının ürettiği aşılar siteme girdiğinde de bu aşıların da aynı sistemden geçeceğini bilmemiz gerekiyor. Gelen her aşının bizim ülkemizde deneyinin yapıldıktan sonra toplumun hizmetine sunulacağını belirtmek gerekiyor. Çin’den gelecek ikinci grup aşı da 14 günlük testten geçecektir, tekrar faz-3 çalışması yapılmayacaktır. Çünkü faz-3 çalışması halihazırda var” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’de 1 milyon 60 bin kadar sağlık çalışanımız var’
Prof. Dr. İlhan, önce sağlık çalışanlarının aşılanacağını anımsatarak, “Bütün dünyada da benzer bir uygulama söz konusu. Sağlık çalışanı deyince de temizlik görevlisinden güvenlik görevlisine, hemşireden teknisyene, hekime kadar geniş bir gruptan bahsediyoruz. Türkiye’de 1 milyon 60 bin kadar sağlık çalışanımız var. Sağlık çalışanları arasında gebe olanlar, çocuğunu emzirenler son 6 ay içinde koronavirüs geçirmiş olanlar olabilir. Bu grupların dışında kalanlar önce aşılanacak. Sonra 65 yaş üstü kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, sonra diğer 65 yaş üstü vatandaşlarımız, bunlardan sonra da ilk grup içinde yer alacak engelli, bakım evi, huzur evinde kalan, korunmaya muhtaç olan kişilerimiz aşılanacak. Ondan sonra da ikinci aşamaya geçilecek. İkinci aşamaya geçilince bu sefer 50-64 yaş arası kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, 50-64 yaş arası diğer vatandaşlarımız, yine toplumda hizmet sektöründe hizmetine ihtiyaç olan vatandaşlarımız aşılanacak” ifadesini kullandı.
Sağlık çalışanlarının olabildiğince kendi bulundukları yerde aşılanacaklarını belirten Prof. Dr. İlhan, “Örneğin üniversite hastanesinde çalışlar üniversite hastanesinde, Sağlık Bakanlığı hastanesinde çalışanlar kendi hastanelerinde. 112 çalışanları var, aile sağlığı merkezi çalışanları ise ilçe sağlık merkezinde aşılanacak. Sağlık Bakanımız aşılamada günde 1,5-2 milyon kapasiteye çıkarılabileceğini açıklamıştı. Günde 1 milyon çok rahat yapabilecek düzeyde Türkiye. Muhtemelen sağlık çalışanlarının aşılanmaları çok kısa sürede tamamlanacaktır. Ama aşının iki doz olduğunu da unutmayalım. Sağlık çalışanları sistemde yer aldıkları için kendilerini takip etmeleri çok kolay; ama büyüklerimiz özellikle varsa akıllı telefonlarından yoksa Sağlık Bakanlığı danışma hatlarından; ama en doğrusu kendi aile hekimlerinden sıranın kendilerine gelip gelmediğini, ne zaman aşı olacaklarını takip etmeleri gerekiyor. Aile hekimliği merkezleri ve hastanelerde kalabalık oluşmasına izin verilmemesi gerekiyor. Vatandaşların kendilerine ayrılan zaman diliminde ilgili sağlık kuruluşlarına giderek aşı olmaları en doğru yaklaşım olacaktır” dedi.
Bir aşının yapılmasının yeterli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “‘Ben her iki aşıyı da olayım, hatta 3 aşı gelsin ben hepsini olayım’ diyenler var. Ama aşıların akılcı kullanılması gerekiyor. Bir aşıya karar verdikten sonra o aşının kullanılması gerekiyor. Bir aşı yapıldıktan sonra o aşının ikinci dozunu da olduktan sonra yeterli korumayı sağlayacağını biliyoruz. Ben ‘A aşısını oldum’ bunun üzerine ‘iki doz da ‘B’ aşısını olayım’ demek doğru bir şey değil. Böyle yapılmasının hiçbir anlamı da yok açıkçası. ‘Antikor bir defa oluştuktan sonra o antikor tekrar artar, beni korur’ demek yanlış olacaktır” dedi.