Pazarda kilosu 5 liradan, markette kilosu 7 liradan düşük meyve yok. Meyve talebi arttığı için iyiyi kötüyü ayırmak da zorlaşıyor. Her portakal ‘Finike’ diye satılıyor. Üreticiden 2.5 liraya alınıp buzhaneye konulan narlar 9.5 liraya, yine en iyisi 2.5 liraya alınan ayva 10 liraya yakın fiyatta… Arada kimler ‘kar’ koyarsa onlar kazanıyor.
Taklitçi de kazanıyor
Ancak önemli bir sıkıntı var. Finike’nin 10 liradan satıldığını görenler, Mersin’den Adana’dan daha düşük fiyata aldığı portakalı da ‘Finike’ diye satıyor. Tüketici hem yanıltılıyor, hem de daha fazla para ödüyor. Antalya Finike Ziraat Odası Başkanı Halil Sarıçobanoğlu, “Hepsini Finike diye satıyorlar. Serik’ten alınan Mersin’den alınan gelip burada Finike markası vuruluyor. Tüketici de, marka da zarar görüyor. Finike, düzgün kabuklu olur, posası ağızda erir” dedi.
Son tüketim verilerine bakıldığında bölgedeki narenciyenin sezon sonuna kadar tüketiciye yeteceğini belirtirken Sarıçobanoğlu, fiyatlara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Portakal dalında 3 liraya alındı. Masrafı, tüccar karı ile buradan 4.5 liraya çıkıyor. Yani büyükşehirlerde en iyi portakal için bu dönemde en fazla 7 lirayı uygun görüyoruz. Limon üreticide 2 lira, dolayısıyla İstanbul’da 5 lira normal görülebilir. Nar ise buzhanelere 2.5-3 liradan konuldu. Bir kısmı çürük çıkabilir. Bu maliyetlerle ve tüketimdeki talebi fırsat bilip fiyatı artırıyorlar. Portakalda ürünün maliyeti bize zaten 1.5 lira iken, bir de iklim zararı nedeniyle bu maliyet 3 lirayı buldu. Kâr etmeden satıyoruz. Aracılar ise hem çiftçiden fazla kazanıyor, hem tüketiciye iki misli fiyata yediriyor.”
‘Çıkma ayva’yı satıyorlar
Geyve Ziraat Odası Başkanı Süleyman Pınar, ‘ayvanın başkentinden’ son bilgileri paylaşıyor. Şu anda üreticide çok az ayva kaldığını belirten Pınar, çoğunun tüccar tarafından alındığını hatırlattı. Pınar, “Şu anda üreticiden 3-4 liraya çıkıyor. Markette 10 liranın üzerinde olduğunu görüyoruz. Hatta ilk çıkışında üreticiden 1 lira 70 kuruş ile 2.5 lira arasında satılmıştı. Yani o fiyattan alan da yine 10 liraya satıyor” dedi. Pazarda markette karşımıza 3-4 liraya satılan ayvalar da çıkıyor. Pınar, şunları söylüyor: “Biz bunlara ‘çıkma’ ayva deriz. Yani iyisi ayrıldıktan sonra kalan, fabrikalara meyve suyu vs için gönderilen ayvadır. Dördüncü sınıf… O çıkma ayvanın bile 3-4 lira olması çok garip.”
2.5 liraya çıktı 10 lira oldu
Bu dönemin dikkat çeken meyvelerinden biri de nar. Üreticiden ilk çıkış fiyatı 2.5 lira olan nar, mekan ayırt etmeksizin 9.5-10.5 lira arasında fiyatlara satılıyor. Siirt Nar Üreticileri Birliği Başkanı İzzettin Kurum, şu an toptan fiyatın 3.5 lira olduğunu hatırlatırken, “Tüccarlar, ‘Buz haneye koyduk, büyük kısmı çürüyor, onun maliyetini de fiyata ekliyoruz’ diyorlar. Bizim narlarımızdan 100 taneden biri bile soğuk hava deposunda çürümez. Tüketicileri çeşitli algılarla, bahanelerle kandırmak istiyorlar. Bütün çiftçiler mağduruz ama birilerinin iyi para kazandığı kesin. Arada 4-5 kat fark olması hiçbir durumla açıklanamaz. Bu şartlarda en fazla 6 lira makul bir fiyattır” diye konuştu.
“Elma alan yok ama…”
Elma da bu yıl tüketiciyi yalnız bıraktı. Pazarda 5, markette 7 liranın altında fiyata elma bulmak zor. Antalya Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce, “Elma 2 lira ama alan yok” derken; bir taraftan üreticinin zor durumda bırakıldığını, diğer taraftan ise tüketicinin uygun fiyata bol üründen mahrum bırakıldığını dile getiriyor.
“Direkt tüketiciye ulaşmalı”
Çiftçiden düşük fiyata alınan sebze meyvenin tüketiciye ulaşana kadar değiştirdiği ellerin kontrol edilemediğini belirten Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ilçelerin büyüklüklerine göre ana arterler üzerinde kira yükü olmayan küçük hâl alanlarının oluşturulmasının yararlı olacağını söyledi. Doğan, “Üreticiden çıkan ürün kamyonla direkt bu hal alanlarına taşınır ve tüketiciyle buluşur. Şu anda mandalina dal fiyatı 2.5-3 lira, portakal 2.5 lira, greyfurt 2.5 lira” dedi.
“Girdi maliyeti yüzde 50 arttı”
Halil Sarıçobanoğlu, çiftçilerin üretime ara vermeden her koşulda toprağında olduğunu anlatırken, bu karşılık artan girdi maliyetleriyle mücadele ettiğini söyledi. Sarıçobanoğlu, “2020’de 2019 yılına göre maliyetlerimiz yüzde 50 artmıştır. Gübre, mazot gibi önemli kalemler bizi zorluyor. Yeni ürünü bu koşullarda nasıl ekeceğimizi kara kara düşünüyoruz. Bu konuya köklü bir çözüm bulunması, bizler için çok önemli” dedi.
Çözüm önerileri
-
Tarladan sofraya ulaşan zincir tüm hatlarıyla denetlenmeli.
-
Üreticiye maliyetleri konusunda doğru ve zamanında destek sağlanmalı.
-
İklim ve mevsimsel etkiler takip edilmeli.
-
Tüccar- komisyoncu, marketlerin alım miktarları ve alım/satım faturaları incelenmeli.
-
Küçük üreticinin korunması ve tüketiciye ulaşımının kolaylaştırılması sağlanmalı.