2019 yılında Avrupa, inanılmaz derecede kurak bir yaz mevsimi geçirmişti. İspanya’daki yedi hava istasyonu, Haziran’da bile ortalama sıcaklıklardan daha yüksek sayılan dereceleri kaydetmişti. Ülke genelinde Temmuz ve Ağustos aylarında, kuraklık derecesinde ortalamalardan yüksek dereceler yaşanmıştı. Öyle ki İspanya’nın batı kesimindeki Caceres şehri de bu kuraklıktan nasibini alarak umulmadık bir manzara ile karşılaşmıştı. Tejo Nehri’nin kıyılarındaki sular çekildiğinde, geçmişi 4 bin ile 7 bin yıla kadar dayanan eski dairesel anıtlar, Valdecanas Göleti’nin ortalarında kendini göstermişti.
Dolmen of Guadalperal yani İspanyol Stonehenge (İspanyol Taş Anıtları) olarak bilinen anıt heykeller, 100 adet dik duran granit taştan oluşmaktadır. Bu anıtların bazıları, 1.8 metre yüksekliğinde, bazısı ise dairesel olarak 26 metre çapındadır. Bunlardan bazılarının tapınak, bazılarının ise mezarlık alan olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Hatta Guadalperal Anıtları’nın nehir kenarında stratejik bir lokasyonda bulunmasından dolayı, bazı anıtların ticaret yapılan yerler olarak kullanıldığı ve daha sonraları ise arkeologların düşüncelerine göre Romalılar tarafından yağmalandığı düşünülmektedir.,
1920 senelerinde Alman araştırmacı Hugo Obermaier, bölgede bir kazı araştırmasına öncülük etmişti. Obermaier, araştırma yapmak ve Berlin’de sergilenmek üzere bölgeden bazı parçalar almış olsa da çalışmaları, 1960’lara kadar yayınlanmamıştı. Üç yıl sonra ise bu anıtların bulunduğu alan, bölgenin az gelişmiş kısımlarına su ve elektrik sağlamak için yapılan Valdecanas Göleti ile sular altında kaldı. Ne yazık ki anıt mezarlar, bu işlem sırasında suların altına batmış oldu. Yaz aylarında bazı zamanlarda kuraklıktan su seviyeleri azaldığında, belli başlı uzun taşların uçları zaman zaman görünmeye devam etmişti. Fakat 2019 kuraklığı sayesinde, Guadalperal’in hazinesi ilk defa kendini göstermeyi başarmıştı.
Bu enteresan görünüşü ile Guadalperal’in çok turist çektiği ve bu durumun da bazı sorunları beraberinde getirdiği biliniyor. Çünkü etrafında herhangi bir koruma ya da denetim olmadığı için ziyaretçiler, bu anıt taşlara rahatlıkla dokunup istemeden de olsa zarar verebiliyor. Yıllardır sular altında kalan granit taşlar, aşınmaya, bazıları yarılmaya ve hatta bazıları da düşmeye başlamıştı. Anıtların bulunduğu Peraleda de la Mata’nın sakinlerinden lider bir grup, bu durumların önüne geçmek için taşların korunabileceği daha güvenli bir yere taşınmaları için İspanya hükümetine baskı yapmış ve buna istinaden online bir talep toplayarak yaklaşık 44,000 imzayı hükümete sunmuşlar. Fakat Extremadura Üniversitesi ile Ekolojik Dönüşüm, Kültür ve Spor Bakanlığı gibi bazı İspanyol Bakanlıkları, anıt taşların taşınmasının onlara daha çok zarar vereceğini düşündüklerinden bu talebi yerine getirmemişler.
Şu sıralar ise taş gömütlerin, İspanya’da bir anıtın maksimum düzeyde korunmasına olanak sağlayacak şekilde ‘Kültürel Varlık’ olarak ilan edilmesi gibi bir çaba bulunuyor. Geçen sonbaharda yağmurların geri dönmesiyle, Valdecanas su seviyeleri normale dönmüştü ve tüm çabalara rağmen Guadalperal hazinesi, kurtarılamayarak tekrar sular altında kalmıştı.