Bu programı ben televizyondan seyrettim, dün gibi hatırlıyorum o soyunma anını!
90’lı yılların başında özel televizyon kanallarının ve radyoların ülkemize gelmesiyle yaşanan heyecanını bilen biler. O dönem Star 1’de yayınlanan Cem Özer’in “Laf Lafı Açıyor” programı, Türk televizyonlarının ilk talk şovlarından biridir.
Düşünün ki o programda henüz adını bilmediğimiz Kenan Doğulu, orkestra ile aralarda şarkı söylüyordu. Bazen yine o kadar bilmediğimiz Yıldız Tilbe de geliyordu ve ağzımız açık bu “yeni yetenekleri” büyük bir keyifle dinliyorduk.
Herkesin Cem Özer’in soğuk esprilerinden nefret ettiği ama büyük bir merakla da seyretmeden duramadığı Laf Lafı Açıyor’un o bölümündeyiz şimdi. Konuklar şarkıcı Aylin Livaneli, modacı ve şarkıcı Halil Kadirbeyoğlu, şair Nara Benek. Türk televizyonlarında yaşanan en ilginç anlardan biri bu üçlünün konuk olduğu bölümde gerçekleşti.
Ancak sıkıntı şu ki Aylin Livaneli, Can Yücel ve bir başka genç şairle bölüme konuk olacağını düşünüyordu. Nara Benek’in şiir okurken soyunan bir şair olduğu bilgisi ise kendisine kuliste gelmiş ve çekimi terk etmek için hamlelerde bulunmuştu. Fakat Cem Özer, çenesiyle Livaneli’yi ikna etmiş ve kalmasını sağlamıştı.
Çekimler, programın yayın saatinden 1 saat önce tamamlanıyordu. Aylin Livaneli, kadın bedeninin teşhirine kesinlikle karşı olduğunu söylüyordu ama ikna olmuştu bir kere, yapacak bir şey yoktu. Nara Benek, transparan gömleği ile Aylin’in sinirlerini en başından bozmuştu bir kere.
“Nara’dan Hınzırcalar” şiir kitabının tanıtımı için stüdyoda bulunan Nara Benek, “Anneme bir mesaj iletmek istiyorum” giriş konuşmasını yaptıktan sonra “Kızın televizyon kızı oldu anne” adlı şiirini okumaya başlamıştı.
“Kendimle bir oyun oynadım,
adı çıplak kadın.
siz bana ne kızın, ne küfredin
sakın üzülme anne,
ben televizyon kızı oldum,
film icabı soyunmaktayım
böyle gerekiyor anne…”
Nara Benek şiirini okuduktan sonra “ben soyunuyorum artık” diyerek gömleğinin düğmelerini açıyor ve göğüs nahiyesini özgürlüğüne kavuşturuyor. Bunu gören Aylin Livaneli “böyle rezalet olmaz” diyerek hüngür hüngür ağlamaya başlıyor ve stüdyoyu terk ediyor. Modacı Halil Kadirbeyoğlu ise o kadar rahatsız görünmüyor.
Bu olay Türk televizyonlarında ilk kez gerçekleşen bir şok desek yalan olmaz. Nara Benek’e programdan sonra çıplaklık ve Aylin Livaneli’nin tepkisi sorulduğunda ise şu sözleri söylüyor:
“Çıplaklık benim dünya görüşüm, çıplaklık benim ruhumda var. Hepimiz dünyaya çıplak olarak geldik, çıplak olarak da gideceğiz. Çekimde de bu görüşlerimi açıkladım. Düşüncelerim açık, şekil olarak da bedenimi bastırmıyorum. Şiir yazarken vücudumdan belli bir enerji çıkıyor. O zaman soyunmam gerekiyor, soyunuyorum dedim. Cem Özer de “burada da yapar mısın?” dedi, soyundum. Gazetecilere soyunarak poz veriyorum da neden TV’ye vermeyeyim? Hayatım boyunca ciddiye aldığım şeyler beni üzdü. Çıplaklık da beni üzdü. Artık çıplaklığın beni üzmesine izin vermeyeceğim. Çıplaklığım yüzünden de kimsenin beni eleştirmesini istemiyorum”
Yıllar sonra bir röportajda Cem Özer’e bu konu sorulduğunda ise onun yorumu da şöyle olmuştu:
Bir konuğunuz vardı, ekranda göğüslerini açmıştı.
Nara Benek şair. Doğaçlama olmuştu, programlı değildi mesela o olay.
Yine olsa yine yapar mısınız öyle bir şey, yoksa pişman mısınız?
Yok yaparım ama şimdi televizyonlarda öyle bir şey yapamazsınız, yaptırmazlar. Ne kadar geriye gittiğimizin bir göstergesi. Dünya televizyon tarihinde de tektir o olay. Amerika’ da haberlere de çıkmıştı o olay.
Programımda bir şair göğüslerini açtı diye gençler kötü yola düşmedi!
Ama çok mu gerekli idi yani?
Hayır gerekli değil idi tabii. Planlanmış değildi.
RTÜK ceza kesmedi mi?
O zamanlar RTÜK yoktu. Dolayısı ile de öyle bir olay oldu diye de kimse sokaklara çıkıp fahişe olmadı. Yasak mantığı için söylüyorum.
Gençlere kötü örnek olmadı diyorsunuz?
E tabii ertesi gün kimse sokaklara çıkıp göğüslerini filan açmadı. RTÜK’ ün mantığını bu açıdan sakat buluyorum işte. Yasaklar her zaman, yasaklanan şeyi daha cazip kılar. Şimdi sigarayı mozaikliyorlar biz bilmiyor muyuz, onun sigara olduğunu. Çok Şark’lı ve aciz bir uygulama. Biz hep örtmenin ve yasaklamanın peşindeyiz.
Yani kısacası o günlerden bugünlere çok fazla şey gördük, yaşadık ama şimdi hiçbir şey aynı değil. Yukarıdaki olayı televizyondan seyretmiş kişiler de acilen SGK’dan emeklilik gün sayılarına baksın, az kalmıştır muhtemelen; kendimden biliyorum…