Her gün gelişen teknoloji dünyası, gün geçmiyor ki hayatımızı etkileyecek yeni icatlarla karşımıza çıkmasın. Hal böyle olunca ‘Acaba gelecekte bizi neler bekliyor?’ sorusu akıllara geliyor.
İşte 2050 yıllarında kullanılması beklenen yeni nesil, sıra dışı teknolojiler…
1. Kargo veya sipariş beklemeye son. Süper drone hizmetinizde…
2. Hyperloop Trenleri..
2020 yılında ilk defa yüksüz bir şekilde Güney Kore’de testi gerçekleştirilen, Hyperloop teknolojisi ile yol alan bu trenler saatte 635 mil hıza, yani yaklaşık 1020 km hıza çıkabiliyor. Her yıl test stabilitesi, gelişen teknolojiyle birlikte arttırılarak yapılan bu trenlerin, 2050 yılında ulaşacağı hızı ise gerçekten merak konusu. Keza mevcut hızıyla dahi insanların kullanımına açılması halinde şehirler hatta ülkeler arası toplu taşıma da yeni bir çağa gireceğimizi söyleyebiliriz.
3. Yeni ev arkadaşınız, çalışanınız hatta belki de sevgiliniz; Konuşan, analiz yapabilen yapay zekalar..
Zamanımızın konuşan ve mimik sergileyebilen robotu Sophia’yı duymayanımız yoktur. Bundan 30 sene sonra ise, bilim tahmincilerine göre Sophia’yı yapay zekanın ilk vücut bulmuş atası olarak hatırlayacağız…Çünkü 2050 yıllarında yapay zekanın hayatımızın küçüklü büyüklü her evresinde, gelişmiş halleriyle bizimle olacaklarına dair şüpheleri yok. Bu yapay zekaya sahip teknolojilerden bir tanesi tıpkı bir insan gibi davranabilecek, analiz yapabilecek, reaksiyon gösterebilecek, akılcı ve mantıklı çözümler üretebilecek.
Kim bilir belki de günümüz bazı insanlarının sahip olamadığı naifliğe ve duygusallığa dahi sahip olabilirler ya da herkesin korktuğu gibi insanlığa tehdit haline de gelebilirler.
4. Hafıza ve anılarımız için yaratılmış bulut(cloud) sistemi; Nano Robotlar..
Nano robotlar insan vücuduna enjekte edilebilen nanometrenin mikroskobik boyutlarında bir çeşit robot teknolojisidir. Bu teknolojinin özellikle bazı ülkelerde, kanser tedavisi gibi sağlık alanlarında test ve deneylerinin halihazırda yapılmakta olduğunu biliyoruz. 2050 yıllarında ise bu teknoloji sayesinde insan hafızasının belli bir kısmının, tıpkı akıllı telefonlarımızda ki bulut sistemine benzer bir şekilde depolanabileceği ve istenildiği zaman erişilebilir olacağı düşünülüyor.
Ürkütücü olsa da hafızası zayıf insanlar için oldukça yararlı bir gelişme olabilir gibi duruyor…
5. Uzay seyahatleri; gidiş-dönüş Mars bileti…
Uzay aşığı Elon Musk günümüzde uzaya, özellikle Mars’a yönelik pek çok proje geliştirmeleri yapıyor olsa da hala insanları Mars’ın görüntüsüne birebir şahit edebilmiş değil. Bu durum 2050 yılında değişecek gibi gözüküyor. Öyle ki bir Mars seyahatinin, günümüzde farklı bir ülkeyi ziyaret etmek kadar sıradan hale gelmesi hiç de uzak bir ihtimal değil. İnsanoğlunun bilim ve teknoloji alanında ki güncel en büyük hedefinin Mars’a hatta onun da ötesine ulaşabilmek olduğunu düşünürsek, bu seyahatleri yüksek olasılıklı olduğunu söyleyebiliriz.
”Mars biz geliyoruz!!”
Mars, here we come!!
