Koronavirüs sebebiyle çok acil durumlar dışında evinden çıkmayan tüketicilerin, ihtiyaçlarını evden karşılaması, e-ticaret sitelerinde yoğunluk yaşanmasına sebep oldu. Bu yoğunluğa yanıt vermek isteyen üretici firmaların yanı sıra, durumu kendi lehlerine çevirmek isteyen kötü niyetli tacirler de piyasaya sürdükleri sahte ürünlerle tüketici sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.
Konuya ilişkin farkındalık kazanan tüketiciler de hem aldıkları üründeki virüs kaygısından, hem de karşılaştıkları sahte ürün manzaralarından önemli sorunlar yaşarken sektörün öncüleri her iki konuda da tüketicilerden dikkatli olmasını istiyor. Özellikle pakette, teslimat sırasında koronavirüs tehlikesine karşı uyarılan tüketicilerde bugünlerde “Çin kaynaklı ürünlerden virüs bulaşır mı?” kaygısı ortaya çıkıyor.
Buna ilişkin bilgi veren ETİD Başkanı Emre Ekmekçi, şu anda Çin’den gelen ürünlerde virüs olup olmadığı konusunda kanıtlanmış bir vaka bulunmadığına işaret ederek, şunları söyledi:
“Koronavirüsün uzun dönem boyunca kutuların üzerinde yaşayıp yaşamadığı konusunda da kanıtlanmış bir durum yok şu anda. Dünya Sağlık Örgütü’nün virüsü bir pandemi olarak ilan etmesi ile artık sadece Çin’de değil, tüm dünyada olan bir salgın hastalık. Virüsün belirli yüzeylerde 14 güne kadar yaşadığı söyleniyor. Global tedarik zincirinde ürünler artık tüm dünya ülkelerinden geliyor. Tüketicilere almış oldukları ürün Çin’den olsun veya olmasın, Sağlık Bakanlığımızın önerdiği şekilde, önlemleri alarak teslim almasını tavsiye ediyoruz. Buna ek olarak, tüketiciler ürünleri teslim aldıktan sonra almış oldukları ürünlerin dış taşıma ve koruma ambalajlarını olası bir kirlenmeyi önlemesi için geri dönüşüm kutularına atmalarını tavsiye ediyoruz.”
“Tüketiciler, sahte olduğunu düşündükleri ürün ve ilanları internet platformlarına bildirsin”
Sahte ürünler hakkında tüketicilere uyarılarda bulunan ekmekçi, internet platformlarının tedarik zincirlerinde ve platformlardaki satıcılarda talebi karşılayacak yeterli ürün ve stokları olduğuna dikkati çekti. Ekmekçi, “Tüketiciler her zaman olduğu gibi sahte olduğunu düşündükleri ürün ve ilanları internet platformlarına bildirsin. Bu konuda ETİD dernek üye firmalar olarak, sıfır tolerans ile olası sahte ürün satışına karşı her zaman aldığımız önlemleri devam ettiriyoruz.” dedi.
Son dönemde artan ikinci el ürün ve eşya talebine de dikkati çeken Ekmekçi, “Tüketiciler #evdekal çağrısına cevap verip, evlerinde daha fazla zaman geçirdikçe, evlerinde bulunan istemedikleri ürünler daha fazla gözlerine çarpıyor. Bu ürünlerin fotoğraflarını çekip ikinci el ürün ve eşya satan platformlarda satışa sunuyorlar. Son dönemde satışa sunulan bu ürünlerin adetlerinde de artış görüyoruz. Tüketicilere ikinci el ürün ve eşya aldıklarında, hijyen ve sağlık kurallarına özen göstermeli, gelen ikinci el ürünü kullanmadan veya giymeden önce mutlaka temizlemeli ve yıkamalarını tavsiye ediyoruz.” uyarısında bulundu.
“Koronavirüs, tüketici alışkanlıklarını büyük ölçüde değiştirdi”
Büyük e-ticaret firmalarına ürün tedarik eden Nasa İletişim Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Hayrettin Yılmaz, yeni tip koronavirüs’e karşı alınan önlemler ve ilgili bakanlıkların tavsiyeleri doğrultusunda sosyal alanda vakit geçirme sürelerini azalttığına işaret ederek, tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere online alışverişe yönelmesinin de, e-ticaret arz-talep dengesinde ve güven endeksinde bir gerilimin oluşmasına neden olduğuna işaret etti.
Yılmaz, fiyatlara kademeli artışla yansıyan ve sahte ürünlerin e-ticaret sitelerine sürülmesiyle yükselen gerilimin, en büyük tedarikçisi Çin olan ve e-ticaret sistemiyle faaliyet gösteren elektronik cihaz sektöründe de farklı etkiler yarattığını, “Çin kaynaklı ürünlerden virüs bulaşır mı?” sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.
Aralık ayından itibaren yayılım hızıyla tüm dünyayı etkisi alan ve küresel ekonomiye ağır şekilde etkileyen yeni tip Koronavirüsün tüketici alışkanlıklarını da büyük ölçüde değiştirdiğine dikkati çeken Yılmaz, şu bilgileri verdi:
“Tüketici, Çin’den gelen ürünlere yönelik bir mesafe geliştirdi. Bu mesafenin satışları çarpı iki kademesinde düşürdü. Bu konudaki bilgi kirliğine bir açıklık getirmek gerek. Türkiye’de online satış yapan firmaların çoğu direkt ithalatçı firma değil. Dolayısıyla gelen ürün direkt Çin’den gelmiyor. Satın aldığımız ve tüketicimizle buluşturduğumuz her ürün, Türkiye’deki distribütörün güvencesi altında. Ürün öncelikle Çin’den distribütöre ulaşıyor, orada teslimat süresini bekliyor ve sonrasında bize dağıtılıyor. Kısacası ürünün Çin’den ülkemize gelip nihai tüketiciyle buluşması arasında oldukça büyük bir zaman dilimi var. Bu bilgi kirliliğini yok etmenin en temel yolu, uzmanların ne dediğine bakmak. Enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının ve mikrobiyologların söylediği şey çok net; ‘Virüsler kuru ortamlarda yaşamıyorlar, çok kısa bir zaman dilimi içinde pasifize oluyorlar. Cansız varlıkların yüzeyinde varlıklarını uzun süreler sürdürmeleri mümkün değil. Bizim ürünlerimizin distribütör dağıtıma geçmesi bile en azından 15 gün sürüyor. Tüketicilerimiz bu anlamda içlerini rahat tutabilirler.”
“İkinci el e-ticaret piyasasında sahteciliğe dikkat “
Yılmaz, koronavirüs ile gündeme gelen fiyat artışlarıyla baş edemeyen tüketiciyi ikinci el piyasasındaki sahtecilik noktasında da uyardı.
Tüketicilerin elektronik cihazları her zaman olduğu gibi bu süreçte de güvenilir e-ticaret platformlarından satın almaları gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şu uyarılarda bulundu:
“Ne yazık ki kriz dönemlerini bir fırsat olarak gören kişi veya kurumların online platformlarda denetlenmesi çok kolay değil. Yaşadığımız Korona sürecinde de sahtecilik ve fırsatçılığın her sektörde yaygınlaştığını görüyoruz. Biz böylesi bir küresel kriz ortamında ikinci el ürünlerin öncelikli olarak tercih edilmemesini öneriyoruz. Tercih edildiğinde ise güvenilir platformlardan hijyen önceliğinde satın alımların gerçekleştirilmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Yanı sıra özelikle bu dönemde şayet ikinci el ürün tedarik edilmişse çok iyi derecede dezenfekte edilmesi gerekiyor. Artı olarak tüketicimiz kendisine bu noktada bir alım baremi koysun. Fiyatlar aşağıya düşmeyecek. Ertelenebilecek bir ihtiyaç mevcutsa ertelesinler fakat zorunlu bir ihtiyaç varsa hemen tedarik etsinler.”