Zoru başaran, üreten, çevresindekileri kalkındıran, yılmayan, hayat hikayesi ve yaptıklarıyla ilham veren bir kadın Ebru Baybara Demir; sosyal girişimci, şef, çiftçi. Ebru Baybara, Mardinli bir ailenin İstanbul’da büyüyen bir kızı. Turizm eğitimi aldıktan sonra, “Coğrafya kaderdir” sözüne inat, rotasını memleketi Mardin’e çevirdi. 1998 yılında Mardin hayalinin tohumlarını atan Demir, o günden bu güne girişimlerini kartopu gibi büyüttü.
Mardin’de Cercis Konağı’nda kadınlarla tam bir lezzet durağı oluşturdu. Kariyerinde ilerlerken, çevresindekilere de ilham oldu. Demir, son iki yıldır İspanya’da dünyanın en iyi ilk 10 şefi arasında gösteriliyor.
Koronavirüs salgını olmasaydı önümüzdeki hafta İspanya’ya Sorgül buğdayını ve Mardin’de doğal sabun üretimi yapan kadınların hikayesini anlatmaya gidecekti. O toplantı şimdi 29 Nisan’da online yapılacak. Ve yakında Netflix’in belgesel içeriğinde hikâyesi yayımlanacak.
Demir, salgın nedeniyle turizm durunca, çevresindeki kadınlarla sabun üretimini arttırdı. Bir yandan da 3 yıl önce başlattığı yerel tohum Sorgül buğdayı projesini büyüttü. Ebru Baybara Demir’le bu dönemde yaptığı girişimleri konuştuk.
Her yer, her şey durdu gibi. Bu aylarda binlerce insan Mardin’e gelirdi. Şu günlerinde Mardin’de neler yapıyorsunuz?
Hem işletmecisi hem şefi olduğum Cercis Murat Konağı Mardin’in ilk turistik işletmesi aynı zamanda hayatlarında ilk kez çalışan, kimisi evinden ilk kez bu iş için çıkan kadınlar için tek gelir kaynağı. Bu süreçte restoranın kapanması bu kadınların gelirlerini sekteye uğrattı. Tabii kimseyi mağdur etmemeye çalışıyoruz. Diğer yandan Suriyeli mülteci ve yerel halktan kadınların yer aldığı birçok sosyal gastronomi ve tarım projemiz var. Projelerde yer alan yararlanıcılarımız bu süreçten endişe duyuyor. Ben de onların endişelerini gidermek ve bu döneme uygun yeni bir yol yaratmak için kolları sıvadım. Suriye’de savaş öncesi önemli üretim potansiyeline sahip özel bir sabun olan ve Mardin’de mülteci kadınlar ile üretimine tekrar başlattığımız, Halep Sabunu projemizi dönemin koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun bir forma soktum.
ZEYTİNDEN SABUN PROJESİ
Şu dönemde zaten herkes için hijyen çok daha önemli…
Aynen. Halep Sabunları’nın üretim ve satış sürecini tekrar planlayarak hızlandırdık. Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü (FAO), AAR Japan ve Şükraan Derneği iş birliğinde hayata geçirilen, Halep Sabunları projesinde bugüne kadar 74 kadın yer aldı. Bu bir atık yönetimi projesi aynı zamanda. Mardin’in Derik ilçesinde yetişen Derik zeytinleri zeytinyağı yapımı için kullanılıyor. Ancak yağ üretiminin ardından kalan zeytin posalarının ne yapılacağı konusunda eskiden kimsenin fikri yoktu. Biz de bu posaları alıp sabuna dönüştürmeye başladık.
Satış nasıl gerçekleşiyor?
Türkiye’de ilk kez mülteci ve yerel halk ortaklığında bir kooperatif kuruldu. Kooperatifle birlikte kadınlar ürettikleri sabunların satış sürecini yönetebilecek. Sosyal medya aracılığıyla da satışını yapıyoruz.
YERELLEŞME DESTEKLENMELİ
Sorgül buğdayı projeniz ne oldu? Nedir projenin hikayesi
Yerel tohumlar binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşan genetik birer hazine. Amacımız her türlü doğa koşuluna ve hastalıklara dayanıklı olan bu tohumları ekerek, kuraklık olmak üzere bizi bekleyen tehlikelere karşı önlem almak. Toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için başlayan projede bölgedeki toprak sahipleri, iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek verdiler. Üç yıl önce 70 kadınla ve bir avuç tohumla başladığımız projede bu yıl 360 kadın çiftçimizle 1400 dönüm arazide 800 ton buğday hasat edeceğiz. Dünya için örnek olan her iki projeyi bu yıl 29 Nisan’da Basque Culinary Center’ın online olarak düzenlediği ödül töreninde tüm dünyadan katılımcı olan sosyal gastronomi uzmanlarına ve şeflere anlatacağım. İki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasında yer aldığım Basque Culinary World Prize’da bu sene gerçekleştirdiğim projeleri anlatıyor olmak ayrıca gurur verici bir his. Sorgül Buğdayı için Kaliforniya’dan uzmanlar gelip, neler yaptığımıza baktılar. Netflix yeni bir belgesel hazırlıyor sürdürülebilir tarımla ilgili. Toplumsal kalkınma yaratan projeleri çekiyorlar. Türkiye’den de biz varız. Bizi seçmeleri bizi çok mutlu etti.
JAPONLAR BELGESELİNİ ÇEKTİ
– Ebru Baybara Demir 2018’de Yves Rocher Vakfı’nın düzenlediği Toprağın Kadınları yarışmasında birinci oldu.
– 2018’de Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen Girişimci Çiftçi Kadınlar ödül töreninde kırsalda kadın istihdamına katkı sağlama alanında ödüle layık görüldü.
– 2018’de Basque Culinary World Prize’de Topraktan Tabağa Projesi’yle 30 farklı ülkeden 140 aday arasından ikinci kez dünyanın en iyi 10 şefi arasına girdi
– 2017’de aynı yarışmada ilk 10’a girdi.
– 2012’de Japonlar tarafından belgeseli çekildi
– 2011’de Ekonomisr, Garanti Bankası ve KAGİDER’in Kadın Girişimcisi Yarışması’ndaTürkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadını ödülünü aldı.
– 2007’de Cerciş Konağı’yla Dünyanın Kadın Liderleri ve Sürdürülebilir Projeler ödülünde ilk 3’e girdi.