Ticaret Bakanı olmadan önce, hakkında gümrük müdürlüklerine “uyarı” yazısı gönderilen Ruhsar Pekcan ile ilgili yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Pekcan hakkında “müteyakkız” olmaları istenen bürokratların, Pekcan’ın bakanlığı döneminde birer birer görevlerinin değiştirildiği ortaya çıktı.
“Türkiye’yi dolandırmasın diye takip edilen kişinin bakan olması yetmiyor, kendisini takip edenleri de görevden alıyor. Gümrük sistemini kökünden değiştiriyor”
“Ruhsar Pekcan’ın gümrüklere yaptığı müdahale öyle büyük ki” diyen Terkoğlu, şunları yazdı:
Sanmayın ki mesele sadece bir gümrük meselesi. Yaşanan olay Türkiye’de devlet düzenine ilişkin kırmızı alarm veriyor. Düşünün, devlette yıllardır görev yapan bir bürokratsınız. Bir sabah elinize bir yazı ulaşıyor. Kendisini Cumhurbaşkanı’nın eşinin yakını olarak tanıtarak gümrükleri atlatmaya çalışan bir tüccara karşı, teyakkuzda olmaya çağırıyor. Milyarların döndüğü gümrükte, söz konusu kişiye karşı uyanık kalmaya çalışıyorsunuz. Derken Cumhurbaşkanı, takip ettiğiniz kişiyi, kimseye sormadan bakan yapıyor. İşin ilginci, “CEO Bakanlık” denilen deneyimde, ne bürokrasiden ne siyasetten gelen tüccar, “sektörden” diye överek tanıtılıyor. Türkiye’yi dolandırmasın diye takip edilen kişinin bakan olması yetmiyor, kendisini takip edenleri de görevden alıyor. Gümrük sistemini kökünden değiştiriyor.
“Bu tüccar nasıl bakan oldu” diye sorguladığınızda “bazı yakınlıklardan”, “bazı tanışıklıklardan” bahsediliyor. Ve siz bu durumda hâlâ namuslu bir bürokrat olarak ülkeye hizmet etmeye çalışıyorsunuz. En küçük memur atanırken köküne kadar araştırmanın yapıldığı ülkede, takip ettiğiniz tüccarın amiriniz yapılmasına şaşırıyorsunuz. Belki de şaşırmıyorsunuz! Görülüyor ki “her şeyi bilen tek adam”a dayanan devlet sistemi, ya en yakınından çıkan bilgiden bile habersiz ya da bile bile devlete karşı kusur işliyor. Her durumda, yönetme düzeni, ülkenin suça karşı mücadelesini engelliyor, yolsuzlukla mücadelenin bağışıklığını azaltıyor, namusluları cezalandırırken namussuzları yükseltiyor. Alicengiz oyununun sonunda ne mi oldu? Darı olan çırağına karşı tavuk olan derviş, darının bir anda sansar olmasıyla boğuldu. Her şey geri döndüğünde, kazananın iki parmağı, yenmiş darılar nedeniyle yerinde yoktu. Dilden dile dolaşan hikâyede, yenen de yenilen de her şey oldu da… Alengirli bir tüccarın bakan olup da bürokratları yiyeceği kimsenin aklına gelmemişti.
Ne olmuştu?
Ticaret Bakanlığı’na bağlı Gümrükler Genel Müdürlüğü Özel Bürosu’nun beş yıl önce gümrük müdürlüklerine bir yazı göndererek, o tarihte bir iş kadını Ruhsar Pekcan’a karşı “müteyakkız olmaları konusunda” uyardığı ortaya çıkmıştı.
Yazıya ilişkin detaylar
Pekcan ile ilgili diğer skandallar