2018 yılında ilk Michelin yıldızını alan başarılı Türk şef Ahmet Dede, İrlanda’daki Restoranı, Dede’de yaptığı yemeklerle ikinci Michelin yıldızını aldı. Ünlü Şef Ahmet Dede, Nusret hakkında “Saygı duyulması gereken bir yemek kültürümüz var. Öyle sadece et tokatlayarak, ünlülerin ağızlarına bıçakla et gezdirerek olmaz” ifadelerini kullandı.
Özellikle yemek yapıp sunmayı hayal ettiğiniz birileri var mı?
“Gelse de şu yemeğime baksa dediğim insanlar var. Vedat Milor’u çok severim mesela… Onu çok takip ederim. Sevecenliği, gülüşü hoş. Ailemin gelip nasıl bir tarzda yemek pişirdiğimi görmelerini çok isterim. Bu yıl annemi getirip bir menü hazırlayacağız inşallah. Şef Alain Ducasse var, bana çok ilham olmuş biri. Ünlü İngiliz şef Gordon Ramsey’nin restoranıma gelmesini çok isterim. İlk Michelin yıldızını o vermişti bana.”
Yemek yapmaya nasıl başladınız?
“Çok küçük yaşlarda, evde, annemle yemek yapmaya başladım. Üç erkek kardeşin en küçüğüyüm. Bir de düşünün, babamla birlikte evde dört devamlı aç erkek var. Ankara’da doğduk, büyüdük. Evde hep taze taze yemekler pişerdi. Anneme yardım ederdim. Mantı, hamur açardık, sarma sarardık, oklavayla yardım etmeye çalışırdım. Sabah bazlama pişerdi, süt kaynardı, yoğurt yapılırdı, peynir yapılırdı. Mutfakla ilişkim böyle başladı ama profesyonel aşçı olmaya 25 yaşımda karar verdim.”
Nusret gibi yurtdışında ses getiren şefler hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Popülarizm çok farklı sosyal medyada. Ama aşçılık ustalık gerektiren bir meslek. Herkes de usta olamaz. Çıraklıktan başlanır, kendini geliştirmek için yıllarca uğraşıp farklı ustalardan mesleği öğrenerek usta olmaya çalışırsın. Ben karşı değilim ama beni rahatsız eden; sadece eti kesip, tuza boğup, altınla kaplayıp şov yaparak Türk mutfağını anlatamazsınız. Osmanlı, Balkanlar’ı, Orta Asya’yı gezmiş gelmiş. Bir sürü lezzetler getirmiş. Çok donanımlı bir geçmişimiz, saygı duyulması gereken bir yemek kültürümüz var. Öyle sadece et tokatlayarak, ünlülerin ağızlarına bıçakla et gezdirerek olmaz. Mesleğini gerçekten mütevazı yapıp aynı zamanda usta olmuş, saygı duyulması gereken ama tanınmayan çok iyi aşçılarımız, şeflerimiz var. Bence böyle insanların Türkiye’yi temsil etmesi kültürümüz, geleceğimiz ve turizmimiz açısından daha güzel olur.”