Konuşmasına İdlib’de şehit olan Mehmetçiklere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, yaralılara acil şifalar dileyerek başlayan Erdoğan, vatanın yeryüzündeki cennet olduğunu, tüm duaların ve çabanın, bu kutsal vatanın birliği ve dirliği için olduğunu ifade etti. Bu sene de gongu, kadınların güçlü ve yollarının açık olması için çaldıklarını dile getiren ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlayan Erdoğan, kadın gücünün ne kadar önemli olduğunun fark edilmesi noktasında yaptıkları titiz çalışmalar için Borsa İstanbul’a şükranlarını sundu. Erdoğan, tüm dünyayla birlikte büyük bir dijital dönüşümün içinde olunduğuna ve gelecekteki on yılı bu dönüşümün belirleyeceğine işaret ederek, “Eskiden, ‘gelecek’ dediğimizde takvimin çok ilerisinde bir zamanı algılıyorduk. Fakat bugünün dünyasında gelecek, hemen yanı başımızda ve en büyük yarışımız, bu geleceğe hazırlıksız yakalanmamak için verdiğimiz mücadeledir. O nedenle sadece bugünden ileriyi değil, yarından ileriyi de görmeye çalışmalıyız. Algılarımızı açık tutmalı ve öngörü kabiliyetimizi öyle geliştirmeliyiz ki gelecek sürpriz olmaktan çıksın.” diye konuştu.
Dünya Ekonomik Forumu’na göre, dijital dönüşüme ayak uydurmadıkları takdirde bu dönüşümden olumsuz olarak en çok etkilenecek grubun kadınlar olacağını belirten Erdoğan, araştırmaların, 2020’lerde çalışanlarının dijital bilgi ve becerilerini güncel tutmak için eğitim yatırımı yapan şirketlerin ayakta kalacağını öngördüğünü kaydetti.
2022’de küresel olarak toplam çalışanların yüzde 54’ünün bilgi ve becerilerini güncellemesi gerektiği gibi yeni beceriler de öğrenmesi gerekeceğine dikkati çeken Erdoğan, bugün bir iş için gerekli olan profesyonel bir beceriye biçilen ömrün 5 yıl olduğunu, IMF’ye göre, dijital dönüşümle beraber küresel olarak kadınların şu an sahip olduğu işlerin yüzde 11’ini kaybetme riski bulunduğunu aktardı.
“GELECEĞİN DÜNYASINDA KADIN AKLININ ZENGİN HAZİNELERİNE İHTİYACIMIZ VAR”
Emine Erdoğan, geleceğin dünyasında bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanındaki uzmanların yıldızının parlayacağının aşikar olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Fakat bu alanda kadınların sayısı ne yazık ki henüz istenilen oranda değil. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında çalışanların yalnızca yüzde 25’i kadınlardan oluşuyor. Bununla birlikte, yapay zeka alanındaki uzmanların ise sadece yüzde 22’si kadın. O nedenle 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle birçok platformda altını kalın harflerle çizdiğimiz bu konuya, bir kez daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Fakültelerimizde bilim ve teknoloji
alanlarında kız öğrenci sayılarımızı arttırmak, bir temenninin ötesine geçmelidir. Kısaca birkaç örnek vermek gerekirse sosyal ve beşeri bilimler fakültesinde kız öğrenci oranı yüzde 66, tıp fakültesinde yüzde 49, sağlık bilimleri fakültesinde yüzde 78’dir. Son derece önemli olan bu ve benzeri fakültelerimizde mutluluk verici bir kız öğrenci yoğunlaşması görüyoruz.”
Öte yandan, kız öğrenci sayısının, bilgisayar ve bilişim bilimleri fakültesinde yüzde 21, havacılık ve uzay bilimleri fakültesinde yüzde 24, elektrik ve elektronik fakültesinde ise yüzde 13 olduğunu kaydeden Erdoğan, “Kız öğrencilerimizin, sayıca az oldukları bu bölümlere yönelmelerinde gerekli olan mentorluğa ve özendirmeye daha çok mesai harcamamız gerektiğine inanıyorum. Geleceğin dünyası tasarlanırken kadın aklının zengin hazinelerine son derece ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.
“KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINI DAHA DA KOLAYLAŞTIRICI UYGULAMALAR GÖRECEĞİZ”
Erdoğan, kadınlara dair konuları ele alırken, küresel rapor veya araştırmalardaki sıralamalar her ne kadar önemli olsa da her toplumun ancak kendi koşulları içerisinde değerlendirilebileceğini, çünkü her toplumun dinamiklerinin, kültürel değerlerinin ve tarihsel gelişiminin birbirinden farklı olduğunu söyledi. Bu nedenle küresel hedef ve söylemleri yerel filtrelerden geçirip, üzerine tam oturan çözümlerin üretilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Takdir edersiniz ki ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılımında önemli gelişmeler kaydedildi. Kadınların iş gücüne katılma oranı, geçtiğimiz 10 yılda erkeklere göre 4 kat daha hızlı arttı. Bu gelişmelerin altında kendimize özel çözümler üretmemizin sihri var. Kadınların ekonomik hayata katılmasını sağlamak, kültürel kodları iyi deşifre etmekten geçer. Gideceğimiz yönü ancak kendi pusulamızla tayin edebiliriz. Mesela kadınların doğum ve süt izinlerinde yapılan düzenlemeler, kısmi süreli çalışma hakkına ilişkin getirilen yenilikler, aile hayatını kolaylaştırıcı nitelikte oldu. Çünkü bizim önümüzdeki en önemli sorunlardan biri, iş ve aile hayatının, çatışan ve birbirini örseleyen iki alan olarak anlaşılmasıdır. Halbuki kadınların güçlü ve donanımlı olması çok daha sağlam ve öz güvenli nesillerin yetişmesine neden olur. Toplumumuzun en güçlü kalesi olan aile kurumunun da güçlenmesi, yine kadınların güçlenmesiyle doğru orantılıdır. İnanıyorum ki ileriki dönemlerde kadınların çalışma hayatını daha da kolaylaştırıcı uygulamalar göreceğiz.”
“TOPLUMSAL İLERLEMENİN ANAHTARI KADINLARIN HER ALANDA DAHA FAZLA YER ALMASI”
Dünya Ticaret Örgütü’ne göre kadınların, kazandıklarının yüzde 90’ını ailelerine, eğitime, sağlığa ve topluma yatırdıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu: “Buradan da anlıyoruz ki toplumsal ve sosyal ilerlemenin anahtarı kadınların hayatın her alanında daha fazla yer almasıyla sağlanabilir. Çok şükür bugün çok önemli pozisyonlarda lider kadınlarımız var. Bakanlarımızı, milletvekillerimizi, şirket yöneticilerimizi, ekonomiye, ihracata can katan kadın girişimcilerimizi gururla takip ediyoruz. STK’larda, akademide, sporda ve sanatta ülkemizin adını üst sıralara taşıyan kadınlarımızla göğsümüz kabarıyor. Bakın mesela Borsa İstanbul gibi Türkiye’nin göz bebeği bir kurumun yönetim kurulu başkanı, bir hanımefendi. Tüm bunlar, 21. yüzyılın hızla yükselen bir gücü olan Türkiye’mizin gelecek güzel günlerinin teminatıdır.”
Emine Erdoğan, 2020’nin çok önemli bir yıl olduğunun altını çizerek, konuşmasını “Bildiğiniz gibi bu yıl, Milli Egemenliğimizin 100. yılı. Biz bu vatanın müdafaasını kadın erkek birlikte yaptık. Anadolu kadının yürek gücü, istiklal mücadelemizin en önemli cephanesi oldu. Bundan sonra da 2023 hedeflerimize uzanan yolda omuz omuza yürüyeceğiz. Tüm bu başarıları tarihimizden ve kendi medeniyet değerlerimizden edindiğimiz milli şuurla yapacağız inşallah.” diyerek tamamladı.
BIST BAŞKANI ARICAN: KADININ İLERLEMESİ SOSYAL ADALETİN BİR ŞARTI
Etkinlikte konuşan Borsa İstanbul AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan, kadının tarihsel süreç içerisindeki toplumsal yaşam ve iş yaşamı alanlarında yaşadığı süreçleri anlattı.
Emeğin bir üretim faktörü olarak kabul edilmesiyle 18. yüzyıldan itibaren kadınların belirli bir ücret karşılığında çalışma hayatına katılmasının literatürde milat olarak kabul edildiğini dile getiren Arıcan, sanayi devriminin, kadınların toplam istihdamın bir parçası haline geldiği ilk önemli gelişme olduğunu söyledi.
