Spor Arena / Damla UĞURTÜRK – Karantina süreci nasıl geçiyor? Online atrenmanlar mı yapıyorsunuz?
Başta gruplar halinde antrenman yapıyorduk. Süreç uzayınca bireysel antrenmana başlama kararı aldık. Sonrasında tekrar gruplarla antrenmana başlayacağız. İnşallah sağlık konusunda her şey düzelir o zaman antrenmanlara geçişi düşünüyoruz.
2- Neden takım sporu seçtiniz?
Ben futbola 5 yaşında başladım. Bunun en büyük nedeni babamdı. Kendisi de futbolu seviyordu. O yaşlarda biraz hobi olarak görüyorsunuz, yaş ilerledikçe mesleğiniz olarak belirlemeye çalışıyorsunuz. Ya üniversiteye gidecektim ya da profesyonel futbolcu olacaktım, futbolu seçtim. Şimdi baktığım zaman doğru karar verdiğimi görüyorum. Ama futbolda ağır sakatlıklar da olabiliyor. Allah’tan bunları yaşamadık.
3- Teknik direktörlük mü, futbolculuk mu, hangisi daha zor?
Teknik direktörlük daha zor. Futbolcu iken sadece kendinizden sorumlusunuz. Kendinize iyi bakmanız, iyi antrenman yapmanız, iyi dinlenmeniz gerekiyor. Ama teknik direktörlükte futbolcu var, teknik ekip var. Her şeyden sorumlu siz oluyorsunuz. Olası ilk sorunda giden de teknik direktör oluyor.
4- İzlemekten en çok zevk aldığınız sporcu kim?
İzlediğim çok spor branşı var. Boks maçlarını çok izliyorum. WBO (Dünya Boks Organizasyonu) maçlarını gecenin dördünde kalkıp seyrediyorum. Onun dışında Amerikan futbolu maçlarını izlemek de hoşuma gidiyor.
5- Beğendiğiniz bir teknik direktör var mı?
Massimiliano Allegri. Juventus’ta çalıştı ve 7-8 sene şampiyon oldu. Sistemini beğendiğim bir direktör. Antonio Conte, Jürgen Klopp ve Jose Mourinho’yu da beğeniyorum. Klopp saha içinde hareketli, işini yüzde yüz yaşayan bir direktör.
6- Maça çıkarken gençken olduğunuz kadar heyecanlı mısınız? Daha mı azaldı?
Heyecan her zaman var. Elinizden gelenin en iyisini yapmak istiyorsunuz.
7- Yaptığınız işe sizi bağlayan duygu ne?
Başarı. İşimizi başarı için yapıyoruz. İşin sonunda başarı yoksa ne için uğraşıyoruz?
8- Kariyerinizde hatalar yaptığınız oldu mu?
Futbolculuk kariyerimde oldu. Daha farklı yerlerde olabilirdim. Gençken bazen göremiyorsunuz. O hataları teknik direktörlüğümde şu anki tecrübemle yapmamaya çalışıyorum.
9- 10 yıl önceye dönebilseniz kendinize mesleki anlamda ne öğüt vermek isterdiniz?
Bazen etrafınızdaki kişileri dinlemeniz gerekiyor. Her dediğiniz doğru olacak diye bir şey yok.
MANCHESTER UNITED’I EViNDE 40 YIL SONRA iLK YENEN DE BiZ OLDUK
10- Hayatınızda en büyük desteği kim verdi?
Babamdı.
11- Mesleğinizden vazgeçmeyi düşündüğünüz bir zaman oldu mu?
Hiç bir zaman olmadı. Dünyaya bir daha gelecek olsam futbolcu olarak gelmek isterdim.
12- Sizi farklı kılan ne?
Diğer hocalara saygısızlık etmek istemem. İstediğim disiplin ve saygı. Olmazsa olmazlarım.
13- Şu an en büyük destekçiniz kim?
Eşim. Kariyerim konusunda en büyük destekçilerimden biri. Evde sonuçlar iyi olmadığında televizyonu kapatıyor, tek sorunumuz orada var (gülümsüyor).
14- Maç öncesi yediğiniz favori bir yemeğiniz var mı?
Maçlardan önce genelde az yemek yerim. Belki de heyecandan…
15- En iyi 11’iniz ve o takımın teknik direktörü kim olurdu?
Teknik direktör: Carlos Alberto Pereira veya Joachim Löw. İlk 11’im de şöyle: Rüştü Reçber, Uche, Jes Högh, Torosidis, Erol Bulut, Yaya Toure, Rivaldo, Andreas Möller, Castilio, Djordjevic, Antony Yeboah.
16- En güçlü yanınız?
Hırslı ve istekli olmam. Hedefime ulaşmak için elimden gelen her şeyi yaparım.
17- Size göre en zayıf yanınız nedir?
Merhametli olmam. Bu huyum zaman zaman sıkıntı yaratıyor.
18- Başka bir spor branşı seçmek isteseniz bu hangisi olurdu?
Amerikan futbolu olabilirdi. Zevkli bir spor.
19- Gençlere mesajınız?..
Bir şeye ulaşmak istiyorsan önce inanacaksın. İnanmıyorsan bir şey başaramazsın.
20- Unutamadığınız bir spor karşılaşması var mı?
Hâlâ Trabzonlularla karşılaştığımızda 1996 yılını bana hatırlatıyorlar. Fenerbahçe’de oynarken Trabzonspor’u 2-1 yendiğimiz maçta galibiyet golünü getiren asisti anlatıyorlar. Manchester United’ı 40 yıl sonra evinde yenen ilk takım da biz olduk. Onlar tabii unutulmayacak maçlar.