Canlı yayının izleyiciler için en popüler işlevlerinden biri, yayın sırasında görüntülü ve mesajlı etkileşime olanak sağlaması. Bu özellik sayesinde izleyici, sorularına anında yanıt alabiliyor. Ayrıca ürünler hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olabiliyor. Canlı yayınlarda müşterilerin ilgisini daha fazla çekmek isteyen markalar moda şovları ve güzellik tavsiyeleri yayınlıyor. Hatta gıda ürünleri satışları için çiftçilerle içerik iş birliği yapıyor. Sanal ve arttırılmış gerçeklik olanakları ise her açıdan ürünlerin incelemesine izin veren sürükleyici bir 3D alışveriş deneyimi sunuyor.
Çinin ünlü e- ticaret sitesi Taobao’da en iyi hasılat yapan markalar yılda 200 -300’den fazla canlı yayın yapıyor ve bu canlı yayınlar 6-7 saat kadar sürebiliyor. Taobao, 2021’de canlı yayınların 500 milyondan fazla satış sağlayabileceğini öne sürüyor. Şirket, canlı yayınların moda, aksesuar, kozmetik gibi büyük sektörlerin haricinde, gıda ürünleri satışında da iyi performans gösterdiğini belirtiyor.
Canlı yayınların Batı’daki karşılığı
Batı ülkelerinde ise canlı yayınlar ağırlıklı olarak Twitch, YouTube ve Instagram üzerinden yürütülüyor. Amazon dahil pek çok e-ticaret kuruluşu bu yönde adımlar atsa da canlı yayın satışları, Batı’da Asya’da benimsendiği kadar hızlı bir yükseliş göstermiyor. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın geçen hafta yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de ilk 5 aylık dönemde, e-ticaret hacmi, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 48 artışla 63,3 milyar lira olarak gerçekleşti. Yapılan kartlı işlemlere dayanan verilere göre en fazla artış gösteren sektörler, yüzde 75 ile beyaz eşya ve ev aletleri, yüzde 43 artışla giyim, ayakkabı ve aksesuar, yüzde 53 artışla elektronik sektörü, yüzde 95 artışla yazılım sektörü, yüzde 400’ü geçen bir artışla gıda ürünleri oldu.
Öte yandan tüm bu ani yükseliş tüketici şikâyetlerini de beraberinde getiriyor. Çin Reklamcılık Birliği (CAA), geçen hafta, canlı yayın alışveriş kanalları için yeni tanıtım kuralları yayınladı. 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girecek kurallar, canlı yayın yapanların yasalara uymasını ve ürünler hakkında iletilen bilgilerin doğru olmasını hükmediyor. Tüketicileri, ürün ve hizmetler hakkında aldatan veya yanlış yönlendiren ifadeler yasaklanıyor. Türkiye’de de yanıltıcı reklamlara izin verilmiyor. Şikâyet ve müdahale süreci canlı yayın kadar hızlı olamasa da özellikle halk sağlığını riske atan ürünler konusunda yetkililer oldukça duyarlı davranıyor.
Bu konuda küresel otoriteler ve markaların genel görüşü ise canlı yayınların devam edeceği ancak bu yayınların nitelikli yayın yapan, güvenilir medya kuruluşları üzerinden olacağı yönünde. Yakın gelecekte markaların bireysel olarak her bir fenomeni finanse edemeyeceği, aralarındaki rekabetin yanlış adımlara sebep olabileceği böylece bu modanın da çok uzun sürmeyeceği öngörülüyor.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73