1- Futbolda az görülen bir şey yaşandı. Ersun Yanal gitti ama gitmedi! Bir teknik direktörün istifa ettikten sonra bir maça çıkmasını nasıl okumalı?
2- Fenerbahçe’de son haftalarda alınan başarısız sonuçların ardından fatura doğru isme mi kesildi? Sorun teknik adam mıydı? Artık Comolli ve Yanal yok. Yol haritası sizce nasıl çizilmeli?
3- Beşiktaş, Süper Lig’de beş karşılaşmalık son derece zorlu bir fikstürden 10 puan ve tamir edilmiş bir moralle çıktı. Siyah beyazlılar için hedef ne olmalı? Şampiyonluk gerçekçi bir hedef mi?
4- G.Saray kötü bir ilk devrenin ardından 7’de 7 yaptı. Değişimi nerden okumalı? Hoca mı, transferler mi, form mu? Yoksa takımın üç kulvarda birden oynamaya kondisyonunun yetmemesi mi?
5- Süper Lig’de bu hafta sonu Galatasaray, zorlu Sivas deplasmanına çıkacak. İki takım da 48 puanda ve liderin ensesinde. Sivas 4 eylül Stadı’nda nasıl bir maç ve skor bekliyorsunuz?
6- Kadro yapısı ve psikolojik faktörleri göz önüne alırsak, Trabzonspor, Süper Lig ve Türkiye Kupası’nı bir arada götürebilir mi? Yoksa bordo mavililer ilerleyen haftalar öncesinde bir tercih yapmalı mı?
MEHMET ARSLAN
DOĞRU KARAR MI DEĞİL Mİ KARAR SİZLERİN
1- Edindiğim bilgileri aktarayım: ·
– Ayrılık kararı pazar günü alındı. G.Saray maçından sonra değil. Bu çok açık ve net.
– Ve ayrılık kararı Ersun Yanal tarafından alındı. “Artık dayanamıyorum” diye istifa etti.
– Tazminat konusu falan gündeme bile gelmedi. F.Bahçe’nin açıklamasındaki fedakârlık kısmı da bu noktaya işaret ediyor. Yanal maaşını almadığı zamanlarda bile bir talepte bulunmadı.
– Trabzonspor maçına Ersun Yanal ile çıkma kararı hoca ve yönetimin istişaresi sonucu alındı.
– Gerekçesi de çok açık, “Trabzonspor maçı çok önemli.
Ersun Yanal’ın, Antalya maçında kulübede olmaması takımı çok etkiledi. Başladığı mevkiiyi bile kaybeden oyuncular vardı.
– Bu önemli maçta Yanal takımın başında olsun, daha sonra ne yapacağımıza çarşamba gününden sonra karar veririz.
– Şu ana kadar ne Erol Bulut ne de başka bir hoca ile temas olmadı. Bu bilgiler ışığında doğu karar mı değil mi siz karar verin.
YÖNETİM HİÇ Mİ SUÇLU DEĞİL
2- Fenerbahçe ne yazık ki, her sezon aynı şeyleri yapan ama farklı sonuç bekleyen bir yönetim anlayışına evrildi. Aziz Yıldırım yönetimini ayrılık, transfer ve iletişim açısından eleştirip, Yıldırım dönemi politikalarının tümünü, daha sert bir biçimde hayata geçiren bir başkan var Fenerbahçe’de. Sorun teknik adam değil, Comolli de değil. İnanın bana transferler de değil. Kaldı ki bir an için sorunun bunlar olduğunu varsayalım. O zaman bu tercihi yapan yönetim hiç mi suçlu değil. İşte en önemli nokta burası. Doğru tercihler ve kararlar sizi başarıya götürür. Ali Koç ve yönetimi 2 sezondan bu yana yanlış kararların ve iletişimin sıkıntısını çekiyor. Ve ısrarla tüm bu başarısızlıkların nedenini de dışarıda arıyor. Fenerbahçe’nin hakem hatasından canı yandı mı, yandı. Peki bu başarısızlığın tek nedeni bu mu? Elbette değil. Taraftar istedi diye teknik adam alınırsa, kulübü taraftar yönetir. Önemli olan ise kulübü her şeye rağmen ve inandığınız ilkelerle yönetmek
SERGEN YALÇIN HEPİMİZİN KAZANCI OLACAK
3- Büyük bir kazanca doğru gidiyor Beşiktaş. Sergen Yalçın’la, Fatih Terim’ini yaratıyor. Öyle bir özgüven inşa etmeye başladı ki Sergen Yalçın, taraftarı, yönetimi ve futbolcuları ayağa kaldırdı. Bunda da saha içinde oynattığı futbol kadar, saha dışındaki net ve komplekssiz ifadelerinin etkisi çok fazla. Bahanelere sığınmayan, düşündüğünü ifade eden ve özeleştiri yapabilen bir teknik adam karakteri sergiliyor. Yıllardır lafı eveleyen, geveleyen ve bahane üreten, özeleştiriden kaçan teknik adamlar kültürü Sergen Yalçın ile net konuşan ve teşhis koyan teknik adamlara dönüşüyor. Yalçın sadece Beşiktaş’ın değil, hepimizin kazancı olacak.
