Virginia Woolf feminist literatürde önemli yeri olan ve bugün feminist çalışma yapanların düşünsel kaynak olarak eserlerinden faydalandığı önde gelen yazarlardan bir tanesidir. Doğum gününde onu ‘Kendine Ait Bit Oda’ isimli kült kitabından alıntılarla analım.
1. Erkek egemen kültürün kadına bakış açısını şöyle özetler:
2. Kadınların edebiyat dünyasındaki yerini ise şu şekilde özetliyor:
“Hayal edildiğinde çok önemli, pratikte ise tamamen önemsiz.”
3. İffete dair:
“İffet bazı toplumların bilinmeyen nedenlerle uydurduğu bir fetiş olsa bile bir kadının öyle olması istenirdi.”
4. Aynayı parçalamanın yolu, kadının kendini ifade etmeye başlamasıdır.
“Kadınlar gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumsuzluğu yok olur. Aynadaki görüntü son derece önemlidir, çünkü canlılığı pekiştirir. Bunu elinden aldığımızda erkek, kokaini elinden alınan bir uyuşturucu bağımlısı gibi ölüp gidebilir.”
5. Kadınlar Erkeklere Benzememeli!
“Kadınlar erkekler gibi yazıp erkeklere benzerlerse çok yazık olur; çünkü dünyanın büyüklüğü ve çeşitliliği göz önüne alındığında, iki cins bile yetersiz kalırken, yalnızca bir tanesi ile nasıl idare ederiz? Eğitim, benzerlikler yerine farklılıkları ortaya çıkarıp güçlendirmemeli midir?”
6. Haklı davasından asla vazgeçmeyeceğini şu sözlerle belirtir:
“İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü ne de kapatabileceğiniz bir kapı.”
7. Woolf, mutlak tatmine ve mutluluğa ulaşmak için zihindeki iki cinsiyetin birleşmesi gerektiğini sorgular:
“Ancak böyle bir birleşme olursa zihin eksiksiz döllenmiş olur ve bütün yetilerini kullanır. Belki de katıksız erkek olan bir zihin yaratıcı olamaz, katıksız kadın olan bir zihin de, diye düşündüm.”
8. Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır…
Yazmak, okumak, düşünmek, araştırmak
Güzelliğimizi gölgeler, zamanımızı tüketir
Olgunluğumuzun zaferlerini yarıda keser
Hizmet isteyen bir evin sıkıcı idaresidir
Kimilerince en büyük sanatımız ve yararımız.
9. Kadınların şiir dünyasında yazan değil de yazılan olmaktan öteye gidemeyişinin en önemli sebebi olarak “maddiyatı” gösteriyor Woolf.
“Entelektüel özgürlük maddi şeylere bağlıdır. Şiir de entelektüel özgürlüğe bağlıdır. Kadınlarsa hep yoksul olmuşlardır, sadece iki yüzyıldır değil, dünya kurulalı beri.”
10. Yazar, kadınların erkeklere ne söylediklerinin değil; kendilerine ne söylediklerinin önemli olduğunu anlamalarını istiyor.
“Neden erkekler şarap, kadınlarsa su içiyordu? Neden cinsiyetlerden biri öylesine varlıklı, öbürü öylesine yoksuldu? Yoksulluğun kurmaca yazın üzerindeki etkisi neydi? Sanat yapıtlarının ortaya çıkmasında gerekli olan koşullar nelerdi?”
11. Woolf, “Kadınlar ve Yoksulluk” konusunda erkeklere şu soruyu sorar:
www.inceeleyen.com
“Profesörler, okul müdürleri, sosyologlar, din adamları, romancılar, deneme yazarları, gazeteciler, kadın olmamanın dışında hiçbir nitelikleri olmayan erkekler, benim o bir tek sorumu -kadınlar neden yoksuldur?- elli soru haline gelene, bu elli soru da çılgınca ana akıntıya atılıp uzaklaşana dek kovaladılar?”
12. Woolf zorla evlendirilmeye karşı çıkınca evinde dövülen kadınların, edebiyat eserlerinde baş tacı edilmesi gerçeğine şu satırlarıyla isyan ediyor:
“ …bunun sonucunda son derece garip ve karmaşık bir yaratık çıkıyor. Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez. Kurmaca yazınında kralların ve fatihlerin yaşamlarına hükmeder; gerçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir. Kurmaca yazında en esin dolu sözler, en derin düşünceler onun dudaklarından dökülür; günlük yaşamda hemen hemen hiç okuyup yazamaz ve kocasının malıdır.”