Bilim insanları, kuvvetten düşüren hastalığın canlıları kendi yaşam alanlarında ‘boğulmaya’ mahkum bıraktığını söylüyor
Coğrafi olarak en geniş alana yayılmış deniz hastalığı
Araştırmacılar daha önce bu hastalığı şu ana dek kaydedilmiş en büyük, coğrafi olarak en geniş alana yayılmış deniz hastalığı olarak tanımlamıştı.
Fakat yeni araştırmalar, denizyıldızlarının solunum sıkıntısı nedeniyle ölüyor olabileceğini ve ısınan okyanuslarda çoğalan yerel organik maddelerin sebep olduğu yüksek seviyeli mikrobiyal aktivite sebebiyle kendi yaşam alanlarında “boğuluyor” olabileceğini gösteriyor.
Cornell Üniversitesi’ndeki deniz biyologları önderliğindeki araştırma ekibi, çevredeki değişikliklerin “canlıların nefes alma yeteneklerini ellerinden aldığını” söyledi.
Cornell Üniversitesi mikrobiyoloji profesörü Ian Hewson “İnsan olarak hepimiz nefes alırız, hava veririz, havayı akciğerlerimize çeker ve nefes veririz” dedi ve ekledi:
Profesör Hewson’a göre okyanus koşulları olağandışı miktarda organik madde üretimine yol açıyor ve bu da bakterilerin çoğalmasına sebep oluyor.
‘Çevredeki değişikliklerle başlayan bir sorunlar zinciri’
Bakteriler organik maddeyi tükettikçe sudaki oksijeni de tüketiyor, böylece dışa kapalı, düşük oksijenli bir çevre yaratıyor ve bu da denizyıldızlarını çevreleyerek hayvanlarda hava boşalımına, renk değişikliğine, şişkinliğe ve uzuvlarının bükülmesine veya kıvrılmasına yol açabiliyor.
Profesör Hewson “Çevredeki değişikliklerle başlayan bir sorunlar zinciri bu” dedi.
Organik maddenin çoğu mikroskobik alglerin boşaltımından, zooplankton dışkılarından ve çürüyen hayvan cesetlerinden kaynaklanıyor.
Bütün bunlar karbonla hayatta kalan ve organik maddeyi hızla tüketen, kopiotrof denilen bir bakteri grubunu uyarıyor.
Kopiotrofların da nefes alması gerekir; bu nedenle organik maddeyi emerken aynı anda denizyıldızlarının habitatlarındaki oksijeni tüketiyorlar.
Profesör Hewson “Bu, sudaki organik madde birikimidir” dedi.
Profesör Hewson daha fazla bilimsel çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekerken araştırmanın “deniz hastalıkları ekolojisine dair patojenik hastalığa odaklanan tartışmalara yeni bir bakış açısı kazandırdığını” belirtti.