TERİM ODAKLANDIĞINDA BAŞARIYI YAKALIYOR
4- Bunun tek yanıtı var Fatih Terim. Geçtiğimiz haftalarda da söylemiştim. Hatırlayın ligin ilk yarısını. Ali Koç ile tartışmalar, hakemler hakkında konuşmalar vs vs. Fatih Terim saha içinden daha çok saha dışına odaklanmıştı. 2 sezon önce de Aykut Kocaman ile Şenol Güneş tartışırken, Fatih Terim bunların dışında kalmış ve şampiyon yapmıştı. Benzer bir süreci yaşıyoruz. Fatih Terim kendi öfkesini ve egosunu yendiğinde önünde hiçbir takım duramıyor. Odaklandığı anda başarıyı yakalıyor.
BERABERLİĞİN AĞIR BASTIĞI BİR MAÇ OLACAK
5- Haftanın en güzel, en heyecanlı maçı. Bir yanım bol gollü, diğer yanım da çok kontrollü bir maç olur diyor. Elbette bol gollü olmasını diliyorum. Ama beraberliğin ağır bastığı bir maç olacak. Hislerim bana bunu söylüyor.
TRABZON İLK DEFA 2 KUPAYA BU KADAR YAKIN
6- Trabzonspor yıllar sonra ilk defa iki kupaya birden bu kadar yakın. Ve Fenerbahçe’yi ilk kez bu kadar zor durumda yakalayacaklar. Bu durum bile onları kupaya ekstra bir motivasyonla hazırlanmaya iter. Dolayısıyla 2 kupa birden kazanmak neden olmasın. Kadro yapısı da, psikolojik yanı da bunun için çok uygun. Hele Fenerbahçe’yi geçerlerse, onların yolu açık.
UĞUR MELEKE
1- Hayır, doğrusu ben çok garipsedim. Sezon ortasında teknik adam değişikliği yapan herhangi bir takımın da daha önce böyle bir uygulamaya gittiğini sanırım hiç görmedim. Sezon ortası yolları ayırmak zaten ivedi bir karardır, aciliyet içerir, zaman yok, anında değişim gerekliliği var demektir. Eğer sen neşteri vuruyorsan, hocayı gönderiyorsan, bir sonraki maça tekrar onunla çıkmak kendinle çelişmektir. F.Bahçe tarihine de absürt bir leke olarak geçecektir bence bu garip uygulama.
FENERBAHÇE’DE BİR ‘FUTBOL AKLI’ SORUNU VAR
2- KorKunç bir 2018-19 transfer sezonu geçirilmişti. Giuliano-Josef’ten gelen 23 milyonu reyes, Tolgay, Frey, Benzia, Barış gibilerin transferine harcayan her kimse zaten yeni sezona başlamamalıydı. Damien Comolli neşteri çok gecikti. 2019-20’deyse transferler nispeten iyi. Ama bu kez de kadro mühendisliği hatalıydı. Sol beksiz, 9 orta sahalı dengesiz bir takım yaratıldı. Kolları kısacık, gövdesi kocaman garip bir canavar. O yüzden problemi sadece teknik adam üstünden okuyamıyorum. Fenerbahçe’de bir ‘futbol aklı’ sorunu var.
