Konya’nın Çumra ilçesinde bir çiftçinin sulama kanalında bulduğu ve “Hartapu” adlı kralın icraatını anlattığı Luvice yazıt sayesinde bilinmeyen krallığın varlığı ortaya çıktı. Konya Bölgesi Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi (KRASP), Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle 2017 yılında, Oxford Üniversitesi, Chicago Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü iş birliğinde başladı. Merkez Karatay ve Çumra ilçesi sınırında yer alan Çarşamba Deltası’nda yürütülen projenin eş başkanlığını Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsünden Dr. Michele Massa ile Oxford Üniversitesinden Dr. Christoph Bachhuber yürütüyor.
Çukurova Üniversitesinde görevli Dr. Öğr. Üyesi Fatma Şahin ve Chicago Üniversitesinden Dr. James Osborne’un iş birliğinde sürdürülen çalışma ile Konya Ovası’nın doğusunda, bugüne kadar gözardı edilen bozkır ve dağlık bölgede yüzey araştırması gerçekleştiriliyor. En eski yerleşik toplumları, çevre odaklı ve bölgesel bir bakış açısıyla anlayabilmeyi amaçlayan projede çalışma alanı, Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’den Demir Çağı sonuna kadar geçen süreyi kapsıyor.
“Bu havza yeni keşiflere kapı aralıyor”
KRASP Eş Direktörü Dr. Michele Massa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, proje ile Konya Ovası’nda milattan önce 9 bin yıl öncesine uzanan uygarlıklarla, insan ve çevre ilişkilerini anlamayı amaçladıklarını söyledi. Konya’nın, Anadolu’nun arkeoloji alanında en zengin ve bereketli yerlerinden olduğuna işaret eden Massa, “Burası adeta Mezopotamya gibidir. Karatay ile Çumra ilçesi sınırlarında yer alan bölge, arkeolojik anlamda çok verimlidir. Mezopotamya standartlarındaki bu havza yeni keşiflere kapı aralıyor.” diye konuştu. Michele Massa, tarihsel süreç içerisinde tarıma dayalı yaşam biçiminin merak edildiğini vurgulayarak, bölgenin eski uygarlıklardan Osmanlı dönemine kadar çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptığını anlattı.
4 bin 500 yıl önce yapılan sulu tarımın izleri görüldü
Bereketli topraklarıyla ön plana çıkan Çarşamba Deltası’nda 4 bin 500 yıldır tarım yapıldığını anımsatan Massa, “Küçük köy yerleşimlerinden büyük imparatorluğa geçiş sürecini merak ediyoruz. Burada ilk sulama kanalları milattan önce 2500’lü yıllarda başlıyor. Tarımsal sulamada kullanılan toprak kanallar tespit edildi. Suyu Çarşamba Çayı’ndan alıyorlar. Kanallarla suyu ıslah edip tarımda kullanmışlar. Hububat üretiminde değerlendirmişler ve burada sulu tarım yapmışlar.” ifadesini kullandı. Michele Massa, proje kapsamında havzadaki kültürel envanteri çıkarmayı amaçladıklarını dile getirerek, projeyle çok sayıda kültürel varlığı belgelendirdiklerini vurguladı.
“Daha önce bilinmeyen bir krallık bu yazıtla ortaya çıktı”
Projenin 3’üncü yılında, bir çiftçinin sulama kanalı inşaatında bulduğu taş yazıtla büyük heyecan uyandıran hikayenin başladığını anlatan Massa, şunları kaydetti: “Milattan önce 8’inci yüzyıla tarihlendirdiğimiz yazıtla, bilinmeyen krallığın varlığı ortaya çıktı. ‘Hartapu’ adlı kralın icraatını anlattığı, 1 metreye 50 santimetre boyutundaki Luvice yazıtta, ‘Ben büyük kral Hartapu, Frigya ülkesini işgal ettiğimde diğer krallar ülkeme saldırdı. Fırtına tanrısı ve diğer tanrıların yardımıyla bütün kralları yendim’ ifadeleri yer alıyor. Kral, kendi nüfus ve gücünü artırmak için bu yazıtı kullanıyor. Bir anlamda zafer anıtı gibi değerlendirilebilir. Daha önce bilinmeyen bir krallık bu yazıtla ortaya çıktı. Milattan önce 800-700 arası. Yani 2 bin 800 yıl öncesinde burada bir krallık varmış. Hitit İmparatorluğu çöktükten sonra imparatorluk bölünüyor. Beylikler dönemi gibi küçük krallıklar var. Kral, Hitit soyundan geliyor.”
“Avrupa ve ABD’de büyük ilgi uyandırdı”
KRASP’ın disiplinler arası proje olduğuna dikkati çeken Michele Massa, proje bölgesinin dünyada heyecan uyandırdığını belirterek, “Herkes çok merak ediyor. Avrupa ve ABD’de büyük ilgi uyandırdı. Demir Çağı, Anadolu için bilinmeyen karanlık bir dönem. Bu yeni keşif döneme ışık tutuyor.” değerlendirmesinde bulundu.