— Elon Musk (@elonmusk) December 9, 2020
6. Beyin ile koordineli çalışan protezler..
Daha önce Haptix projesi sayesinde protez kol ile beyine sinyal gönderilebilmiş, bu alanda büyük bir gelişme yaşanmıştı. Bundan 30 yıl sonra protezlerin beyin fonksiyonlarımızla tam uyum içerisinde çalışabileceği, hatta daha ütopik düşüncelere göre mevcut uzuvlarımızdan çok daha güçlü ve işlevsel olabileceği teknoloji alanının öngörüleri arasında yer alıyor.
Bunun gerçekleşmesi insanoğlunun geneli için olumlu olsa da kötü niyetli insanlar için tehlikeli bir silah olarak kullanılabileceği anlamına geliyor.
7. Kurşun geçirmez t-shirt…Evet yanlış duymadınız!
Kurşun geçirmez bir t-shirt, size özel güçler kazandırabilen bir abiye, sıcaklığın her türlüsüne dayanıklı kıyafetler… Evet tüm bunlar nanoteknolojinin çalışma alanına dahil olan, şu an için hayal ama gelecek için gerçek olması ihtimaller dahilinde olan yeni nesil teknolojiler. Kıyafetler üzerine, nanoteknolojiyle birlikte çalışmalar ve deneyler yapılıyor, dahası bu süper kıyafetler ile süper kahramanların dahi yaratılabileceğine yönelik çeşitli iddialar da bilim sektöründe yer alıyor.
Bir süper spor ayakkabı ile saatte 300 km hız ile koşmayı kim istemez ki? Üstelik benzinin 7 lira olduğu dönemde…
8. Tarih dersinde sanal gerçeklik gözlüğüyle geçmişe yolculuk…
Sanal gerçeklik gözlüklerinin yaygınlığı son 10 yılda bir hayli artmış durumda. Ancak şu an için kısıtlı alanlarda, limitler dahilinde kullanılabiliyor. Fakat bu gözlüklerin gelecekte öğrencileri sıkıcı derslerden kurtarabilecek seviyeye erişmesi bekleniyor. Öyle ki gözlüğü kullanan öğrencilerin, bir tarih dersinde belirli bir zaman ve coğrafyaya 3 boyutlu olarak yolculuk etmesi hatta içerisinde bulunduğu ortamın fiziğini hissedebileceği düşünülüyor.
Gerçekleşmesi halinde o zamanın çocuklarının bir hayli şanslı olacağını söyleyebiliriz.
9. Telefon düşmanı holografik görüntüye sahip akıllı bileklikler..
Çağımızın en büyük bağımlılıklarından biri olan telefon bağımlılığı ilerleyen yıllarda yerini yeni nesil teknolojiye kaptırabilir. Bu teknoloji bileğimize takabildiğimiz, akıllı kere akıllı, holografik görüntüye sahip bileklikler. Bu bileklikler sayesinde fiziksel tıklama yerine holografik görüntü üzerinde dokunuşlar yapabilecek, sesli komutlar ile her şeyini kontrol edebilecek, üstüne üstlük tehlikeli olabilecek anlarda bileklik tarafından uyarılabileceğiz. En azından teknoloji dünyasının beklentileri bu yönde…
Holografik ekran denilince aklımıza bir de soru gelmiyor değil; Fotoğraf galerimize girdiğimizde başkaları tarafından görülmemesi gereken fotoğrafları nasıl saklayabileceğiz? ????
10. Tam otonom yani şoförsüz araçlar..
Her türlü yol, arazi ve trafikte kendi kendine gidebilen bu şoförsüz araçlar ile insanların hem stres yükünün azalabileceği hem kendilerine daha çok vakit ayırabileceği hem de en önemlisi olarak trafik kazalarının önüne geçilebileceği umuluyor. Belirli bir prensip ve kurallar dahilinde seyir edecek olan otonom araçların elektrik ile çalışacağı öngörülmesiyle, doğamızı günümüz araçlarının gaddarlığından da kurtarabileceği teknoloji beklentileri arasında…
Dileyelim, çalışalım olsun!
