BioNTech aşıları için saklandıkları depolardan, uygulandığı aşılama merkezlerine kadar saatler süren planlamalar yapılıyor. Randevu alıp aşıya gelmeyenlerin dozları, sonraki randevulara aktarılıyor. Gün sonunda da elde kalan doz varsa, yakın bölgelerdeki hastaneler arasında ‘insan transferi’ başlıyor. Bir doz aşının dahi ziyan olmaması için randevusuna gelen vatandaşlar, randevuya gelmeyenlerin olduğu diğer hastaneye naklediliyor. Böylelikle günlük aşılama işlemi zayiatsız şekilde tamamlanıyor.
“4 bin aile hekimliği ve 39 ilçeye aşı dağıtıyoruz”
Dr. Yel, İstanbul’daki Halk Sağlığı depolarından 4 bin aile hekimliği birimine, 39 ilçe sağlık müdürlüğüne ve diğer hastanelere rutin aşıların dağıtımının yapıldığını anlatarak, “Biz buradan tüm aşıların saklanması ve dağıtımını yapıyoruz. BioNTech aşısının dağıtımı içinse, biz bir gün önce ‘SİNA’ dediğimiz bakanlığımızın dijital sistemi üzerinden, hastanelerdeki randevuları saat dilimlerine göre görebiliyoruz. Hastanelerde mağduriyet yaşanmaması için bir gün öncesinden planlamalarımızı yapıyoruz. Aynı zamanda Aşı Takip Sistemi dediğimiz ATS üzerinden de hastanelerin aşı stok seviyelerini anlık olarak izleyebiliyoruz. Böylece hastanelere kaç doz aşı dağıtılması gerektiğinin planlamasını yapıyoruz. Tüm diğer aşılar İstanbul genelinde çoğu sağlık kurumunda yapılmakla beraber, BioNTech aşısı sadece 38 adet kamu hastanesinde yapılabiliyor. Hem dağıtım sorunu çıkmaması, hem de saklama koşullarında sıkıntı yaşanmaması adına bu aşı sadece kamu hastanelerinde yapılabiliyor” diye konuştu.
“İstanbul’daki 3 adet dolaptan her birinin kapasitesi yaklaşık 150 bin doz”
Hastanelerdeki randevu planlamalarının depodaki aşı sorumlusuna bildirildiğini anlatan Dr. Yel, süreci şöyle özetledi:
“Depodaki arkadaş, listeye bakar. Hangi hastaneye ne kadar da aşı götürülmesi gerektiğini belirler ve ilgili hastane ile irtibat kurulur. Eksi 80 derecedeki dolaptan, ihtiyaç kadar aşı dışarı çıkartılır. Tek tek, ATS üzerinden hastanenin kayıtlı görevlisi üzerine barkod okutularak kurye nakli gerçekleştirilir. Daha sonra özel kaplar, buzlar içerisinde, aşı nakil araçlarıyla ilgili hastaneye götürülür”
“Normal aşı dolaplarında 5 gün dayanıyor”
“Orada da hastaneler, kurye naklini kendi depolarına yapar. BioNTech aşıları eksi 80 derecelik dolaptan çıktıktan sonra, eksi 20 derecelik dolaplarda 14 gün, 2-8 derecelik normal aşı dolaplarında ise 5 gün dayanır. Ankara’dan özel polis eskortu eşliğinde aşılar buradaki depolarımıza getiriliyor. Kuru buzlardan çıkartılıp, tabakalar halinde bu dolaplara yerleştiriliyor. Eksi 80 derecelik bu dolaplardan İstanbul Halk Sağlığı Kurumu depolarında 3 tane var. Her bir dolabın ortalama 150 bin doz aşı kapasitesi var. Bu dolapların bulunduğu odalar güvenlik tarafından 24 saat korunuyor. Kamera sistemi ile anlık olarak izleniyor. İhtiyaç anında acil durumlarda da, depo görevlisi arkadaşlar her saat gelip buradan aşı dağıtımı yapabiliyorlar.”
