“Fenerbahçe önümüzdeki yılı da kaybediyor, farkında değil. Bir an önce takımın başına yeni teknik direktörü getirip önümüzdeki yılın ve yılların çalışmasını yapmalı ama korkutucu taraf o vizyonunu da kaybetmeye başladı F.Bahçe.”
1- G.SARAY’ın daha üstün oynadığı maçtan gol çıkmadı ve sarı kırmızılıların zirveyle arasındaki puan farkı değişmedi. G.Saraylılar nasıl okumalı bu derbiyi?
2- BEŞİKTAŞ’ın kazansa şampiyonluk yarışına katılabileceği bir fırsat maçıydı. Peki müsabakaya bakınca Beşiktaş’ın bu fırsatı zorladığını söyleyebilir miyiz? Sergen Yalçın geçer not aldı mı?
3- FENERBAHÇE’nin Konyaspor deplasmanında bir yenilgi değil, bir yıkım yaşadı. Teknik sorumlu Zeki Göle, utandığını söyledi maç sonu. Fenerbahçe nereye koşuyor?
4- FUTBOLDA enteresan bir hafta sonu yaşadık. Tüm dünyayı saran koronavirüs kabusu, Süper Lig’i de seyircisiz maçlara zorladı. Futbol olarak nasıl bir hafta sonu izlediniz?
5- GALATASARAY cephesi “ligler ertelensin” derken, Trabzonspor başkanı Ahmet Ağaoğlu, boşanmalar artar diye esprili bir yaklaşımla karşı çıktı. Siz hangi görüştesiniz?
6- MESUT Bakkal’ın yazdığı kitapta yer alan teşvik primi itirafları büyük yankı yarattı. Beşiktaş bu itirafa dayanarak 1986-87 sezonu şampiyonluğunun kendilerine verilmesini istedi. Ne yapılmalı?
CENGİZ SEMERCİOĞLU
1- 3 PUAN ALSA EN GÜÇLÜ ADAY OLACAKTI
G.Saray’ın şampiyonluğu belki de virüs kurbanı oldu. Beşiktaş maçını seyircili oynasaydı Galatasaray’ın 3 puanla sahadan ayrılması işten bile değildi. Galatasaray 3 puanı alsa puan farkını 1’e indirecek ve şampiyonluğun en güçlü adayı olacaktı. Trabzonspor da evinde seyircisiz oynayarak berabere kaldı. Başakşehir avantajlı çıktı bu işten. Ama ben hâlâ ipi göğüsleyen tarafın Galatasaray olacağına inanıyorum.
ŞAMPiYONLUK ŞANSI TAMAMEN ORTADAN KALKTI
2- SERGEN Yalçın’ın bana göre derbi puanı 10 üzerinden 5’ti. Ne sınıfta kaldı ne de takdir aldı. Ortalama bir puanla ikmale kalmamayı garantiledi. Beşiktaş’ın bu derbiyi kazansa bile şampiyonluk şansı azdı, beraberlikle neredeyse tamamen ortadan kalktı. sergen o az şampiyonluk şansını zorlayan yırtıcı, 3 puanı kovalayan bir oyun oynatmadı. Ama korona günlerinde futbol bu kadar olur.
KONYA MAÇINDAKi SONUCA ŞAŞIRMADIM
3- BEN şaşırmadım bu sonuca, en iyi ihtimal beraberlik bekliyordum. Çünkü amacı, heyecanı, beraberliği kalmamış bir ekipten bahsediyoruz. Fenerbahçe’nin bu yılı kaybettiğini dünya alem biliyor da asıl sorun Fenerbahçe önümüzdeki yılı da kaybediyor farkında değil. Bir an önce takımın başına bir hocayı getirip önümüzdeki yılın ve yılların çalışmasını yapmalı ama korkutucu taraf o vizyonu da kaybetmeye başladı Fenerbahçe.
FEDERASYON ‘BU BiZiM KARARIMIZ DEĞiL’ DiYOR
4- BÖYLE bir ortamda maçların oynanıyor olması kadar gereksiz bir şey olamaz. Bir Galatasaraylı larak derbinin seyircisiz oynanması gerektiğini ilk yazanlardanım. Ama o zaman ne böyle bir vaka sayısı vardı ne de Premier Lig, NBA gibi dünyanın en pahalı ligleri ertelenmişti. Federasyon ‘Bu bizim kararımız değil’ diyor, biz de Sağlık Bakanlığı’na ve Spor Bakanlığı’na söylüyoruz zaten; ‘Bir hafta seyircisiz oynadık yeter, sahalarda virüslü futbolcu görmeden bu haftadan itibaren ligleri erteleyin.’