Merak edenler için nasıl bir şey olabileceğiyle ilgili videoyu buraya bıraktık..
11. Dev 3 boyutlu yazıcı ile evler inşa etmek…
Belçika’da geçtiğimiz yıl 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle 2 katlı bir ev yapılmıştı. Bu teknoloji genel olarak şu an ufak boyutlu işlerde kullanılıyor olsa da, Belçika’da inşa edilen ev şimdiden gösteriyor ki önümüzde ki yıllarda daha da büyük 3D yazıcılar ile devasa inşaatlar yapılabilir. Teknolojinin, inşaat sektöründe kullanılmasıyla birlikte ev fiyatlarını ucuzlayacağı, fiziksel iş gücünün azalacağı, inşaat sürelerinin kısalacağı ve şehir popülasyonlarının katlanmasında rol oynayacağı öngörülüyor.
Ev fiyatlarının düşmesi dışında pek yararlı bir gelişme olucak gibi durmuyor…
12. Topraktan üretilen çevre dostu elektrik
Biootech şirketi topraktan elektrik üretebilen portatif bir cihaz üretti ve üzerinde çalışmaları devam ediyor. Bu yeniliğin gelecek yıllarda yaygınlaşarak, doğa dostu elektrik üretiminde öncü rol oynaması bekleniyor. Yüzde yüz doğal enerji prensibiyle yola çıkan şirket, cihazlarının tam anlamıyla doğa dostu olduğunu söylüyor. Gübreden ve topraktan alınan organik maddeler sulama ve yağmur suyuyla hücre içine sürükleniyor, ardından mikroorganizmalar organik molekülleri parçalayarak elektronları serbest bırakıyor. Böylece elektrik üretimi gerçekleşmiş oluyor. 2050 yılında bu teknolojinin kat ve kat gelişmesiyle doğamızın bir nebze daha nefes alacağını öngörebiliriz.
13. Yaşlanma önleyici ilaçlar
2020 yılında Unity Biotechnology şirketi, yaşlanma önleyici ilaçlar ile yaşlılığa bağlı diz ağrılarına yönelik çalışmalardan başarılı sonuçlar aldığını açıklamıştı. Bu ilaçlar teknik olarak, yaşlandıkça vücutta biriken hücrelerin dağılmasını sağlayarak çalışıyormuş. Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesinde işe yararsa, yaşlanma evresini tam olarak durduramasa bile yavaşlatma şansı bulunuyor gibi görünüyor. Yine bu alanda çalışmalar yapan farklı bir şirket Alkahest , yaşlı insanlara genç insanların kanında bulunan bileşenleri enjekte ederek, hafif ve orta şiddetli Alzheimer hastalarının, bilişsel ve işlevsel düşüşlerini durdurmaya çalıştığı biliniyor.
Umalım ki tüm bu çalışmalar 200 yıl yaşamak isteyen insanlar için gelecekte tam fonksiyonlu bir hale dönüşür…
14. Uzay madenciliği
İnsanoğlunun doyumsuzluğundan çıkageldiği varsayılan bu fikir, kağıt üzerinde çekici görünürken, gerçekleşmesi imkansız olmasa da bir hayli zormuş. Zira Planetary Resources adında bir şirket uzay madenciliği konusunda yanıp tutuşurken, aldığı milyarlarca dolar desteğe rağmen; Dünya’nın yer çekiminden kurtulmak, tonlarca ağırlıkta ki sondaj makinalarını asteroidlere göndermek, kurulacak istasyonlar için gerekli enerjiyi sağlamak gibi zorluklara dahi erişemeden pes ederek, ConsenSys adında başka bir şirket tarafından satın alınmaya mahkum olmuş. Bu satın alımdan sonra uzay madenciliği konusunda ki çalışmaların akıbetine de pek hakim değiliz.
2050 olmasa da 2200 yıllarında neden olmasın?