Bugün de Nobelli bilim insanı Richard Feynman’a kulak verelim.
Öğreterek öğrenmenin en verimli yollarından biri ünlü bilim insanı Richard Feynman tarafından ortaya atıldı.
Feynman’ın öğrencisi olsaydık belki bunu bile bizler için basitleştirebilirdi.
Aslında Feynman Tekniği’ni uygulamak için matematik, fizik ya da kimya gibi alanlarda çalışıyor olmanız şart değil. Bu yöntemi her alana uygulamak mümkün çünkü yöntemin hedeflediği şey çalıştığımız alan değil, zihnimizin çalışma prensibi!
Bu yöntemle başarıya ulaşmak için Feynman der ki:
Yönteme geçelim. Kavraması en zor şeylerin dahi üstesinden gelmek için adeta bir öğretmen gibi o konuyu anlatmaya çalışmak gerekir.
En azından anlatıyormuş gibi davranarak çalışmak. Birine anlatmak şart değil. Yöntemin tek aşaması bu mu? Tabii ki değil! Bu yöntemde başarıya ulaşmak için 4 adımı eksiksiz tamamlamak gerek.
1. Adım: Elinize bir kağıt alın. Konu, teorem ya da konseptin adını kağıdın üst kısmına yazarak başlayın.
Biz örnek olarak Fenomenoloji Kuramı’nı almak istedik. Ayrıca “Böyle basit adım mı olur?” demeyin. Basit yöntem kimi zaman en etkili yöntem olabilir, sabırlı olun!
2. Adım: Ele aldığınız konu, teorem ya da konsepti olabildiğince basit şekilde yazın.
Eğer bu matematiksel denklem ya da diyagramlar içeriyorsa onları da en basit haliyle burada açıklayın. “Basitlik” yine en önemli koşul.
3. Adım: Açıklamanızı yaparken duraksadığınız, kaleminizin titrediği kelime, kavram ya da formülleri bulun.
Bu noktalar üzerine notlarınıza ya da kaynağınıza yeniden dönün, yazdığınız her şey zihninizde tastamam olana dek kaynakları karıştırın. Anlatılacak her şey anlaşıldı mı? O zaman 4. adıma hazırız.
4. Adım: Anlattığınız her şeyi kökten uca kavradıktan sonra karmaşıklığı hâlen devam eden kavramları daha da basitleştirin.
Yöntemimizin basitlik amacından uzaklaşmıyor ve her şeyi sanki hiçbir şey bilmeyen birine anlatır gibi basitleştirmeye çalışıyoruz. Her şey basite indirgenemese de, elimizden geleni ardımıza koymuyoruz.
Son adımda basitlik kıstasını koymakta zorlanırsanız anlattığınız şeyi bir çocuğun anlayabileceği şekilde sadeleştirin.
Bir çocuğun günün büyük kısmında sorduğu “Neden?” sorusunun yanıtlarını aramak çalıştığınız konuya dair zihninizdeki tüm boşlukları doldurmaya yardımcı olacaktır.
Richard Feynman’ın en basitten en karmaşığa, her alanda uyguladığı bu teknik bizlere hayati öneme sahip bir fayda sağlıyor.
Bilgimizin hangi noktada kuvvetli ve hangi noktada zayıf olduğunu kolayca görebiliyoruz. Üstelik öneme sahip bir sınavda, bizden bağımsız bir test mekanizmasında değil, kendi kendimize öğreniyoruz. Bu yöntemle daha etkin öğrenerek çok kısa bir sürede sallantıda olan noktaları belirlemek mümkün. Temponuza ve başarınıza kuvvet diyoruz!