BU, ŞAKASI YAPILACAK BiR DURUM DEĞiL
5- AHMET Ağaoğlu, Çin’deki örneği gösteriyor. Gerçekten de Çin’de karantina koşulları azaltılınca insanlar soluğu boşanmak için mahkemede aldılar. Ancak bu şakası yapılacak bir durum değil. İşte dün cuma namazlarının da kılınmayacağı açıklandı. Neden hâlâ maçlar oynansın? Futbolcular teknik heyet, basın, birine virüs bulaşsa zaten ertelenecek maçlar. Erteleme için illa virüs vakasının çıkması mı bekleniyor?
DÜNÜN GÜNEŞiYLE BUGÜNÜN ÇAMAŞIRI YIKANMAZ
6- BİR sektördeki insanın yıllar sonra çıkıp da hatırlar adı altında geçmişin çamaşırlarını ortaya dökmesine hiçbir zaman sıcak bakmadım. O zaman ‘Neden bunca yıl bekledin’ derler adama. Neden bunca zaman sustun derler. Beşiktaş’ın da mal bulmuş mağribi gibi olayın üzerine atlaması komik. Bir kişinin ifadesine dayanarak 33 yıl önceki şampiyonluğun başka takıma verildiği nerede görülmüş. Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı yıkanmaz.
UĞUR MELEKE:
FATiH TERiM, BAZI KARARLARI DAHA DOĞRU ALSAYDI GALATASARAY DERBiYi KAZANABiLiRDİ
1- Galatasaray yüzde 61 topla oynadı. Rakibinin 3 şutuna karşılık 16 şut attı. İstatistiklere bakılırsa elbette bu 3 puanı Beşiktaş’tan daha fazla istedikleri net. Ancak Fatih terim maç içinde bazı kararları daha doğru alsaydı, belki de istatistik üstünlüğünü tabelaya yansıtabilirdi. Eğer bir maçı domine ediyor, topu sürekli rakip ceza alanına taşıyor ama çerçeveyi bulamıyorsanız, sahada gol şansı olan oyuncu
sayısını artırmanız gerek. Emre akbaba ve andone’yi oyuna çok geç soktu bence terim… Emre akbaba’yı Fenerbahçe ve Sivasspor maçlarında da kulübede unutmuştu terim. Böyle önemli bir yetenekten layıkıyla faydalanmadığı üçüncü büyük maç oldu bu.
YALÇIN DA FIRSATI KULLANAMADI
2- SERGEN Yalçın’ın Başakşehir ve Trabzon maçlarında oynattığı cesur ve proaktif oyunla kıyaslayınca, Galatasaray karşısındaki futbol tatmin edici değildi doğrusu. Yalçın döneminin topla en az oynanan ve en az şut denenen maçıydı bu. İlk 45 dakikada Beşiktaş’ın şutu yok. 45-60 arası kıpırdandılar, Gökhan çıkınca tekrar aynı görüntü… Yalçın’ın kazanması halinde zirveyle farkı 7’ye indireceği ve şampiyonluk yarışçıları arasına girebileceği bir fırsatı böyle düşük viteste geçmesi sürpriz oldu.
FENERBAHÇE ÖNCE NEGATiF HAVAYI DAĞITMALI
3- FENERBAHÇE’nin sanırım genetik hafızasında, işler kötü gittiğinde ibreyi yukarıya bir türlü döndürememek var. Sarı lacivertliler 31 Ocak’ta şampiyonluk adayıyken, tabelada Başakşehir’in 1, Galatasaray’ın 4, Beşiktaş’ın 7 puan üstündeyken, 45 günde bu derece dağılabilmeleri gerçekten enteresan. Bu da Comolli’nin işaret ettiği, ‘negatif hava’yı doğruluyor. Demek ki Fenerbahçe’nin halletmesi gereken bir numaralı konu, önce kulüpteki olumsuz havayı dağıtmak.
