Erzurum Oltu taşı ile de tanınan şehirlerimizden biri. Hatta tek bile olabilir. Çarşıya indiğinizde keyifli vakit geçireceğiniz irili ufaklı oltu taşı ürünler sergilendiğini göreceksiniz. Özellikle tesbih ve kolye olarak tasarımlanmış ürünler hatıra olarak alınabilir. Alınmasa dahi yerli esnaf ile yapılan samimi muhabbetlerin dahi özlenmiş olduğu fark ediliyor. Zaman da müsait olunca hoş bir alışveriş keyfi doğuyor.
Yüzölçümü olarak Türkiye’nin en geniş dördüncü ili olarak kabul edilen kent gerçekten geniş bir arazide yapılanmış. Erzurum Atatürk Üniversite Kampüsü bu büyük yüzölçümünden nasibini alarak Üniversite nüfusunun rahatlıkla hareket edeceği bir arazi üzerinde kurulu. Daha da genişleme imkânı olan, birçok etkinlik ve aktivitenin konforlu olarak yapılabileceği bir alanda inşa edilmiş. Üniversitede yine ismine yakışır büyüklük ve esneklikte bir konferans salonu mevcut.
Erzurum’da vakit geçirdiğim günlerde o zaman Doğu Anadolu’nun ilk AVM’sinin olduğu alanı da görmek kısmet oldu. Bu oldukça önemli bir adımdı. Doğu Anadolu’da Kurulu ilk büyük alışveriş merkezinin Erzurum’da olması şehrin gelişmesinde olumlu bir adım olarak değerlendirmiştik. Zira alışveriş demek, geleneksel pazaryeri anlayışının ötesinde birçok ulusal ve belki de uluslararası markanın şehre giriş yapması nedeniyle gelen ekonomi ve istihdam artışı demek olacaktı. Bu nedenle son derece önemli bir adım olmuş.
Diğer önemli konu ise Erzurum’un kış sporları ile ünlü bir şehir olması için yapılan yatırımdı. Hatta Uluslararası olimpiyatların gerçekleşmesi gibi hoş bir hayal de vardı. Şehri gezerken bu yatırımı görmemek ve yerli halkın bundan gururla bahsetmemesi gibi bir durum mümkün olamaz. Şehir kayak, snowboard, kayakla atlama alanları, çeşitli kış sporları pistleri gibi spor yarışmaları için o kadar uygun ki, iklim ve ilgi muhteşem. Soğuk, kar ve temiz hava yeterince mevcut. Geniş stadyumlar ve gerekli alan yatırımları destekleyici firmalar/şahıslar ve devlet kanalıyla karşılanmış.
Burada tartışılan tek mevzu, yatırımların aktif olarak etkinliklerle işletilmesi ve sürdürülebilir olması idi. Bu gibi yatırımlarda ilk yatırım çok önemli ancak yeterli olmuyor. Sürekli iyileştirme ve faaliyet yönetimi yapmak şart görünüyor. Kayak sporu için ideal pistlere sahip olan şehirde otel sahipleri son derece konforlu tesisleri hizmete açmışlar. Çoğunlukla bölge halkının çalıştığı otelcilik faaliyetleri ve yatak sayısı özellikle kışın yeterli görünüyor. Ancak bununla beraber kış faaliyetleri veya etkinlikler arttığında yetmeyebilir.
Et tüketmeyenler aç kalabilir
Erzurum’un ünlü cağ kebabını bilmeyen yoktur. Kebap sevenlerin bildiği gibi oğlak ve kuzu etinden yapılır ve yöreye özgü olarak bilinen bir kebap türüdür. Ülkemizde birçok salonda cağ kebabı lokantaları olmasına rağmen doğal olarak en iyisi burada yenilir diye söylerler. Ben ise bir vejetaryen olarak sadece çok bilinen yöresel deneyimleri aktarmakla yetineceğim. Hiç tatmadım ayrıca şehirde beslenme olarak da sıkıntı çektim diyebilirim. Tahmin edeceğiniz üzere burada daha ziyade etli yemekler, hatta etli fırın yemekleri hâkim ve gerek vatandaşlar gerekse turistler afiyetle tüketiyor. Öte yandan buraya gelecek ziyaretçilere şimdiden bahsetmek isterim. Meyve, sebze anlamında çeşitli gıdalar bulamayabilirsiniz. Hem bölgede yetişmiyor hem de yöre halkı pek de tercih etmiyor.