Koronavirüs sonrası tüm dünyanın en önemli sektörü haline gelen tarımda, sektör temsilcileri fiyat dalgalanmalarına karşı koruma istiyor. Maliyetin altında fiyatlarla yapılan satışların çiftçiyi tarladan kopardığını belirten sektör temsilcilerine göre, bu yıl 40 milyona kadar çıkabilecek turist kaybı nedeniyle yaşanabilecek talep arzına da çözüm bulunmalı. Sektör temsilcilerine göre bu konuda atılması gereken ilk adım ise tarım sektörüne özel destek paketi. Tarıma ilişkin diğer talepler ise genel olarak şu noktalarda yoğunlaşıyor:
* Arz açığı olan ürünlerin üretiminin artırılması için iyi bir üretim planlanması yapılmalı, üretimin artırılmasına yönelik destek politikaları belirlenmeli.
* Sulama yatırımları tamamlanmalı, 1 milyon 850 bin hektar arazi sulamaya açılmalı.
* Tarladaki üretimin güvence altına alınması gerekiyor. Tarım sektörüne özel bir destek paketi açıklanmalı.
* Çiftçilerin sulama birlikleri ve elektrik şirketlerine olan borçları nedeniyle tarımsal desteklere konulan blokeler kaldırılmalı.
* Girdi maliyetleri düşürülmeli.
* Market zincirleri üreticilerine ödemelerini geciktirmemeli.
* Et ve süt fiyatlarındaki dengenin üretici ve tüketici aleyhine bozulmasını önleyecek tedbirler alınmalı. Gerektiğinde Et ve Süt Kurumu müdahale etmeli.
* Fiyatlardaki dengeyi sağlamak için bir fon kurulmalı. Ürün fiyatları çok düştüğünde çiftçiye destek verilmeli.
* Tarım ürünlerinde markalaşmaya önem verilmeli.
* Bazı gıda ürünlerinde spekülatif olarak yaşanan fiyat artışları, üretici- tüketici makasının açılmasına neden oluyor. Bu spekülatif hareketler denetimlerle kontrol altına alınmalı.
BU COĞRAFYANIN GIDA AMBARI OLURUZ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: “Koronavirüs salgınıyla birlikte tarımsal üretimin ve tarımda kendine yeter ülke olmanın önemi daha iyi anlaşıldı. Yaşadığımız tecrübeler gösteriyor ki, tarım potansiyelimizin tamamını kullanmak, arz açığımız olan ürünlerimizin üretimini doğru planlamak zorundayız. Salgın nedeniyle vatandaşlarımızın evlerinde kalması, turistik tesisler, lokanta, restoran gibi yerlerin kapalı olması, her yıl ülkemize gelen 40 milyon turistin bu yıl belki de gelemeyecek olmasının doğuracağı muhtemel talep daralması üreticilerimizi kaygılandırıyor, tedirginliğe yol açıyor. Çiftçilerimiz tüm kaygılara rağmen üretime devam ederken, ürününü hasat edemeyeceği ve satamayacağı gibi endişeler yaşıyor. Bu endişelerin giderilmesi için, gıda zincirinin ilk halkası olan tarladaki üretimin güvence altına alınması gerekiyor. Destek miktarları girdi fiyatlarında yaşanan artışlar göz önünde bulundurularak arttırılmalı. Çiftçilerimize ek destek verilmeli. Küçük aile işletmeleri ve genç çiftçilere özel olarak desteklenmeli. 2019 yılı destekleri biran evvel ödenmeli 2020 destekleri avans olarak verilmeli. Soğan, patates ve limonda getirilen ihracat kısıtlaması üreticide fiyatların düşmesine üreticilerimizin mağduriyetine neden olmakta. Ürünlere getirilen ihracat kısıtlamasının kaldırılmasını talep ediyoruz. Üreticilerimizi daha fazla destekler, sektörün yapısal sorunlarını çözersek tüm ülkelerin zarara uğradığı bu süreçte durumu fırsata çevirebilir, içinde bulunduğumuz coğrafyanın gıda ambarı olabiliriz.”
TABAN FİYAT GETİRİLMELİ
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan: “İlk etapta çiftçilere dönük danışmanlık ve eğitim kampanyası başlatılmalı. Tarım il müdürlükleri ve danışmanlık firmalarıyla birlikte hangi bölgede hangi üründen daha çok verim alınabileceğine çalışılmalı. Çiftçi de bu yönde eğitilmeli. Bölgesel marka değerleri oluşturulmalı. Bunun için coğrafi işaretli ürünlerden yararlanılabilir. Girdi maliyetleri tabii ki önemli, ama ürünün satış fiyatı da önemli. Tarlada 60-70 kuruşa satılan üründen çiftçi para kazanamaz. Üretici için satış rakamları maliyetin altında kalmamalı. Bunun için bir fon kurulabilir ve taban fiyat uygulamasına geçilebilir. Örneğin taban fiyat 1.5 lira olarak belirlenir, eğer ürün 60-70 kuruştan satılırsa çiftçiye ödeme yapılabilir. Böylece üretimin sürekliliği sağlanabilir. Ürünler için doğru bir pazarlama stratejisi, üretim planlanması ve çiftçinin doğru şekilde desteklenmesi çok hayati unsurlar.”
MARKETLER ÖDEMELERİ GECİKTİRMESİN
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru: “Market zincirleri satışlarını kasada nakit veya kredi kartıyla en geç 30 gün içinde tahsil ederken, çiftçimize kadar yansıyan tedarikçilerinin ödemesini 60-90 hatta 120 günde yapıyor. Bu krizde işi aksamayan tek sektör büyük marketler. Çiftçi de, ürünü işleyen sanayici de mağdur. Çiftçimizin ürettiği temel gıda ürünlerimizden ve bir çok önemli gıdanın hammaddesi olan sütteki KDV oranı yüzde 8. Bu oranın yüzde 1’e düşmesi hem çiftçimizin, hem sanayicinin, hem de raf fiyatlarına da yansıyacak tüketicinin menfaatine olacaktır.”