Vücudumuzdan her gün idrarla ortalama 1500 ml, ciltten terleme ve buharlaşma yoluyla 400 ml, dışkı ile 200 ml, solunum havasını nemlendirmek için solunum yoluyla ortalama 300 ml su harcanıyor. Bu, şu anlamada geliyor: Vücudumuzdan toplamda her gün ortalama 2500 ml su kaybediyoruz. Üstelik yaz aylarında bu miktar yaklaşık 500 ml daha fazla. Yani neredeyse 3 litre. Yiyeceklerden aldığımız su ise bu ihtiyacın sadece yüzde 20-30’unu karşılamaya yetiyor. Bu nedenle daha sağlıklı bir vücut, daha canlı bir cilt için günde 2,5-3 litre su içmemiz gerekiyor.
Uzmanlardan alınan bilgilere göre, vücudumuzun kontrol merkezi olan beynimizin yüzde 85’i sudan oluşuyor ve tüm diğer organlarımız gibi sağlıklı çalışmak için suya ihtiyaç duyuyor. Uzamış susuzlukta unutkanlık, dikkat eksikliği, uyku hali, algıda ve hareketlerde azalma, sinirlilik gibi tepkiler oluşuyor. Bu nedenle hem sağlıklı bir vücut hem de sağlıklı zihinsel faaliyetler için her gün yeterli su içmemizin önemi büyük.
Üstelik, su içmek cildi yenileme ve beyin faaliyetlerini düzenlemenin yanı sıra, krampları önlemede, eklem ağrılarını azaltmada, bağırsak hareketlerinin sağlığını korumada da önemli bir role sahip.
Su içmenin reflüyü önlemeden kilo kontrolüne, baş ağrısından pürüzsüz bir cilde hatta stresle başa çıkmaya dek sayısız faydaları varken, su içmemenin de hayati tehlikeye neden olabilecek kadar zararları bulunuyor. İşte bu nedenle her gün en az 2,5-3 litre (ortalama 8 su bardağı) su içmemiz gerekiyor.
İçme suyu nasıl olmalı?
Şişelemenin önemli: Peki içme suyumuzu nasıl almalıyız? Tabii ki cam şişede. Çünkü cam şişeler içerisindeki ürünün tadını, kokusunu, aromasını değiştirmez ve etkilemez. Özellikle kaynak suları doğadaki en saf ve doğal haliyle masamıza gelir.
pH değerinin önemi: Yaşamımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için iyi ve kaliteli su tüketmemiz gerekir. Bunun için içme suyunun temiz olması kadar, sertliğinin de önemi vardır. 7 pH, uzmanlar tarafından nötr olarak kabul edilir. 7’den 8,5’a kadar pH değerleri ise suyun alkali olduğu anlamına gelir. Bu da vücut için daha sağlıklı olduğunu gösterir. Bu nedenle, satın aldığınız suyun üzerindeki pH değerinin 7,2 – 8,5 aralığında olmasına dikkat etmeniz gerekir.
Dengeli mineral yapısı, yumuşak içimi ve eşsiz tadıyla Pürsu, ilk yudumunda canlılık, sağlık ve tazelik vaat ediyor. Türkiye’nin en güvenilir doğal su kaynakları Uludağ ve Nazilli’den çıkarılan ve pH değeri 7,5 olan Pürsu, vücudunuzun eşsiz dengesini korurken her zaman dinç ve zinde kalmanızı da sağlar.
Gökyüzünden şişeye olan yolculuk
Koç Topluluğu markası Pürsu, en önemli özelliği olan dengeli mineral yapısıyla, günlük mineral ihtiyacını karşılamaya yardımcı oluyor. Dinamik ve renkli dünyasına yenilikçi cam şişe tasarımlarıyla hayat veren Pürsu, eşsizlikten ilham aldığı altı benzersiz kar tanesi gravürünü ve Uludağ’ın kar sularıyla yetişen altı farklı çiçeği şişelerine taşıyor.
Pürsu’nun kaynağı Uludağ’da yetişen yüzlerce çiçek arasından keten, gelincik, obrizya, sıklamen, karanfil ve gentiyana yer veren özgün cam şişeler her anında suyun dinamizmini ve coşkusunu hissetmek isteyenlere özel olarak tasarlandı.
Ödüllü Su Kaynakları Belçika’da yapılan tadım testleri sonucunda Pürsu’nun tüm ürünleri “Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (iTQi)” bünyesindeki, dünyanın önde gelen tadım uzmanları tarafından “Dikkat Çeken Tat, Üstün Lezzet Ödülü”nü almaya hak kazandı.
İlgili haberimiz: