Süper Lig’in en genç teknik adamı olan Hüseyin Çimşir, Trabzonspor medya biriminin sorularını yanıtladı. Çimşir, kendisinden beklentilerin çok büyük olduğunu, özelikle kendisi gibi teknik direktörlüğe yeni başlamış kişilerde sürecin sıkıntılı olabileceğini vurgulayarak, “Zaman zaman zorlandığım günler oldu. Özellikle bunun üstesinden gelebilmek ve motivasyonumu yukarıya çıkarabilmek için baya bir uğraş verdim. Bu süreci kafam rahat bir şekilde tamamladığımı düşünüyorum” dedi.
“Gaziantep ve Başakşehir maçlarına hakem kararları etki etti”
Her puan kaybedilen maçtan sonra üzüldüğünü ifade eden genç teknik adam, “Özellikle hem Gaziantep hem de Başakşehir maçında kaybettiğimiz puanlar, belki bizden kaynaklanmayan hakem hatalarıyla beraber gelinen bir süreç vardı. Gaziantep maçında attığımız golün verilmemesi, Başakşehir maçında penaltının verilmemesi, sonuç itibarıyla biz sonuç üzerinden iş yapıyoruz. Bu maçlarda sonucu etki eden kararlar olduğunu düşünüyorum. O maçlardaki puanlar bize yazılsaydı şu anki puan sıralaması daha farklı olabilirdi” diye konuştu.
“Bu işin oyunculuk tarafı kolay, teknik adamlık tarafı zor”
Bu işin oyunculuk tarafının daha kolay olduğunu belirten Çimşir, “Teknik direktörlük tarafı daha zor. Benim için oyunculuktan gelme teknik direktörlüğün şöyle avantajları var; soyunma odasını biliyoruz, sahayı biliyoruz. Oyuncuların neler hissettiğini, neler yaşayabileceğini biliyoruz. O konuda süreci daha sağlıklı götürebildiğimiz düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Ben liglerin oynanmasından yanayım”
Korona virüsü salgını ile de görüşlerini bildiren Hüseyin Çimşir, şunları söyledi:
“Bu süreçle ilgili olarak elimizde tavsiye kararı gibi bir şey var. Haziran ayında başlayacağı yönünde bir söylem var. Olacak mı, olmayacak mı, ne kadar olacak, nasıl olacak bekliyoruz. Biz haziran ayının ilk haftasında başlayacak şekilde planlamamızı yapıyoruz. Yarın farklı bir şey olur mu, onu bilmiyorum. Ben liglerin oynanmasından yanayım. Sezonun tamamlanmasını istiyorum ama burada önemli olan insanların sağlığı.”
“İki kulvarda da arzulanan hedefe ulaşacağımıza inanıyorum”
Süper Lig’de ve Ziraat Türkiye Kupası’nda ipi göğüsleyeceklerine inançlarının oldukça fazla olduğunu dile getiren Çimşir, “Bu şekilde devam ediyoruz. İkisinde de favoriyiz. Ben geldiğimden beri aynı şeyi söylüyorum. Oyuncu grubuna inancım sonsuz. Sahada problem çözebilen oyuncu sayımız fazla. Şampiyonluğa hasret hem oyuncu grubu hem de bir camia var. Onların enerjisi bizim sahadaki isteğimiz, arzumuz ve coşkumuz bu süreci belirleyecek. Geri kalan 8 haftada istenen, arzulanan hedefe ulaşacağımıza iki kulvarda da inanıyorum” açıklamasında bulundu.
“Pastadan bir pay alınacaksa en büyük payı yönetim kurulunun alması gerekiyor”
Yönetim kurulu ile uyumlu bir şekilde çalıştıklarını belirten Çimşir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başkana ve yönetim kuruluna bize böyle bir ortam sağladıkları için teşekkür ediyorum. Oyuncuları bir araya getiren ve onları huzurlu bir şekilde sahaya çıkartan en büyük faktör onlar. Pastadan bir pay alınacaksa en büyük tarafını yönetim kurulunun alması gerekiyor. Çok büyük bir emekleri ve gayretleri var. Hem takımım adına hem kendi adıma onlara teşekkür ediyorum. Sezon sonunda alacağımız kupalarla onların yükünü hafifletmiş oluruz ve moral vermiş oluruz. Ben Ahmet Ağaoğlu ile oyunculuk tarafında da çalıştım. Yöneticimizdi, o zaman da çok fedakardı. Bizlerle zaman geçirmekten, oyuncu grubuyla vakit geçirmekten son derece mutlu olan kişiydi. Şu anda da başkan olarak aynı şekilde devam ediyor.”
