DSÖ Sözcüsü Lindmeier, BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, 27 Aralık 2019’da solunum rahatsızlığı nedeniyle tedavi edilen kişinin aslında Kovid-19’a yakalandığına ilişkin Fransa’dan yapılan açıklamaları değerlendirdi.
31 Aralık 2019’da Çin’de ilk Kovid-19 vakasının bildirildiğini anımsatan Lindmeier, bu bilgiye rağmen çok büyük bir ihtimalle Çin’de Kovid-19 semptomlarının geçen yılın aralık ayı başlarında görüldüğüne dikkati çekti.
Fransa’dan bildirilen vakanın şaşırtıcı olmadığını ifade eden Lindmeier, bu yeni gelişmenin “heyacan verici olduğunu” ve kendilerine “yepyeni ve daha iyi bir tablo çizdiğini” vurguladı.
Lindmeier, virüsün ilk ortaya çıktığı ülke olan Çin’in ismini vermeden, ilk Kovid-19 taşıyıcılarının ülkeler arası seyahat etmesiyle virüsün bilinenden daha önce yayılmaya başlamış olabileceğine işaret etti.
“Fransa’daki veya benzer senaryolardaki bulgular, Kovid-19’un potansiyel virüs dolaşımını daha iyi anlamaya yardımcı oluyor.” diyen Lindmaier, Kovid-19’a ilişkin daha erken tarihli vakaların da ortaya çıkabileceğine işaret etti.
Lindmeier, kasım ve aralık aylarından itibaren “nedeni belirtilmemiş şüpheli zatürre vakalarının” Kovid-19 olup olmadığına dair yeni testler yapmaları için ülkelere çağrıda bulundu.
Sözcü, böylelikle salgına dair yeni bilgilerin ortaya çıkacağını kaydetti.
FRANSA’DA İLK VAKANIN TARİHİ DEĞİŞTİ
Fransa’da, başkent Paris’in banliyölerinden Bobigny’deki İbn Sina Hastanesi Acil Servisi Şefi Yves Cohen, 3 Mayıs’ta BFMTV kanalına yaptığı açıklamada, 27 Aralık 2019’da solunum rahatsızlığı nedeniyle tedavi edilen kişinin aslında Kovid-19’a yakalandığını aktarmıştı.
Cohen, bu durumun bu kişiye tekrar test yapılmasıyla ortaya çıktığını ifade etmişti.
Söz konusu kişinin virüsü iki çocuğuna bulaştırdığını belirten Cohen, eşinin hasta olmadığını fakat belirti göstermeden Kovid-19’a yakalanmış olabileceğini söylemişti.
Sağlık Bakanlığına göre ise ülkede ilk Kovid-19 vakaları 24 Ocak’ta görüldü.