Dünyada ilk kez sadece Türkiye’de üretilecek ASC zerrecik aşısı üzerinde çalışan Prof. Dr. Özören, “Mayısta faz çalışmaları başlıyor. ASC zerrecikleri virüs geldiğinde bağışıklığı harekete geçiriyor, Kovid-19’la mücadelede çığır açacak” dedi.
“Daha önce hiç kimsenin denemediği bir aşı teknolojisi”
“Boğaziçi Üniversitesi’nde geliştirdiğimiz dört dünya bölgesinde patentli ilk ve tek biyolojik buluş olan ASC protein mikroküreciklerine dayalı platform aşı teknolojisi, vücudumuzdaki protein yapısının immün sistemi uyarması üzerinden çalışıyor. Korona aşısı projemizde ASC zerreciklerinden aşı teknolojisini kullanıyoruz. Bu daha önce hiç kimsenin denemediği bir aşı teknolojisi. ASC proteini vücudumuzda bulunan bir protein ve ilginç bir yapısı var. Hücreye bir patojen veya mikrop geldiğinde tetiklenen bir kompleks oluşturuyor. Yani koronavirüs yüzey proteini taşıyan ASC mikrokürecik yapıları, zerrecikler vücudunuza girdiğinde akyuvar hücrelerimiz bunu algılayarak, savunma sisteminizi harekete geçirecek.
“Çığır açacak”
Geliştireceğimiz aşıda ASC proteini akyuvarlara yerleşecek ve virüsü tespit ettiğinde savunma sistemine uyarı verecek. Üzerinde çalıştığımız aşının hayvan deneyleri kısmında etkinliğini görmüş durumdayız. Çalışmalarımızda 1 yılı geride bırakmak üzereyiz. Faz 1 başvuru dosyası için gerekli son araştırma yöntemlerini de tamamlandıktan sonra Mayıs ayında Faz 1 deneylerine başlamayı planlıyoruz. Her şey yolunda giderse Kasım, Aralık gibi Faz 3’e geçmiş oluruz. 2022’de ise aşımızın piyasaya çıkmasını hedefliyoruz. Aşımız Kovid-19’la mücadelede çığır açacak.”
“Oda sıcaklığında bozulmayacak”
Türk bilim insanları olarak dünyaya yeni dizayn bir aşı sunmuş olma iddiasını taşıdıklarını kaydeden Prof. Dr. Özören, “Aşımızın tercih edileceğine inanıyoruz. Çünkü ASC zerrecik aşısı oda sıcaklığında bozulmayacak. Eksi 70 derecede taşınma ve saklanma gibi gereksinimlere ihtiyaç duyulmayacak. En önemlisi üzerinde çalıştığımız aşı dizaynının tamamen vücudumuzda bulunan doğal yapı üzerinden koruyuculuk sağlayacak olması. DNA ve RNA yöntemlerinden daha güvenli olacak ve Afrika, Asya, Türk Cumhuriyetleri bizim aşımıza kolayca erişebilecek” diye konuştu.
“Çin aşısı, mRNA aşıya göre daha güvenli”
mRNA aşısının güvenilirliğine yönelik özellikle sosyal medyada uzmanlar arasında başlayan tartışmalara değinen Prof. Dr. Özören, şunları söyledi:
“Geldiğimiz noktada Çin menşeili aşının daha güvenli olduğunu görüyoruz. Risk grubundaki insanlarımızın Çin aşısından olmalarını tavsiye ediyorum. mRNA aşılarında RNA molekülü bulunuyor. RNA’yı kontrol edemediğimiz gibi, RNA aşıları vücutta aşırı immün yanıtların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu durum herkes için geçerli olmasa da bazı kişiler de hücre içinde başka mekanizmalara zarar verme riski söz konusu olabilir. Bizim üzerinde çalıştığımız ASC zerrecik aşısı ise tamamen vücudumuzda bulunan protein üzerinden çalışacak.”