Sosyal medya danışmanı Haluk Arslantaş konuyla ilgili, “Peki, güne korku ile başlayıp acaba bugün bana virüs bulaşacak mı korkusu içinde işe gelen bir çalışan ne kadar verimli olabilir? İmkânlar el vermesine rağmen evden çalışabilecek birini ofise getirmek ne kadar etik bir karar olur? Tam da bu noktada bunları düşünerek aksiyon almak gerek. Henüz riskin farkına varamamış ve evden çalışma sistemine geçmemiş şirketlerin neler yapması gerektiğine bir bakalım. “ diyerek imkanı olan şirketler için şu tavsiyelerde bulundu:
-Şirket içerisinde bir kişiye virüsün bulaşması herkese bulaşmasına yol açabilir ve geri dönülemez bir yola sokabilir. Bu sebeple yöneticilerin en büyük risk unsurunu oluşturan salgını göz ardı etmemeleri gerekiyor. İmkânı olan her kurum/kuruluş evden çalışma sistemine geçmeli ve çalışanlarının sosyal izolasyon haklarını korumalı.
-İş ve aksiyon planımızı haftalık ve aylık olarak hazırlamalıyız. Olası bir iş gücü kaybetme riskine karşı her birimden personel eksikliği olabileceğini düşünerek yedek bir plan çıkarmalıyız.
-Bütün çalışanlarımıza görev dağılımında bulunmalıyız ve onlar hakkındaki bireysel iş planlarımızı ve beklentilerimizi anlatmalıyız. Unutmayalım ki! En önemli Motivasyon sorumluluk bilincidir.
-Verimliliği arttırmak ve Motivasyonu korumak adına çalışma saatlerini belirli bir planın dışına taşımamalıyız. Disiplin bu vb. durumlarda çalışanların psikolojisi içinde gereklidir. Rehavete kapılmalarını önler, performanslarını korumalarına ve ev-ofis farkını azaltmaya yardımcı olur.
-Nasıl olsa evdesiniz diyerek çalışanlardan her zamankinden daha fazla performans beklememeliyiz! Çünkü çalışan her bireyin belirli bir potansiyeli vardır ve böyle bir süreçte bunun üzerine çıkmasını beklemek onu işten uzaklaştırmak olur. Bir süre sonra verimliliğini bile yitirecektir.
-İş akışını ve süreci kontrol altında tutmak için 3. Parti yazılımlar kullanarak hiçbir çalışanı soyutlamamalı ve bütün çalışanları dijital dünyada birbiri ile entegre etmeliyiz. Bilgi ve veri paylaşımı açısından oldukça önemli olan bu detayı göz ardı etmemeli şirketi bir arada tutanın yalnızca dört duvar olmadığını unutmamalıyız
-Belirli aralıklarla düzenli toplantılar yaparak bireysel trafiği azaltmalı ve ekip olarak hareket etmeliyiz.
Sadece evden çalışma sürecinde değil bütün süreçlerde çalışanlarımızla BİZ-SİZ ayrımına düşmemeli ve her alanda biz diye hareket etmeliyiz. Atalarımızın birlikten kuvvet doğar lafı ile hem çalışanlara hem de yöneticilere en önemli şeyin sağlık olduğunu hatırlatıyor, işler biz birlik olduktan sonra evde de ofiste de yapılır diyorum.