“Doğru eleştiriye saygı duyarım”
Kulübe mektuplar ve kadroların geldiğini vurgulayan genç teknik adam, “Onu niye oynattın, bunu niye oynatmadın gibi olumlu veya olumsuz serzenişte olanlar var, eleştirenler var. Bunun aynısını dışarıda da yaşıyorum. Başakşehir maçıydı. Bir mektup geldi. 90 yaşında bir amca, ‘Edin Visca’ya önlem al’ diye yazmış. Böyle çok şeyler geliyor. Doğru eleştiri gelirse rahatsız etmez. Benim saha içinde neler düşündüğümü, ne yaptığımı anlayan varsa ona saygı duyarım. Oyuncuya takılıp kalmamak lazım” dedi.
“Sağ olsun Sörloth bizi mahcup etmedi”
Takımın golcü oyuncusu Sörloth ile ilgili görüşlerini açıklayan Çimşir, şu ifadeleri kullandı:
“Sörloth bize başkan tarafından söylendi. Böyle bir oyuncu var bakar mısınız diye. Biz de baktık, inceledik ve olumlu bir rapor verdik. 2-3 günlük transfer sürecinden sonra takıma katıldı. İnandık kulüp ve teknik ekip olarak. Takımımızın içerisine kattık. Sağ olsun o da bizi mahcup etmedi. Çok ciddi anlamda takıma katkı yaptı. Kişilik, karakter ve oyuncu olarak çok üst düzey bir oyuncu. Onunla olmaktan, onunla çalışmaktan son derece mutluyuz. Hem arkadaşları hem biz takımın bu hale gelmesinde çok büyük emekleri var”
“Maalesef kulüplerin çoğu kariyer satın alıyor.
Oyuncuların kariyerlerini değil potansiyellerini satın almanın daha önemli olduğunu belirten bordo-mavili takımın teknik patronu, “Oyuncuların geçmişindeki yapmış olduğu performansı baz alarak kulübümüze katıyoruz. Önemli olan oyuncunun kariyerini değil potansiyelini satın alabilmek. Yıldız oyuncuya karşıyız, olmaz diye bunu söylemiyorum. Kulüpler ticaret hane gibi, oyuncusunu pazarlayabilmesi için isimli oyuncuya da ihtiyacı var. Bu sezon 15-16 transfer oldu. Harcadığımız para, verdiğimiz bonservis ve maliyetlere baktığımız zaman; bunun karşılığının olumlu olduğunu düşünüyorum. Bazı oyuncularda yanılmış olabiliriz, bu da olacak. Her aldığımız oyuncu istediğimiz gibi katkı yapmayabilir. Önemli olan buradaki niyet. Araştırıyoruz ama yanılma payımız olacak” ifadelerini kullandı.
“3-5 yıllık Trabzonspor’u oluşturacak oyuncuları kadroya katmak istiyoruz”
Geleceğin Trabzonspor’u ile ilgili olarak ise Çimşir, şunları dedi:
“3-5 yıllık Trabzonspor’u oluşturabilecekleri oyuncuları kadroya katmak istiyoruz. Sayın Başkan Ahmet Ağoğlu ve yönetim kurulu ile de paylaştım. Yaşı biraz aşağıya çekmek, daha potansiyeli olan çıkışa ihtiyacı olan oyuncuları buraya katabilmek. Araştırmamız o yönde.”
“Taraftarların desteği önemli”
Taraftarlara da mesaj gönderen Çimşir, sözlerini şöyle tamamladı:
“Taraftarın takıma olan inancı ve güveni son derece önemli. İçeride ve dışarıda bizi destekliyorlar. Onlar olmadan bu işin zevki olmuyor. Onların sahadaki varlığı ve destekleri çok önemli. Kazandığımız zaman hep beraber seviniyoruz ve mutlu oluyoruz.”