Prof. Dr. İbrahim Küçük, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA), iklim araştırması raporunda ’Mini Buzul Çağı’ dikkat çekilmesine ilişkin açıklamada bulundu. Küçük, Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) ve NASA’nın ortak çalışması ile güneşin 25’inci çevriminin Temmuz 2025’de solar maksimuma ulaşmasının beklendiğini ifade ederek, 1600’lü yıllardan itibaren güneş leke çevriminin takip edildiğini, son 100 günde de lekesiz güneş izlenimlerinin insanlarda bir tedirginlik oluşturduğunu belirtti.
’GÜNEŞ LEKELERİ 1838’DEN BERİ HER GÜN SAYILMAKTADIR’
Güneş lekesi ile ilgili bilgi veren Küçük, “Leke olarak tabir edilen bölgeler güneşin yüzeyinde, karanlık bir alan olarak görülen yoğun bir manyetik aktivite alanıdır. Küçük görünseler bile içerine dünyayı alabilecek büyüklüktedirler. İki kutuplu güneş lekeleri bölgelerinin sayılarındaki artma ve azalma yaklaşık 11 yılda bir tekrarlar ve buna güneş leke çevrimi denir. Güneş lekeleri 1838’den beri her gün sürekli olarak sayılmaktadır” dedi.
’UZAYDAKİ ASTRONOTLAR RİSK ALTINDA’
Küçük, solar minimumun dünyaya etkisi olup olmadığına ilişkin ise, şunları kaydetti:
“Endişeye ve korkuya gerek yok. Dünya mini buzul çağa girmeyecek. Kıtlık olacağı ya da kuraklık olacağı iddiaları yanlış. Güneş’teki suskunluk insanlarda endişeye neden olmamalı. Sadece astronotlar risk altında. Sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde çıkan haberler doğru değil. Söz konusu durum güneşteki leke sayılarının azalması, neredeyse sıfıra ulaşması durumudur. Solar minimum, güneşin 11 yıllık güneş çevrimindeki en az güneş enerjisi aktivitesi dönemidir. Bu süre boyunca, güneş lekesi ve güneş patlaması aktiviteleri azalır ve günlerce görülmez. Ancak güneş aktivitesi ile güneş sistemi dışı radyasyonun dünyaya ulaşması arasında bir ters orantı var. Güneş aktivitesinin dünya atmosferine ulaşan kozmik parçacıkların sayısını azaltıcı etkisi var. Yani bu minimum süresince daha fazla kozmik radyasyona maruz kalabiliriz. Ancak daha çok uzaydaki astronotlar risk altında.”