Küresel piyasalarda koronavirüs salgını nedeniyle artan risk algısı altının gram fiyatını 324 lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesine taşırken, altının ons fiyatı da 1.637 dolar ile son 7 yılın zirvesine çıktı.
Yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak kabul edilen altın fiyatlarındaki yükseliş eğiliminde, risk algısını artıran koronavirüs salgını ve jeopolitik riskler ana sebepler olarak kabul ediliyor.
Yılın başında Irak’ta İranlı komutanın ABD tarafından öldürülmesiyle artan jeopolitik riskler, altının ons fiyatını Nisan 2013’ten bu yana ilk defa 1.600 doların üstüne taşımıştı. ABD ile İran arasındaki gerilimin kısa sürmesiyle 1.536 dolara kadar gerileyen altının ons fiyatı, bu seviyelerden tekrar yükselişe geçmişti.
Analistler, Çin’de yeni yıl tatili öncesi ortaya çıkan koronavirüs salgınının, küresel ekonomiye olumsuz etkileri sebebiyle yatırımcıları güvenli limanlara yönlendiren bir risk faktörü olduğunu kaydetti.
Altının ons fiyatı koronavirüsle ilgili tedirginliklerin başlangıcından itibaren sınırlı yükselişlerle hareket ederken, salgından dolayı farklı ülkelerdeki ölüm vakalarının artması, risk algısında yükselişin ivme kazanmasına neden oldu.
Altının ons fiyatı 1.637 dolar ile son 7 yılın zirvesini görürken, yıl başından bu yana getirisi yüzde 7,5 oldu.
Öte yandan, azalan risk iştahının küresel çapta dolar talebini artırdığına ve dolar endeksini 99,9 ile son 3 yılın en yükseğine taşıdığına dikkati çeken analistler, bu fiyatlamanın altının gram fiyatındaki yükselişin daha güçlü olmasına neden olduğunu ifade etti.
Yurt içinde, altının gram fiyatı, ons fiyatı ve dolardaki değerlenmeye paralel yıl başından bu yana yüzde 10’un üzerinde artış kaydederek 324 lirayla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü.
REKOR DÜŞÜK SEVİYELERDEKİ FAİZ GETİRİLERİ ALTINI DESTEKLİYOR
Analistler, yatırımcıları altına yönlendiren bir başka faktörün küresel çapta rekor düşük seviyelerde seyreden faiz getirileri olduğunu, getiri arayışının altını öne çıkan yatırım araçlarından biri haline getirdiğini kaydetti.
Dünya genelinde negatif getirili borç miktarı 2019 sonunda 10 trilyon dolar seviyesindeyken, şubatta 12,5 trilyon dolar seviyesine yükseldi.
Analistler, Türkiye’de son dönemde faizlerdeki gerilemenin ve görece yükselen bölgesel risklerin yatırımcılarda benzer bir eğilime neden olduğunu kaydederek, başlıca merkez bankalarının güvercin tutumunun devam etmesi ve 2020’de faiz indirimlerinin süreceğine yönelik beklentilerin altın fiyatlarını desteklediğini söyledi.
Dünya Altın Konseyi (WGC) geçen ay altın bazlı yatırım fonlardaki gelişmelerle ilgili yayımladığı raporda küresel altın fonlarındaki altın miktarının yaklaşık 3 bin tonla tarihin en yüksek seviyesine çıktığını, piyasa değerinin ise 150 milyar doları aştığını duyurmuştu.
ABD Merkez Bankası (Fed) ile Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz indireceğine dair tahminler koronavirüs salgını sonrası önemli ölçüde yükselirken, yıl sonuna kadar iki bankanın da birer kez faiz indireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Çin Merkez Bankası (PBoC) ise ekonomik aktiviteye yönelik endişeleri gidermek amacıyla iç piyasaya likidite sağlamaya devam ediyor. PBoC, son hamlesinde ise 1 ve 5 yıllık kredi faizlerinde indirime gitmişti.
MAKROEKONOMİK VERİLERİN FİYATLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ARTABİLİR
Uluslararası piyasada dolar endeksi ile altın fiyatlarının genellikle birbirine ters hareket etmesine rağmen son dönemde iki varlığın da aynı yönde hareket ettiğine değinen analistler, bu hareketin arkasında, koronavirüs salgınının neden olduğu tedirginliklerin olabileceğine dikkati çekti.
Aylık bazda yükselişini üçüncü aya taşıyan ve sene başından bu yana yüzde 10 değer kazanan gram altında kısmi kar realizasyonlarının gerçekleşebileceğini kaydeden analistler, uzun dönemde ise altında yukarı yönlü beklentilerinin devam ettiğini ifade etti.
Analistler, teknik açıdan altın fiyatındaki olası geri çekilmelerde 300-305 lira bandının takip edileceğini, altının ons fiyatında ise 1.630 doların üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda 1.680 doların gündeme gelebileceğini, aksi takdirde 1.520 dolar seviyelerine geri çekilmeler görülebileceğini söyledi.
Bundan sonraki süreçte, koronavirüs salgını ile ilgili haber akışının yanı sıra Çin başta olmak üzere küresel ekonomiye etkilerinin gündemin odağındaki yerini koruyacağını dile getiren analistler, bu anlamda makroekonomik verilerin fiyatlar üzerindeki etkisinin artabileceğini vurguladı.