ÇATIR ÇATIR OYNAYAN BİR BEŞİKTAŞ VAR ARTIK
3- Bu sezon Real Madrid teknik direktörü Zidane’a onlarca defa takımın gol kısırlığını sordular. Hemen her basın toplantısında, bıkmadan-usanmadan aynı cevabı verdi: “Gol amaç değil, araçtır. Bizim amacımız iyi oyun. İstikrarlı iyi oyun gelirse, gol de gelir kendiliğinden.” Beşiktaş da şu an böyle bir noktada. Sergen Yalçın önce mantaliteyi değiştirdi, takımın ürkekliğini attı, ‘mış gibi yapan’ değil çatır çatır futbol oynayan bir Beşiktaş var artık sahada. Oyun istikrarı sürerse hedefler de gelir zaten kendiliğinden.
GALATASARAY’IN ÜSTÜNLÜĞÜ MUSLERA
4- Birinci sıraya devre arası transfer başarısını yazarım. Galatasaray 2020’ye dışarıdan üç (Saracchi, onyekuru, Sekidika), içeriden de dört yeni transferle girdi adeta (Emre, Linnes, Falcao ve Taylan). Sahada nzonzi ve Babel tipi tok generaller azaldı, iştahlılar-savaşçılar arttı. Kadroda rekabet olunca, oynayan da temposunu artırıyor. Yenilenmekten korkmayan Terim de formda. Tabii lider, kaptan, efsane Fernando Muslera’yı da unutmamak gerek. Galatasaray’ın, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a karşı bir numaralı üstünlüğü Muslera.
SEZONUN EN GÜZEL MAÇINI İZLERİZ
5- Sivas ikinci yarının başında çok ciddi sakatlık sorunlarıyla uğraştı. Ve nihayet mart başı itibariyle Ankaragücü karşısına, kendilerini ilk yarıda liderliğe taşıyan o sihirli 11’le çıkabildiler. Sivas’ta adeta rota tekrar oluşturuldu. Galatasaray da süper bir form seviyesinde. onyekuru adeta uçuyor, Mariano müthiş ritim yakaladı, Ömer-Donk uyumuyla duran top golleri geliyor. Pazar akşamı Sivas’ta sezonun en güzel maçlarından birini izleriz. Gollü, eğlenceli, 2-2 veya 3-2 gibi skorlara gidebilecek bir maç.
ROTASYON BELASINI SARANLARI UNUTMAYACAĞIM
6- Ben hiçbir zaman bir cepheden vazgeçmeyi mantıklı bulmadım, dünyada da iki veya üç cephede oynamaktan yorulan tek milletin Türkler oluğunu düşünüyorum artık! Getafe, son derece kısıtlı bir kadroyla ligde dördüncü, Avrupa’da devam ediyor. Atalanta ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazıyor. Lyon üç cephede devam ediyor. Wolverhampton ligde ve Avrupa’da fırtına gibi. Türk futbolunun başına bu rotasyon belasını saran korkakları ben unutmayacağım, affetmeyeceğim, eminim tarih de affetmeyecek.
GÜNTEKİN ONAY
FORMALİTE MAÇI OLSA NEYSE…
1- Yolların ayrıldığı, hatta bu ayrılığın borsaya bile bildirildiği bir teknik adamla hedef maça çıkmak hiç akla yatkın değil. Hem de Türkiye Kupası yarı finali gibi çok önemli bir yerde… Kupa, ligde üst üste aldığı yenilgilerle zirvenin oldukça uzağında kalan Fenerbahçe için şu anki en büyük hedef. Bu sayede Avrupa Ligi’nde doğrudan gruplara katılma şansını da elde edebilirler. Belki de sezonu kurtarma maçı ve üstelik rakip Trabzonspor… Alınacak kötü bir sonuç halinde, sarı lacivertlilerle bugün teknik direktör olarak son maçına çıkacak olan Ersun Yanal’ın hiçbir sorumluluğu olmaz. Oynanacak karşılaşma formalite olsaydı ancak bu durum kabul edilebilirdi.
