Elazığ Fırat Üniversitesi (FÜ) akademisyenleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Karadeniz’de birçok ilden görülen gök taşının (meteor) düşme anına ait kentte ortaya çıkan yeni görüntüleri değerlendirdi.
Kentteki güvenlik kameraları kayıtlarında, gökyüzünden hüzme şeklinde yeryüzüne doğru inen cismin saniyeler içinde ışık saçtığı görülüyor.
Görüntüleri inceleyen FÜ İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Şengün, yaptığı açıklamada, insanları heyecanlandıran gökyüzü olayının, bilim çevreleri tarafından da ifade edildiği üzere bir meteor düşmesi olduğunu belirtti.
Gök taşının düşme anına ilişkin kentteki ve farklı illerdeki güvenlik kamerası kayıtlarını arkadaşlarıyla incelediklerinde, bunun yeryüzüne ulaşma ihtimalinin çok düşük olduğunu gördüklerini vurgulayan Şengün, şöyle devam etti:
“Elazığ’dan elde edilen yeni görüntüler ve Türkiye’nin diğer illerindeki görüntüleri tekrar değerlendirdik. Bunun sonucunda tek bir gök taşı olduğunu, atmosfer içine hızla girdikten sonra sürtünmenin etkisiyle ısınarak ateş topu haline geldiği, ısı ve ışık yaydığı, daha sonra yok olduğu görülmektedir. Görülen illeri dikkate aldığımızda, özellikle Batman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzincan, Erzurum ve Artvin’e doğru atmosfer içinde hareket ettiği, buna bağlı olarak da Artvin civarından sonra havada patlayarak yok olduğu görülüyor. Bu nedenle belirtilen illerde görülen ve izlenen gök taşının, aynı olduğu ifade edilebilir.”
“Arazide gök taşı aramasına gerek olmadığını düşünüyoruz”
Şengün, kentte gök taşının düşme anına tanıklık eden birçok insanın, bunun büyük olasılıkla Harput civarına düştüğünü belirtmesi üzerine, her ihtimale karşı bölgede geniş kapsamlı araştırma yaptıklarını ancak herhangi bulguya rastlamadıklarını dile getirdi.
Özellikle Batman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Artvin gibi illerdeki görgü tanıklarıyla da iletişime geçtiklerini, birçoğunun göz yanılsaması nedeniyle “gök taşının yine bulundukları bölgeye düşmüş olabileceğini” ifade ettiğini anlatan Şengün, bu durumun insanların doğaya çıkıp gök taşı aramasına neden olduğunu bildirdi.
Şengün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“27 Mayıs akşamı 20.30 civarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Karadeniz bölgelerinde rahatlıkla izlenen, görgü tanıkları tarafından yeryüzüne düştüğü zannedilen, göz yanılması neticesinde birçok ilde insanların aramaya çıktığı gök taşına ulaşamayacaklarını düşünüyoruz. Çünkü o tarihte Türkiye’de görülen gök taşının parçalanarak havada yok olduğu düşüncesindeyiz. Bu nedenle insanlarımızın arazide gök taşı aramasına gerek olmadığını düşünüyoruz.”
Gök taşlarının, dünyayı adeta koruyucu bir tabaka halinde kuşatan atmosferde sürtünme etkisiyle yandığını, genellikle yeryüzüne düşmeden parçalanıp yok olduğunu vurgulayan Şengün, “Nadir olarak da yeryüzüne düşebilirler. Bunlar yeryüzüne ulaştıklarında yapılara ya da insanlara zarar verme ihtimalleri var. Ayrıca düştükleri yerlerde kraterler de oluşturabilirler. Ay yüzeyinde kraterlerin büyük bir kısmı ayın atmosfer gibi koruyucu bir etkiye sahip bulunmamasından dolayı yüzeyine gök taşlarının direkt çarpması sonucu oluşmuştur.” ifadelerini kullandı.