İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, koronavirüs tedavisi görmüş hastaların 9 aylık takipleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık” dedi. Tükek, “Türkiye’de tekrar hastaneye yatış oranları kesinlikle Avrupa ve ABD’deki kadar yüksek değil. En fazla yüzde 5-10 bandında. Bu da muhtemelen sağlık sistemimizin daha iyi olması ve tedavi algoritmalarımızın uyumlu bir şekilde yürütülmesiyle başarıldı” ifadelerini kullandı.
3 bin 300 hasta takip edildi
Tedaviye kortizon eklenmesi başarıyı artırdı
Geçtiğimiz Mayıs ayında açılan Kovid İzlem Merkezi’nde takip edilen 3 bin 300 hastadan elde ettikleri verilere de değinen Prof. Dr. Tükek, “Bunlardan 1300-1400 kadarı, son 6 aylık kontrollerini tamamlamış durumda. İlk zamanlarda en çok görülen semptomlarla ikinci dönem görülen semptomlar arasında da değişiklikler olduğunu fark ettik. Değişen tedavi protokollerinin de katkısıyla bu farklılaşma oldu. En çarpıcı özellik, tedaviye kortizon eklenmesiyle oldu. İkinci dalgada, ilk dönemde gördüğümüz akciğerdeki o uzun süre devam eden problemlerin azaldığını fark ettik. Özellikle akciğer grafisinde gördüğümüz akciğer dokusundaki fibrotik değişimlerin (doku sertleşmesi) azaldığını gördük. Yani Favipiravir, kortizon ve kan sulandırıcı tedavisi alan hastalarda birinci döneme göre akciğer yönünden oldukça iyileşme olduğunu gördük” diye konuştu.
‘Kovid, kadınlarda saç dökülmesine yol açıyor’
Kovid tedavisi görmüş hastalarda yakın zamanda gözlemlenen en ilginç bulgulardan birinin de saç dökülmesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tükek, bunun nedeninin henüz tam olarak tespit edilemediğini belirtti. Tükek, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık. Altında yatan farklı mekanizmalar olabilir diye düşünerek demir eksikliği anemisi ve hipotiroidi de araştırdık. Ama bunların da olmadığını gördük. Bunlar yokken bile saç dökülmesi oluyordu. Bir de nedenini tespit edemediğimiz sırt ağrıları en çok gördüğümüz ikinci semptom. Gerçekten 3 aydır devam eden ve yüzde 10 civarı hastamızda izlediğimiz bir sırt ağrısı yakınması dikkat çekiciydi. Bunun da tam olarak neden olduğunu açıklayamıyoruz. Yani o bölgenin görüntülemelerinde de herhangi bir sorun yok” dedi.
‘1-2 yıl içinde kalp hastalıklarında patlama olacak’
Kovid salgınının; sadece virüsün etkisiyle değil, kısıtlamalar nedeniyle de sedanter (hareketsiz) bir hayata geçilmesi sonucu, önümüzdeki süreçte kalp damar hastalıklarında ciddi bir artışa yol açacağını düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Tükek uyardı. Tükek, “Maalesef bu süreçte çoğu insan hem hareketsiz bir hayata geçti hem de ev ortamında sağlıklı beslenmeyi göz ardı etti. Hareket azlığı ve bu sağlıksız beslenmenin yaratmış olduğu riskin yanı sıra kaygı ve stresin yaratmış olduğu anksiyete de var. Kovid hastalarında anksiyete de çok sık görülüyor uzun vadede. Tüm bunları birleştirdiğimizde, 1-2 sene sonra kalp hastalıklarında patlama olması kaçınılmaz. Kardiyologlara çok iş düşecek önümüzdeki süreçte” ifadelerini kullandı.