YANAL İYİ İŞ ÇIKARDI
2- Sezon başından bu yana Fenerbahçe’nin kadrosunda önemli parçaların eksik olduğunu ve genel kalitenin yeterli düzeyde olmadığını vurgulayan medyadaki birkaç kişiden biriyim. Bu savunma hattıyla, bu kadroyla Ersun Hoca 20 hafta iyi iş çıkardı. Bence Fenerbahçe’nin kayıp 2 sezonunun baş sorumlusu Comolli’dir. Transferleri o yaptı. Hem sportif hem de mali anlamda ciddi zarar verdi.
OFANSİF FUTBOL, KULÜP GENETİĞİNE UYDU
3- Beşiktaş son 2 maçtır muazzam bir futbol oynuyor. Sergen Yalçın’ın takıma enjekte ettiği ofansif futbol kulübün genetiği ile örtüştü. Sergen Hoca hedefi ilk geldiğinde açıkladı: “Beşiktaş her maça kazanmak için çıkar. “Bu puan farkıyla 10 hafta kala şampiyonluktan bahsetmek çok zor. Ancak siyah-beyazlılar önündeki 2 maçı (Ankaragücü ve Galatasaray) kazanırsa uzak görünen şampiyonluk hedefi canlanabilir.
G.SARAY HANTALDI DİNAMİK OLDU
4- Sezon başında atletik seviyesi düşük, topla veya topsuz mesafe katetmeyen ancak teknik oyunculardan kurulu bir takım vardı. Terim, daha statik ve hantal takımı bir kaç dokunuş ve transferle dinamik bir ekibe dönüştürmeyi başardı. Oyun kalitesi ve temposu belirgin bir şekilde yukarıya çıktı. Fikstürün de getirdiği avantajı iyi kullanan Galatasaray üzerindeki rakiplerin birbiriyle oynamasından faydalanarak puan farkını hızla kapattı. Momentumu yakaladıktan sonra gelen Fenerbahçe galibiyeti özgüveni zirveye çıkarttı.
SİVAS, G.SARAY’A TERS GELEBİLİR
5- Sivasspor’un Galatasaray’a ters gelecek özellikleri var. Ligin ilk yarısındaki sarı kırmızılılar olsa iç sahada banko Sivas diyebilirdim ancak bu maçı öngörmek güç. Yeni Galatasaray alan bulursa çok etkili hücum yapabiliyor. rıza Çalımbay büyük takımlara karşı genellikle iç sahada kazanıyor ve çekingen bir futbol oynatmıyor.
KADROLARI GENİŞ
6- Kupada oynanacak maç sayısı bundan sonra maksimum üç. Trabzon’un geniş ve kaliteli bir kadrosu var. Her 2 kulvara da sonuna kadar asılacaktır. Rakibin F.Bahçe olması da bordo mavililer için yüksek bir motivasyon kaynağı.
KANAT ATKAYA
YANAL’IN GİDİŞİ MALUMUN İLANI OLDU
1- Görülmüş veya duyulmuş bir hadise midir bilmiyorum ama en azından ben ilk kez görüyorum bu uygulamayı. Yönetim ve Ersun Yanal’ın “tamamen duygusal” şartlarda mutabık kaldıklarını düşündürecek seviyede, özlediğimiz ama pek görmediğimiz bir nezaketle neticelendi iş. Herkes Galatasaray mağlubiyeti sonrasında Yanal’ın döneminin bittiğini biliyordu; malumun ilanı oldu özetle…
F.BAHÇE BUGÜNE KADAR NE YAPIYORSA TAM AKSİNİ YAPMALI
2- Ersun Yanal’ın istatistikleri ortada. Son 5 maçta kazanamadığında hele bir de Galatasaray’a 20 yıl sonra sahanda yenildiğinde Fenerbahçe’de kalmak zor. Muhakkak Ali Koç ve yönetimi daha fazla zihin cimnastiği yapıyordur ancak naçizane önerim şimdiye kadar ne yapıyorlarsa tam aksini yapmakta da fayda olabilir.
SERGEN YALÇIN SİLKİNME ETKİSİ YARATTI
3- Sergen Yalçın, Beşiktaş’ta çok ihtiyaç duyulan silkinme etkisini yarattı. Beşiktaş büyük bir camia ve büyük camialar matematiksel olarak şampiyonluk şansı olduğu sürece elbette yarışın içine kalır ve en büyük hedefi kovalar. Sonu şampiyonluk olur mu peki? Gerçekçi yaklaşım “zor” diyor. İlk hedef “iyi bir yerden” Avrupa bileti olacaktır.