“Randevuya gelmeyen olduğunda koşturma başlıyor”
İstanbul’da en çok aşılamanın yapıldığı merkezlerden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde şimdiye kadar 25 binin üzerinde BioNTech aşılaması yapıldı.
Hastanede yaklaşık günlük 4 bin 500 kapasiteyle BioNTech aşılamalarının ikinci dozlarına da geçtiğimiz günlerde başladıklarını söyleyen Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Hastane Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi İdris Kurtuluş, “Soğuk zincire tam uyulması gereken bir aşı. Bu nedenle de belirli prosedürlere uymak çok önemli. Tamamen iğne ile kuyu kazar gibi, ilmek ilmek dokunarak planlamalar yapılıyor. Bu aşı o kadar titizlikle ve o kadar farklı ve zorlu süreçlerle buralara getiriliyor ki, randevusunu alan bir vatandaşımız buraya gelip bu aşıyı olmadığı zaman, bizim elimizde tek doz aşı ile ne yapacağız korkusu başlıyor. Hakikaten bu bir vebal. Çünkü bütün dünyada aşı savaşları var. Herkes aşı bulmaya çalışıyor. Bunun için de 08.00 ila 24.00 arasında olan aşılama saatlerini, yeri geliyor gece 3’e 4’e kadar uzatabiliyoruz” dedi.
Bir flakondan çıkan 6 doz için randevuların ayarlandığını, özellikle son randevulara doğru gelmeyenler olursa, aşı için orada bulunan diğer vatandaşları bekleterek 6 kişiyi mutlaka tamamlamaya çalıştıklarını anlatan Dr. Kurtuluş, “Bazen vatandaşımıza, ‘Bir iki kişi gelmedi, biz birkaç kişi daha bulalım’ diyor ve telefonla arıyoruz gelmeyen vatandaşı. Ulaşamıyorsak uygun olan vatandaşlarımızı randevusuna erken çağırıyoruz. Hiçbir aşıyı zayi etmeden vatandaşımıza uyguluyoruz” diye konuştu.
“İstanbul’daki hastaneler arasında tam bir işbirliği var”
Bazen de hastaneler arası işbirliği yaptıklarını anlatan Dr. Kurtuluş, bu süreci de şöyle ifade etti:
“Gece son dozlara doğru eksik kalan randevu olursa ‘aşı dozu tamamlama trafiği’ başlıyor. Diyelim ki bizim hastanemizdeki randevularda bir kişi eksik kaldı. Yakınlarda birçok hastanemiz var. Bu hastanelerin bir tanesinde de vatandaş gelmiş, tek kişi kalmış. 6 kişi için açmanız gereken bir flakonu tek kişi için açmak zorunda kalmamak için kendi aramızda haberleşiyoruz. Bu bölgedeki birbirine yakın hastaneler olarak aracımızı gönderiyoruz ya da oradaki hastane aracı ile vatandaşı bize gönderiyor. Aşılamayı burada yapıyoruz. Hastanelerimiz arasında aslında tam bir işbirliği var. Özellikle akşam saatlerinde, son dozların uygulanacağı saatlere doğru bu durum ortaya çıkıyor. Sonlara doğru anlıyorsunuz ki gelmeyen olacak. Randevuları aktarmaya çalışıyorsunuz. O flakonu açmamaya çalışıyorsunuz. Hastanelerin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürleri birbirleri ile iletişime geçiyorlar. Gerektiğinde başhekimlerle de iletişime geçiyorlar ve bunu minimuma indirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde bazen sabahtan aşısı olan vatandaş varsa, adresine göre bakıp onu buraya geceden çağırıp işi bitirmeye çalışıyorlar. Şükürler olsun aşıdaki zaiyatımız dünyadaki hiçbir ülkeye benzemeyecek düzeyde, minimum seviyede bu planlamalar sayesinde.”