FUTBOL, DÜNYANIN EN CiDDi SAÇMALIĞI’
4- SEYİRCİSİZ futbolun tadı tuzu yok. Bunda herkes hemfikir. Ama böyle global bir felaketin bile kulüp menfaatleri çerçevesinde ele alınması tam Türk işiydi gerçekten. Mustafa Cengiz’in önce seyircili maç, sonra iptalden yana olması. Galatasaray Teknik Direktörü ve futbolcuları maçın oynanmasını eleştirirken, Beşiktaşlılar’ın topa girmemesi. Bu durum, bana şu meşhur sözü hatırlattı yeniden: “Futbol, dünyanın en ciddi saçmalığı.” Ciddi mi? Evet, ciddi. Saçmalık mı? Evet, büyük bir saçmalık. Hele tek bir insanın bile can güvenliğiyse söz konusu olan; futbol sadece bir saçmalık.
BU OLAY KULÜP MENFAATLERiNi AŞAR
5- HAFTA içi Olympiakos’la Avrupa Ligi maçı oynayan Wolves Menajeri Espirito santo güzel bir özet yaptı: “İnsanlar ölüyor, biz futbol oynuyoruz. Bu çok garip.” 30 yıl sonra kazanacağı şampiyonluk, virüs nedeniyle riske giren Liverpool Menajeri Klopp’un söyledikleri de önemli: “Eğer futbol oynansın diye tek bir kişinin bile sağlığı tehlikeye girecekse, ligi hemen durdurun.” Hadiseyi kulüp menfaatleri perspektifinden çıkarmak gerekiyor.
HER ŞEY ARAŞTIRILSIN, KUPA HAK EDENiN OLSUN
6- BU olay Türkiye’de de yaşansa Tanzanya’da da; kitabı yazan bir Avustralyalı da olsa, bir Amerikalı da, normal bir vatandaşın aklından geçenler herhalde benimkilerle benzer olacaktır: “Her ne yaşandıysa araştırılsın, gerçekler tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıksın. Hak eden kimse, onun müzesinde olsun kupa. Bu kadar basit.”
MEHMET ASLAN
STRATEJi HATASI YAPTILAR
1- GERÇEKTEN çok büyük bir fırsattı Galatasaray için. İlk 2 sıradaki Başakşehir ile Trabzonspor berabere kalmışken alınacak bir galibiyet onları bir anda ileri iterdi. Ve psikolojik bir üstünlük elde ederlerdi. Daha da kötüsü maçtan sonra yaşanan erteleme tartışmaları da onlara negatif olarak dönecek. Bu tür tartışmaların teknik adam ve futbolcular üzerinden yürümesi takım konsantrasyonunu olumsuz etkiler. Galatasaray bu tür bir de hata yaptı bana göre.
BU SEZON KAHRAMANIM SERGEN YALÇIN
2- BU konuda en güzel sözü Sergen Yalçın söyledi… “Mutlu muyuz dersen, mutlu değiliz. Mutsuz da değiliz. Ne olduğumuzu biz de bilmiyoruz!” Tam Beşiktaş’ı anlatan bir cümle. Derbide yenilmediler, ama yenemediler de. Bu durumda ne hissediyorlarsa o. Sergen Yalçın bu sezon benim kahramanım.
AYNI ŞEYLERi YAPIP FARKLI SONUÇ BEKLiYORLAR
3- SADECE Zeki Göle değil milyonlarca Fenerbahçeli aynı duyguları yaşadı. Ne yazık ki Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım ile başlayan ve Ali Koç ile devam eden bir alışkanlık var. Başkana ve onun tarzına ya da yanlışlarına yönelik her türlü eleştiri sanki düşmanlık gibi pompalanıyor camiaya. Yaptıkları her şeyin onaylanmasını, takdir görmesini istiyorlar. Başarısızlık durumunda da “Aaa kuşa bak” diyerek bir komplo teorisi üreterek sorumluluktan kaçıyorlar. Bu tarzı değiştirmediği müddetçe Fenerbahçe aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeye devam eder. Teknik adam yanlışları, transfer tercihleri ile bu sonu kendisi hazırladı Fenerbahçe yönetimi.
HEYECANI OLMAYAN BiR HAFTA SONUYDU
4- ENDİŞELİ tabii ki… Bu tür durumlarda hayatın sadece futboldan ibaret olmadığını umarım pek çok insan anlamıştır. Bu, işin insani yanı. Diğer bir yan ise seyircisiz futbolun hiçbir şeye benzemediği. Heyecanı olmayan bir hafta sonu geçirdim. Ve bu hafta sonundan hiç keyif almadım. İnşallah başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya en az zararla atlatırız bu belayı.