VİZYONA UYGUN OLMASA DA GERÇEKÇİ
4- Uğur Meleke çok doğru bir tespitle Galatasaray’ın “clausura” yani kapanış ligi takımı olduğunu söyledi. 8 maçlık galibiyet serisi ve üstüne bir de iyi oyun fragmanları gelince hocadan takıma, tribünden yönetime genetik bir bütünleşme gerçekleşiyor. Taraftar buna inanarak “Mayıslar bizimdir!” diyor. Tek kulvara düşmenin avantajını daha birkaç hafta önce bizzat Fatih Terim dile getirmişti. Vizyona uygun olmasa da gerçekçi…
G.SARAY BİR ADIM ÖNDE SAYILABİLİR
5- G.Saray istim üstünde, Sivas da ikinci devredeki türbülansı atlatmış bir görüntü yakaladı. Muhakkak sıkı bir maç bekliyorum. Hava şartlarının zorlayıcı olması gibi etkenleri eşit dağıtırsak, form tutan oyuncu sayısı hızla artan Galatasaray bir adım önde sayılabilir.
TAKIM ŞAMPİYONLUK KALİTESİNDE
6- Trabzonspor camiası özlenen şampiyonluk için büyük bir istek duyuyor. Bu istek hem “ateşleyici” hem de “patlayıcı” etki yaratabilir. Psikolojik yönetimi için sakin kalmak zorunda. Gergin geçme ihtimali bulunan kupadaki Fenerbahçe eşleşmesi psikolojik direncini test etmeye de yarar. Yoksa sahadaki takım, oynanan oyun şampiyonluk kalitesinde..
HAFTANIN ENLERİ: MEHMET ARSLAN
HAFTANIN OLAYI: Başakşehir’in zoru başararak Türkiye’yi Avrupa’da temsil etmeye devam etmesi… Sporting Lizbon gibi Avrupa kupalarında büyük tecrübeye sahip bir takımı, hem de ilk maçı 3-1 kaybettikten sonra 4-1 mağlup ederek elemek gerçekten büyük bir başarı. ·
HAFTANIN TAKIMI: GALATASARAY
TEKNiK DiREKTÖR: FATiH TERiM
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ANTHONY NwAKAEME
HAFTANIN HAKEMi: KORAY GENÇERLER
HAFTANIN ENLERİ: UĞUR MELEKE
HAFTANIN OLAYI: Okan buruk’un Başakşehir’inin Türk futbolu bayrağını Avrupa’da tek başına gururla taşıması. Haklarını ne kadar teslim etsek azdır. Gruplarda Roma ve Mönchengladbach’ı geride bıraktıktan sonra Sporting’i elemek gerçekten önemli bir başarı. ·
HAFTANIN TAKIMI: DENiZLiSPOR
TEKNiK DiREKTÖR: SERGEN YALÇIN
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ANTHONY NwAKAEME
HAFTANIN HAKEMi: KORAY GENÇERLER
HAFTANIN ENLERİ: GÜNTEKİN ONAY
HAFtANIN OLAYI: Fenerbahçe’nin teknik direktör Ersun Yanal ile yolları ayırması.
HAFTANIN TAKIMI: TRABZONSPOR ·
TEKNİK DİREKTÖR: SERGEN YALÇIN
HAFTANIN FUtBOLCUSU: ANTHONY NWAKAEME
HAFTANIN HAKEMi: ALi PALABIYIK
HAFTANIN ENLERİ: KANAT ATKAYA
HAFtANIN OLAYI: Ligin altında da üstünde puanlar yakın; kazanması gerekenler çoğunlukla kazanıyor, kaybeden fena tökezliyor.
HAFTANIN TAKIMI: GALATASARAY VE DENiZLiSPOR
TEKNİK DİREKTÖR: FATiH TERiM
HAFTANIN FUTBOLCUSU: FERNANDO MUSLERA
HAFTANIN HAkEMi: KORAY GENÇERLER