Sultan II.Bayezid zamanında Hasan Paşa tarafından 1508 – 1511 yıllarında inşa ettirilen, iki katlı ve iki avlulu kagir bir şehir hanı olan Suluhan, “Hasanpaşa Hanı” veya “Ankaravî Hanı” olarak da biliniyor. Eskiden ipek ve kahve ticareti yapılan han Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimindeki Vakıf Hanlarından biri.
Ankara’ya gelen tüm kervanların, tüccarların konaklamak için ilk tercih ettikleri Suluhan, 17. ve 18. yüzyıllarda en ihtişamlı zamanlarını yaşamış. Çünkü her odasında ocak olmasından dolayı ısıtma sistemine sahip, suyu bol olan ve avlusunda Köşk Mescidi bulunan Suluhan, bu özellikleriyle dönemin en gözde hanları arasında yer alıyordu.
Demiryolunun 1892 yılında Ankara’ya gelmesiyle birlikte yeni ve zamanına göre modern sayılacak koloriferli, banyolu vs. konaklama mekanlarının açılması, tren taşımacılığının kervancılığı yok olma durumuna getirmesinden sonra, Suluhaan eski canlılığını kaybetmişti. Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte Ulus Meydanı’nın hızla gelişmesi, günümüzde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ), önceden Sümerbank’ın yerinde olan Taş Han’ın çok popüler olması Suluhan’ın gözden düşmesine neden oldu.
1927 büyük Tahtakale yangınıyla birlikte de Suluhan, yıkık, harap ve metruk bir enkaza dönüştü. 1980 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan rekonstrüksiyon çalışmasıyla adeta küllerinden yeniden doğup, 500 yıl önceki canlı günlerine tekrar kavuşan tarihi han, tam 40 yıldır Ulus halinin karşısında, özellikle düğün, nişan, kına gecesi, doğum günleri gibi kutlamalar için süs ve hediyelik eşya satan dükkanlarıyla Ankaralıların uğrak yeri olmaya devam ediyor.