ŞARTLAR HER GÜN DEĞiŞiYOR
5- BU konuda “Şu doğrudur” diye kesin bir önerme söz konusu değildir. Her gün değişen şartlarda yaşıyoruz. 24 saat bile sürmüyor şartlar. Dolayısıyla dün alınan seyircisiz kararını, bugün yanlış diye değerlendirmek doğru değil. Dün o doğruydu, bugün ertelenmesi doğru olabilir. Muslera da, Fatih Terim de sözlerinde sonuna kadar haklılar. Ama unutmasınlar ki, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de bir gün önce “Maç seyircili oynanabilir. Tüm önlemleri aldık” diye açıklama yapmıştı. Sayın Başkan da o gün için çok haklıydı. Benim düşünceme gelince; “Bugün UEFA’nın alacağı kararlar sonrası ligler ertelenir.”
TEŞViK SUÇ DEĞiLDi AMA DOPiNG HER DAiM SUÇTU
6- FUTBOLUN hukuki boyutunu konuşmaktan nefret ediyorum. Bu benim işim değil. 1986-87 sezonunda teşvik primi suç değildi. Yorum bu. Buna ben de katılıyorum. Peki o zaman her şey temiz mi? Mesut Bakkal orada açık açık doping yaptıklarını da itiraf ediyor. Üstelik tüm takıma bu ilacın dağıtıldığını anlıyorum ben o ifadelerden. O zamanlar teşvik belki suç değildi ama doping her daim suç. Kaldı ki hukuken olmasa bile ahlaken nasıl davranacağız? İçimiz rahat mı diyeceğiz. Açıkçası benim içim rahat değil.
GÜNTEKİN ONAY
G.SARAY NORMAL PERFORMANSININ ALTINDAYDI
1- SEYİRCİSİZ ve koronavirüs gölgesindeki derbide yavan ve lezzetsiz bir futbol vardı. Şu bir gerçek ki seyircisiz maçlarda
tempo düşük oluyor. Derbi maçta da iki takım risk almadan beraberliğe razı bir görüntü ortaya koydu. Galatasaray, ligin ikinci yarısında oynadığı maçların altında bir performans ile oynadı. Bulduğu gol pozisyonları da tamamen Beşiktaşlı futbolcuların bireysel hataları sonucu oluştu.
BEŞiKTAŞ’TA YARATICILIK SORUNLARI DEVAM EDiYOR
2- BEŞİKTAŞ, Galatasaray karşısında akılcı bir taktikle oynadı. Sadece N’Koudou’nun biraz oyun aklı ve pas becerisi olsa derbiyi galibiyetle geçebilirdi. Özellikte hücum bölgesinde oynayan futbolcuların yetersiz performansı sezon geneline olduğu gibi derbiye de damga vurdu. Savunma ve orta alanıyla güçlü bir Beşiktaş var ancak rakip kale önünde yaşanan yaratıcılık sorunları devam ediyor.
YÖNETiM ACiLEN REAKSiYON GÖSTERMELi
3- FENERBAHÇE vasata ve iddiasızlığa alışmamalı. Rekabetçi ve yarışmacı duygusunu asla yitirmemeli. Konya maçında ne yazık ki formalite icabı maça çıkmış bir takım görüntüsü vardı. Son 2 maçı antrenörsüz oynamak da bu olumsuz tabloyu yaratan başlıca faktörlerden biri. Yönetimin bu duruma acilen bir reaksiyon göstermesi şart.
SORUMLULUK DUYGUSUYLA HAREKET EDiLMELi
4- KORONAVİRÜS şu anda tüm dünyada 1 numaralı gündem ve her şeyin önüne geçti. Bazıları farkında değil ancak durum gerçekten çok ciddi ve bireylerin de yüksek sorumluluk duygusuyla tedbirli hareket etmesi şart.
GÖZLER UEFA’DA
5- UEFA’nın bugün yapacağı toplantının ardından, Türkiye Futbol Federasyonu da ligleri erteleyecektir kanaatindeyim. Tüm dünyada spor faaliyetleri durdurulmuşken bu süreçte sadece bizim ligin oynanıyor olması akla yatkın değil.
HER ŞEY TFF’YE BAĞLI
6- BU durum tamamen hukuki bir süreç. Zaman aşımı geçerli olur mu yoksa Türkiye Futbol Federasyonu bir soruşturma açar mı, açıkçası ben de merak ediyorum. Ancak 80’li 90’lı yıllarda teşvik primi ve doping maalesef çok yaygındı. O da bir gerçek.
