Kılıç, AA muhabirine medikal tekstiller alanında yaptığı çalışmaları anlatarak, maskelerde kullanılan ham maddelerin testleri hakkında bilgi verdi.
İTÜ’de Tekstil Teknolojieri ve Tasarımı Fakültesi bünyesinde öğretim üyesi olarak çalıştığını aktaran Kılıç, 2012 yılında ABD’de bulunan North Carolina State University’de elektrostatik filtreler, teknik tekstiller üzerine doktorasını bitirdiğini söyledi.
İTÜ’de hem öğretim üyesi hem de teknokent bünyesinde yer alan Areka Filtrasyon şirketinde iş insanı olarak faaliyet gösterdiğini ifade eden Kılıç, “Tekstil sektörü ülkemiz için gerek üretim, gerek istihdam anlamında kritik önemde. Daha donanımlı, daha bilgili, daha vizyoner tekstil mühendislerinin yetiştirilmesi sektörün geleceğini belirleyecek. Bu anlamda elimizden geldiğince emek vermekteyiz.” diye konuştu.
Kılıç, İTÜ Çekirdek Big Bang’te üçüncülük ödülü alan projeleriyle patent aldıklarını belirterek, “Öğrencilerimle yazdığımız proje Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklendi ve Areka Filtrasyon şirketi kuruldu. Areka’yı aslında öğrencilerim kurdular. Birlikte patentini de aldığımız yenilikçi lif üretim sistemleri üzerine… Bunlar şu anda oldukça önem kazanan filtre maske üretimi için gerekli kumaşların makinaları… 1,5 sene kadar öğrencilerim sürdürdü. Fakat o dönemde fazlaca bir iş hacmi oluşturamadığımızdan bana devrettiler. Ürettiğimiz bilgilerin somut katma değer sağlayan ürünlere dönüştüğü bir şirket yapısı kurmayı hedefledik.” ifadelerini kullandı.
İlk başlarda “Parayla uğraşan bir akademisyenlik mi… Bilim mi para mı..” diye düşünürken sonraları fikrini değiştirdiğini anlatan Kılıç, şunları kaydetti:
“Üniversitede üretilen bilginin yarara dönüşmesi bazı felsefi yaklaşımlarda eleştirilse de saplanıp kaldığımız orta gelir tuzağından kurtulmamız, herkesin ağzına sakız ettiği ‘katma değeri’ gerçekten üretmemiz için önemli bir strateji olabilir.”
Kılıç, 2017 yılında şirketi devraldığında işletmenin finansal durumunun çok iyi olmadığını belirterek, maaşını şirket masraflarına harcadığını söyledi.
Ortak AB projeleri yazmak için şirketin faaliyetlerini anlatmak üzere bir YouTube videosu yayınladığını anlatan Kılıç, “Videoda altyapımızı, yeteneklerimizi görürler; ortada buluşmadan da proje yazabiliriz diye düşünmüştük. O videomuzu Hong Kong’tan izlemişler. İlk nanolif filtre üretim makinemizi oraya, Hong Kong’a gönderdik. Hatta bu genel anlamda ilk satışımızdı. İlk satışımız ihracat oldu. Hem de Hong Kong’a… Daha sonrasında birçok farklı ülkeye ihracatla birlikte ülkemizde de geliştirdiğimiz sistemlerin satışını gerçekleştirdik. Benden çok öğrencilerim mutlu oldu. Laboratuvarda yaptıkları çalışmalara daha çok inandılar.” değerlendirmesini yaptı.
Kılıç, inovatif tekstil malzemesi üreten makineler geliştirerek, bunların seri üretimini yaptıklarını ifade ederek, müşterilerinin yüzde 60’ını İngiltere, Çekya, Filipinler ve Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki alıcıların oluşturduğunu kaydetti.
Kılıç, nanolif üretiminde elektrospinning işleminin çok yaygın olduğunu belirterek, bu sisteme nazaran 30 kat daha etkili olan çözeltiden üfleme (aerospinner) teknolojisini geliştirdiklerini söyledi.
Kılıç, “Sistem elektrostatik kuvvetler yerine yüksek basınçlı havanın çekim kuvvetlerinden yararlanıyor. Bu sayede üretim hızı artıyor.” ifadelerini kullandı.