Arıcan, Anadolu’da kadınların 13. yüzyıl itibarıyla çalışma hayatına başladığını kaydederek, en çok faaliyeti dokuma sektöründe gösterdiklerini bildirdi.
Kadının, toplumun en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsuru olduğunu belirten Arıcan, “Kadının ilerlemesi sosyal adaletin bir şartı olmakla birlikte sadece bir kadın sorunu da değildir. Bu konu sürdürülebilir, adil ve kalkınmış bir toplum inşa etmenin de en önemli bir yolu olup sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel güvenliği başarmanın da ön koşuludur.” diye konuştu.
Arıcan, Türklerin tarihsel süreçte kadınlara verdiği öneme değinerek, Türkiye’de kadınlara, çok sayıda Avrupa ülkesinden daha önce seçme ve seçilme hakkı verildiğini aktardı.
“KADIN ÇALIŞAN ORANI YÜZDE 34,9’A YÜKSELDİ”
Prof. Dr. Erişah Arıcan, 2000’li yıllardan itibaren kadınların iş hayatına girmesi konusunda yoğun politikalar uygulanmaya başlandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadının iş gücüne katılım oranı 2000’de yüzde 25,2 iken, bugün yüzde 34,9’a yükselmiştir. Yeterli midir? Daha çalışmak için çok yolumuz olduğunu düşünüyoruz. Hükümetimiz bu bilinçten hareketle kadın istihdamına yönelik tüm çalışmaları, yasal düzenlemeleri yapmakta ve kadınların sorunlarını çok geniş yelpazede dikkate alarak istihdam içerisinde daha fazla bulunmaları için gerekli tüm çalışmaları dikkat ve titizlikle yönetmektedir. Bu nedenle uzun yılar erkek egemen bir sektör olarak bizim alanımız olan finans sektörü, bugün kadınların başarısıyla dikkat çeken bir sektör haline gelmiştir.”
BORSA İSTANBUL’DA KADIN TEMSİLİ
Erişah Arıcan, Türkiye’de SPK’nın yönetim kurullarında kadınların yüzde 25’lik oranla temsiliyetini tavsiye ettiğini belirterek, bunun zorunlu olmasının öneminden bahsetti.
Arıcan, “Bu çerçevede Borsa İstanbul olarak ilk adımı attık. 1/3 oranında esas sözleşmemizde değişiklik yaparak kadın temsil hakkını vermiş olduk.” dedi.
Borsa İstanbul’un, kadınların her alanda ve her seviyede ekonomik yaşamın içinde aktif olarak yer alabilmelerini sağlamaya katkıda bulunmak adına 2016’da BM Kadının Güçlenmesi Prensiplerini imzaladığını dile getiren Arıcan, bu çerçevede benimsenen presiplerle kadın-erkek eşitliğinde pozitif ayrımcılık ile farkındalık oluşturulduğunu anlattı.
Kadınların iş gücüne katılımı hususunun ekonomik anlamda önemine değinen Arıcan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yaşanan değişimler sonucu kadın iş gücüne dair gerekli imkanlar oluşturup, düzenlemeler yapılmış ve Türkiye’de kadının iş gücüne katılım oranı giderek artırılmıştır. Dolayısıyla, demokratik, ileri bir toplum olabilmek için; kadınların güçlendirilmeleri, etkinlik alanlarının genişletilmesi, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabilir olmaları büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, müreffeh ve gelişmiş bir toplumun inşası için gerekli olan zihni berrak aydın bir neslin yetişmesi ve geleceğe yön vermesi ancak, kadınların eliyle olacağına inanıyorum.”
Programda, Emine Erdoğan, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Prof. Dr. Erişah Arıcan, Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, kadınların gücü ve yolunun açık olması için gong çaldı. Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Bu arada Emine Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığının koronavirüsten korunmak amacıyla “tokalaşmayın” uyarısının ardından Türkiye’de henüz görülmemesine rağmen programda kendisini karşılayan protokol üyeleri ve sunucu Oylum Talu ile el sıkışmadı. Talu, Erdoğan’ın bu hassasiyetinin takdire şayan olduğunu ifade etti. Konuşmasının ardından Emine Erdoğan’a, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan, günün anlam ve önemine istinaden çiçek takdim etti. Kadınların gücü ve yolunun açık olması için gong çaldı. Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.