Karabük dendiğinde aklınıza yalnızca o birbirinden güzel Safranbolu evleri gelmesin… Her biri ayrı güzel olan özel köşelerle dolu bir cennette yolculuğa hazır mısınız?
1. Asar Kalesi
2. Cam Teras
Türkiye’de gittiğim en güzel yerlerden biriydi. Yükseklik korkusu olanlara asla tavsiye etmem, çünkü Kanyonlarıyla ünlü Karabük’ün en güzel kanyonlarından biri olan Tokatlı Kanyonu‘nun üzerine kurulmuş camdan bir terasta duruyorsunuz. Sadece 3 lira karşılığında yaşayacağınız his gerçekten tarif edilemez… Kanyon ayaklarınızın altındayken neler hissedeceğinizi zaten ben anlatmayayım
3. İncekaya Su Kemeri
Görenleri tarihi bir yolculuğa çıkarıp “Vay be!” dedirtecek bir görkeme sahip. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 18. yüzyılda yaptırılmış. Cam Teras’a kadar gitmişken bu kemeri de bir ziyaret etmelisiniz. Fotoğrafta görüldüğü gibi üzerinde durmanız, artık pek mümkün değil; ancak karşıdan görüntüsü bile yeterli…
4. Mencilis (Bulak) Mağarası
Her köşesi binlerce yılda oluşan sarkıtlarıyla hayranlık uyandıran, Türkiye’de görülmeye değer mağaralardan biri de Karabük’te. Toplam uzunluğu 6 km’den fazla olan mağaranın şimdiye kadar ışıklandırılan ve ziyarete açılan kısmı yaklaşık 400 metre uzunluğunda. 3 katlı olan mağaranın alt katında yeraltı nehri ve 15 metrelik şelale ile birkaç göl var. Ancak bu kısımlar ziyarete açık değil.
5. Taş Köprü
Yapım tarihi belli olmayan Taş Köprü, Safranbolu’nun doğusunda, Konarı Köyü’nün kuzeyindedir. Anadolu’da çokça yerde karşılaşabileceğiniz taş köprülerin oldukça uzunlarından biridir.
6. Tarihi Bulak Hamamı
Osmanlı dönemine ait bir hamam olan Bulak Hamamı’nın tarihi tam olarak bilinmese de 1780 yılında olduğu tahmin ediliyor. Karabük merkezde bulunan hamam, görülmeye değer yerlerden biri.
7. Oralara kadar gitmişken “yayım” yemeden dönmeyin derim…
Yayım adı verilen ev yapımı bir makarna. Üzerine isteğe göre kıyma, ceviz, keş ve yoğurt dökülerek hazırlanıyor. Bir de kızdırılmış tereyağı gezdiriliyor ki… yeme de yanında yat!
8. Safranbolu Evleri
Eh Karabük diyorsak, o dünyaca ünlü Safranbolu evlerini geçemeyiz! Evlerin görüntülerinin yanı sıra hikayeleri de oldukça ilginç. Örneğin eski evlerde 2 adet kapı tokmağı var, erkekler için ve kadınlar için ayrı şekilde düşünülmüş. Biri daha kalın bir ses çıkarırken diğeri daha ince. Sebebi ise evde erkek yokken bir erkek gelirse, kadın kapıyı açmadan avludaki pencereden konuşabilsin diyeymiş… Oralı eski toprak birini bulup, hikayeleri dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim!
9. Cinci Han Kervansarayı
www.tatilstil.com
Safranbolu’nun en meşhur hanı desek, yalan olmaz! 1645 yılında Kazasker Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan han olarak biliniyor. Asıl adı Hüseyin olsa da döneminde Cinci Hoca olarak bilinen Hüseyin Efendi’den ötürü de buraya Cinci Han deniyor. Eski çarşının içinde yer alan kervansarayın en üst katından Safranbolu’yu seyretmek de mümkün.
10. Cinci Hamamı
Cinci Han’ın tam karşısında, yine Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmış. Gerçekten görmeye değer yerlerden biri, üstelik halen hizmet veriyor.
11. Köprülü Mehmet Paşa Camii
Safranbolu’nun en büyük camisiyle tanışın! 1661-1662 yıllarında Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Caminin mimarisi genel cami mimarisinden alışık olduğumuz çizgilerden biraz farklı. Bu fark özellikle miğfer biçimindeki kubbesi ile kubbe içindeki süslemelerde kendini gösteriyor.
12. Güneş Saati
Köprülü Mehmet Paşa Camii’nin avlusunda bulunan güneş saatinin, 19. yüzyıl ortalarında yapıldığı sanılıyor. Saat başlarını gösteren çizgiler biraz daha uzun ve ok işaretiyle sona eriyor. Bunların arasında bulunan “onar” dakikalık zaman dilimlerini işaret eden çizgiler ise kısa. Rakamları Arapça yazılı. Bu güneş saatinde kış, yaz ve bahar, güz dönemlerini gösteren eğriler ya da hatlar bulunmadığından “basit tip yatay güneş saati” grubunda olduğu söyleniyor.
13. Hıdırlık Tepesi
Eskiden “yağmur duası” ve “Hıdırellez” için kutlama alanı olarak kullanılan Hıdırlık Tepesi şimdilerde türbe ve anıt mezar olarak karşımıza çıkıyor. Kuş bakışı Safranbolu’yu görebileceğiniz bir yer olan tepede, manzaranın tadını çıkarırken tarihin oluşumuna tanıklık edebilirsiniz.
14. Safranbolu’ya gitmişken lokum almadan dönmek olmaz!
Tüm bu güzellikler kaybolmasın, gelecek nesillere güvenle aktarılabilsin diye seni de sürdürülebilir yöntemlere sahip çıkmaya, doğamızı, dünyamızı ve ülkemizi korumaya davet ediyoruz.
Ülker olarak, “Önce Ülkem, sonra Ülker” ilkesiyle “Güzel Ülkem İçin Doğa Bize Emanet” diyoruz ve sürdürülebilirlik konusunu önemsiyoruz!
#GüzelÜlkem #DoğaBizeEmanet